ihya.org

akciğer hastalıkları

Tüberküloz Testi Nasıl Yapılır?

Vücudunuz işlevsel açıdan normal olduğunda, bakteri ve virüs gibi hastalık yapan mikroplara karşı çoğu zaman güçlü bir tepki gösterir. İlk temastan sonra, bağışıklık sistemi genellikle mikrobun özelliklerini "hatırlar", böylece aynı tip bir mikropla tekrar karşılaştığında daha hızlı tepki verebilir. Bazen, hastalığa yol açan mikroba ilişkin bu tür bir "hafıza"nın bulunup bulunmadığını görmek için test yapılması mümkündür; böylece kişinin daha önce mikropla karşılaşıp, bağışıklık sisteminde bir tepki geliştirip geliştirmediği anlaşılabilir.

TÜBERKÜLOZ İÇİN TÜBERKİLİN TESTİ:

Solunum Yollarının Görevi Nedir?

Solunum sistemi burun, yutak, gırtlak, soluk borusu (trakea) ve akciğerlerden oluşmuştur. Solunum, havadan oksijenin alınıp kandaki karbon dioksitin atılmasını sağlayan bir olaydır. Solunum yollarının ses oluşumunda, koku ve tat almada da katkısı vardır, ama en önemli görevi solunumu gerçekleştirmesidir. Çünkü solunum yaşam için çok gerekli olan bir olaydır.

Solunum Nedir?

Hava, içinde bulunan oksijeni vermek ve karbon dioksiti almak üzere sürekli olarak akciğerlere girip çıkmak zorundadır. Bu da soluk alma ve soluk vermeyle sağlanır. Hava alınmasına soluk alma, verilmesine soluk verme denir. Normal bir insan dakikada 15-20 kez soluk alır ve verir.

Peak-Flow Metre (Nefes ölçüm testi) Nedir?

Peak Flow Metre ( zirve akım ölçer ) Nedir ?

Peak Flow Metre ( PFM ) akciğerlerden dışarıya üflenen havanın hızını ölçen bir alettir. Astım atağı sırasında havayolları daralır ve dolayısıyla akciğerlerdeki hava daha düşük bir hızla dışarıya üflenir. Üfleme hızındaki farklılık ( normale göre ) PFM ile ölçülür. PFM ile ölçülen üfleme hızı astım atağının belirtileri başlamadan önce düşer. Dolayısıyla eğer siz ve çocuğunuz PFM kullanmayı öğrenirseniz çocuğunuzu erken dönemde evde tedavi edebilir, acil servise başvuruyu önleyebilirsiniz. Dört yaşından büyük tüm çocuklar biraz çaba ile PFM kullanmayı öğrenebilirler.

Kullanım şekli:
-Çocuk mutlaka ayakta olmalıdır.
-İbre sıfıra getirilir.
-Ağız kısmı, dudaklar ile iyice sarılmalıdır.
-Derince bir nefes alıp ani ve hızlı üflenir. ( Tıpkı yanan bir mumu söndürmek ister gibi )
-İbrenin gösterdiği sayı okunur.
-Bu işlem 3 kere tekrarlanır, en yüksek değer Takip Formunda ayrılan yere kaydedilir.

Günde kaç kere kullanılmalıdır ?
Biz günde bir kez sabahları ilaç kullanımından önce öneriyoruz. Ancak, sabah ve akşamları yatmadan önce de yapılabilir.

Bronkoskopi Nedir?

Bronkoskopi birçok akciğer hastalığının tanı ve tedavisinde kullanılan çoğu kez lokal anestezi altında uygulanan endoskopik bir yöntemdir. İlk kez 1897 yılında Gustav Killian tarafından uygulanan bronkoskopi, 1970'li yıllarda Ikeda tarafından geliştirilerek cihazın (bükülebilir)fleksibl olması sağlandı. Bu sayede bronkoskopi lokal anestezi altında hastaya fazla bir rahatsızlık vermeden uygulanabilir hale geldi. Ayrıca Ikeda'dan sonra fleksibl bronkoskoplar giderek daha da gelişerek bronş ağacının daha ileri noktalarına kadar ulaşabilme özelliği kazandılar.

Tüberküloz (Verem) Nedir? Nasıl Tedavi Edilir?

Tanım:Halen tüm dünyada sorun oluşturmayı sürdüren ve bilinen en eski infeksiyon hastalıklarındandan biridir. Akciger ve akciger dışı pek çok sistemi tutabilir.

Klinik Bulgular: En çok akcigeri tutar. Kişinin immün sistemi ile basilin etkileşimine göre farklı klinik tablolar ortaya çıkabilir. İnfekte kişilerin sadece %5-10'unda klinik hastalık gelişir. Primer infeksiyon genellikle sessiz seyreder ve sadece PPD pozitifligi saptanabilir. Bazen özellikle de çocuklarda ateş, kuru öksürük, dispne ve plöritik agrı saptabilir. Fizik incelemede akcigerde ral alınabilir.Akciger grafisinde çogunlukla tek taraflı hilar lenfadenopati (%15 bilateral), kavitesiz infiltrasyon görülebilir. Daha sonra kalsifikasyon oluşabilir. Eritema nodozum, steril poliartrit ve konjunktivit eşlik edebilir. Aylar sonra plörezi gelişebilir. Bagışık sistemi baskılanmış hastalarda progresif primer tüberküloz gelişip milier ve meningeal yayılım gösterebilir. %10 hastada da kısa sürede kronik destrüktif safhaya geçebilir. Reaktivasyon tüberkülozu , dormant odaktan hematojen yayılımla gelişir.

Toplum Kökenli Pnömoni Nedir? Nasıl Tedavi Edilir?

Eşlik eden başka bir hastalığı olmayan hastalarda, günlük yaşamı sırasında ortaya çıkan pnömonilere toplum kokenli pnömoniler denir. Toplum kökenli pnömoniler ikiye ayrılır: tipik pnömoniler ve atipik pnömoniler.

1. Tipik pnömonili hastalarda ilk görülen belirtiler üşüme titreme ile ani yükselen ateştir. Ardından öksürük, pürülan balgam ve plöretik tipte yan ağrısı gelişmektedr.

2. Atipik pnomoniler, ateş, halsizlik, baş ağrısı gibi prodromal belirtilertilerle subakut bir şekilde başlar. Ardından kuru öksürük yada mukoid balgamlı öksürük görülmektedir. Hastalarda hırıltılı solunum gelişebilir. Legionella pnömonisinde (halk arası “yaz zatürresi” olarak bilinmektedir) ise ilk 24-48 saatte halsizlik, kas ağrıları, şiddetli baş ağrısı gelişir. Ardından ani yükselen ateş, ve kuru öksürük başlar. Legionella pnömonisinde bazen yan ağrısı, bulantı, kusma ve ishal gelişebilir.

Solunum Yolu Zehirlenmeleri

Tüp gaz, egzoz gazı (karbonmonoksit), duman ve diğer zehirli gazların solunması sonucunda görülür. Özellikle renksiz ve kokusuz zehirli gazlarla meydana gelen zehirlenmelerde kişide görülen belirtilerin saptanması hayat kurtaracaktır.

Belirtileri:

-Baş ağrısı, baş dönmesi, kulak çınlaması, kendinden geçme, bulantı-kusma, deride renk değişimi.

İlkyardım:

* Öncelikle kaynak kapatılır, havalandırma sağlanır, kişi temiz havaya çıkartılır.

* Yüzüne su serpilebilir, kolları açılıp kapatılabilir,

* Gerekiyorsa suni solunum ve kalp masajı yapılır,

* Mutlaka hastaneye götürülür.

Silikozis Nedir? Nasıl Tedavi Edilir?

Silikosis, pnömokonyozlar başlığı altında toplanan akciğerin toz hastalıklarından en hızlı seyredip ve fatal olanlarından biridir. Solunabilir büyüklükteki (0,5-5 µm çaplı) silis partiküllerinin inhalasyonuyla oluşan, çoğunlukla radyografiyle saptanabilen bir akciğer hastalığıdır. En tipik görünümü basit silikosis ve progresif masif fibrosisdir (klasik silikosis). Diğer radyografik görünümleri silikoproteinosis ya da akut silikosisdir. Klinik olarak da kronik, akselere ve akut olmak üzere üç ayrı formu vardır. Kronik formda akciğer belirtileri, toza sunuk(maruz) kalmanın başlangıcından en erken 15 yıl sonra ortaya çıkar. Akselere silikosisde bu süre 5-15 yıldır. Akut formda ise silikosis birkaç ay içerisinde gelişir ve kristal silikaya aşırı yoğun sunukluk söz konusudur.

Sarkoidoz Nedir?

Sarkoidozun nedeni bilinmemektedir. Vücudun deri, göz, çevresel sinirler, karaciğer, lenf düğümleri ve kalp de dahil hemen hemen her tarafını etkileyebilir, ancak vakaların %90 ında akciğerleri etkiler.

Belirtiler

- Hiç belirti olmayabilir

- Genel kırgınlık

- Ateş

- Nefes darlığı, özellikle egzersiz sırasında

- Kilo kaybı

Sarkoidoz bağışıklık sistemini de tutuyor gibi görünmektedir. Vücudunuzu hastalıklardan koruyan akyuvarların bir tipi olan yardımcı T lenfositler aşırı çalışarak dokularda iltihap hücrelerin birikmesine neden oluyor gibi görünmektedir. Akciğerlerde bu hücre birikimi, alveol (akciğerdeki küçük hava torbacıkları) duvarlarına, bronşlara ve kan damarlarına zarar vererek akciğerdeki normal oksijen dağılımını değiştirir.

Sarkoidoz kadınlarda erkeklerden daha sık görülür. Nadir olarak çocuklarda ve yaşlılarda da görülmesine rağmen, hastaların çoğu 20 ile 40 yaş arasındadır.

Teşhis

SARS (Akut Solunum Yetmezliği Sendromu) Nedir? Nasıl Tedavi Edilir?

Tanımı :

* SARS (Severe Acute Respiratory Syndrome) ya da halk arasında bilinen adıyla "gizemli zatürre" ; 2003 yılı başlarında Asya’da, Kuzey Amerika’da ve Avrupa’da görüldüğü bildirilen, ani başlayıp ağır seyreden, virüslerle oluşan bir solunum yolları hastalığıdır.


En sık görülen belirtileri :

* 38 dereceyi geçen ateş
* Kuru, balgamsız öksürük
* Solunum güçlüğü

Bu belirtilerin salgın olan bölgelerde yaşayan veya oraya yakın zamanda seyahat etmiş olan kişilerde görülmesi daha da anlamlıdır.

Etyoloji :

* Yapılan son çalışmalara göre hastalığa yol açan mikrobun ‘Coronavirüs’ (nezle ve soğuk algınlığına da yol açan taç şeklindeki virüs grubu) ailesine ait bir virüs olduğu anlaşılmıştır.


Epidemiyoloji :

* Dünya'da (yaygın olarak) ilk kez güney Çin'deki Guangdong eyaletinde ortaya çıktı.
* WHO (Dünya Sağlık Örgütü) tarafından şubat 2003’ten itibaren toplanan bilgilerle tanımlandı. 9 ülkede 11 labaratuvarda tanı amaçlı çalışma yapılıyor.
* Hastaların yaşları 25-70 arasında değişiyor.
* 15 yaş altı çocuklarda da görülmüş.

Respiratuar Distres Sendromu Nedir?

Yenidoğanda respiratuvar distress sendromu (RDS) ve hyalin membran hastalığı eş anlamlı olarak kullanılmaktadır. Siyanoz, interkostal ve sternal çekilme gürültülü solunum ile doğumdan hemen sonra ortaya çıkar. birçok nedenleri vardır. Bunlar annnenin aşırı sedasyonu, doğum sırasında kafa hasarı, kan ve amniotik sıvı aspirasyonu intrauterin hipoksi bunlar içinde sayılabilir.

Makroskopik olarak akciğerler kollabe koyu kırmızı pembe renkte ve karaciğer kıvamındadır. Histolojik olarak doku solid görünür ve iyi gelişmemiştir. Distal bronş ve bronşiolleri döşeyen epitelde nekroz görülür, bu epiteller distal hava yollarını kapatabilir. İlk yarım saatte hyalen membran gelişebilir, genelde 2 saatten sonra gelişir. Hyalen membran terminal bronşiollleri ve alveoller duktusları kaplar. Daha distalde olan alveoler saklarda kollpas olur (atelektazi) membranlar nadirdir.

Pulmoner Ödem (Akciğerde Sıvı Toplanması) Nedir?

Akciğerdeki toplardamarların içindeki basıncın aşırı bir şekilde yükselerek aşırı miktarda kanın bu toplardamarları parçalayarak alveoller (hava kesecikleri) içine girmesi sonucunda akciğer ödemi (pulmoner ödem) meydana gelir. Pulnomer ödemin sebebi genel olarak çok sık olan kalp krizleri, mitral ve aort kapağı hastalıkları ve nadir olmakla birlikte yüksek irtifaya maruz kalmasıdır.

Acil Belirtiler

- Nefes darlığı (ciddi);

- Huzursuzluk ve endişe;

- Pembe ve köpüklü balgam:

- Terleme;

- Sararma (beniz sarılığı);

Pulmoner ödemde derhal hastaneye kaldırma ve tedavi gereklidir.

Pulmoner Emboli (Akciğer Embolisi) Nedir?

Akciğere gelen pıhtı tıkacı (trombo-emboli) geniş bir alanı etkiliyorsa hasta ancak yoğun tedavi girişimleriyle kurtarılabilir.

Damarlarda normal olarak bulunmaması gereken değişik boyutlardaki yabancı maddelerin kan yoluyla taşınarak ince bir damarı tıkaması emboli olarak bilinir. Bunun sonucunda tıkanan damarın beslediği bölgeler kansız kalır. Ortaya çıkan beslenme ya da dolaşım bozukluğunu gidermek için yan damarlar zamanında gelişmezse kangren kaçınılmaz sonuçtur.

Emboli

Gaz, sıvı ve katı haldeki maddeler emboliye yol açabilir.

Gaz (hava) embolisi

Damara dışarıdan hava girmesi ya da damar içinde gaz açığa çıkmasıyla oluşur. Örneğin, iğne yapılırken, serum verilirken ya da basıncın ters yönde olduğu boyun toplardamarının bir travmayla karşılaştığında damara hava girebilir.

Normal koşullarda atardamarlardaki kan basıncı kalbin hem kasılma, hem de gevşeme hareketleri sırasında atmosfer basıncından daha yüksektir. Bu nedenle atardamara normal basınç altında hiçbir zaman hava giremez. Atardamarda gaz kabarcığı "dalgıç vurgunu" örneğinde olduğu gibi hızlı basınç değişiklikleri sonucunda ortaya çıkar.

Pnömoni (Zatürre) Nedir? Belirtileri Nelerdir?

Tanım: Mikrobiyal bir ajanla oluşan akciger parankim inflamasyonudur. Toplum kökenli pnömoni, bakımevlerinde pnömoni, nozokomiyal pnömoni, immunkompromize hastada pnömoni ve aspirasyon pnömonisi başlıgı altında incelenir ve yaklaşım belirlenir. Bunların herbirinde etken, prognoz ve tanısal yaklaşım farklılık gösterir. Ayrıca akut, subakut ve kronik olarak sınflandırılabilecegi gibi, tutuluma göre; lober, bronkopnömoni, intersitisyel pnömoni, veya akciger apsesi ve eşlik eden diger radyolojik bulgulara göre;hiler LAP, plevral sıvı ve atelektazi olup olmamasına göre de degerlendirilir. Etkene göre de sınflandırma yapılabilir.

Top