warning: Creating default object from empty value in /home/icom/domains/ihya.com/public_html/saglik/modules/taxonomy/taxonomy.pages.inc on line 33.

alkol

Alkol aldıktan sonraki gün kendini gösteren yan etkiler alkol kullanan hemen herkesin şikayetidir. Baş ağrısı, yorgunluk, mide bulantısı, halsizlik, ufak çapta bir depresyon, susuzluk…

Eğer siz de içki içtiğiniz gecenin ertesi gününde bu etkileri yaşıyorsanız aşağıdaki uyarıları dikkate almalısınız!

Birinci seviyede durabilin

Bu içki sonrası değil, içki esnasında alınacak bir önlem. Yurtdışında yapılan bir araştırma sarhoşluğun 5 tane seviyesi olduğunu göstermiş. Birinci seviyede kendimizi oldukça iyi ve rahatlamış hissedermişiz. Birinci seviyenin ölçüleri de 100 ml kanda 50 mg alkole denk geliyormuş; yani ortalama 60 kilo olan bir kadının 3 kadeh şarap veya 3 bardak votka içmesine eşitmiş. Birinci seviyeden sonra içilen 3 bardak daha içki, ikinci seviyeye geçmemize neden oluyor. İkinci seviyenin belirtileri ise konuşmada bozulmalar ve karar mekanizmamının hakimiyetimizden çıkması… Üç kadeh daha içilen içki, üçüncü seviyeye, yani sersemlememize; ek olarak alınan 300 gr alkol ise dördüncü seviyeye, yani vücudumuzun alkolle başa çıkamamasına neden oluyormuş. Beşinci seviyeyi düşünün artık… Dolayısıyla bu seviyelerin bilincinde olup, her zaman birinci seviyede kalarak içkinin de tadını çıkarmayı aklınızdan çıkarmayın!

Kan şekerinizi yükseltin

Aşırı alkol alımı sonucunda bilincin önemli ölçüde yitirilmesiyle ortaya çıkan alkol zehirlenmesi ve alkol koması acil tedavi gerektiren bir durumdur. Alkol zehirlenmesinin ilk aşamasındaki kişi yalnız bırakılmamalı ve otomobil kullanması engellenmelidir. Hastanın bilinci açıksa kusması sağlanarak henüz midede emilmemiş alkolün vücuttan atılması sağlanabilir.

Alkol, merkez sinir sistemini etkilediğinden kandaki alkol miktarı arttıkça kişinin bilinci zayıflar, refleksleri yavaşlar, yürümede güçlük çekilir, konuşma peltekleşir, hareketler denetimden çıkar, uykuya eğilim ve sonunda koma meydana gelir. Hastanın nefesi yoğun şekilde alkol kokar, solunumu geniş ve derin, nabız düzensiz olabilir. Gözler kanlı, yüz kızarık ve terlidir. Hasta kusabilir ve bilinci açık olmadığından kusmuğu nefes borusuna kaçabilir.

Posted by süreyya

Siroz; normal karaciğer hücrelerinin yerine skar (nedbe) dokusunun oluştuğu duruma verilen isimdir, ve bu durum karaciğerin tüm fonksiyonlarında azalmaya neden olur. İlerlemiş hastalarda, hasar o kadar ciddidir ki, tek çözüm yolu karaciğer naklidir. Siroz ABD deki en sık ölüm nedenleri arasında sekizincidir ve her yıl 25 bin kişinin ölümüne neden olur. Ve yine binlerce kişinin karaciğerinin normal fonksiyonları yapma kabiliyetinde yavaş yavaş azalmaya neden olur.

Sirozun çok sayıda nedeni vardır. ABD ve Avrupada, en sık nedenler; aşırı alkol tüketimi ve kronik Hepatit-C virüs enfeksiyonudur.

Alkolik siroz, 10 veya daha fazla yıl süresince aşırı alkol tüketimi soucunda meydana gelir. Ancak sosyal içicilerde de (toplumsal olaylarda (toplantı, eğlence gibi) alkol tüketen kişiler) siroz meydana gelme olasılığı vardır. Alkolün karaciğer hücreleirne toksik etkisi vardır. Neden bazı insanların alkolün zararlı etkilerine daha dayanıklı olduğu bilinmemektedir, ancak kadınlar erkeklerden daha az alkol tüketseler de alkolik siroza yakalanmaya daha yatkındırlar.

Posted by süreyya

İnsanlara verilen aynı miktarda alkol çeşitli faktörler yüzünden aynı etkiyi göstermez. Vücutları daha küçük ve daha fazla yağ dokusuna sahip oldukları için genellikle kadınlarda erkeklerden daha yüksek bir alkol düzeyi olma olasılığı vardır ve bu nedenle alkol kadınları daha fazla etkiler.

Alkolün etkileri içmeden önce yenen yemeğin miktarına da bağlıdır.Mide ne kadar dolu olursa alkolün kana geçişi o kadar yavaş olur. Böylece alkolün kandaki yoğunluğu da düşük olur.

Alkol zehirlenmesi kabaca kan alkol düzeyiyle paralellik gösterir. Bu da beyindeki alkol düzeyini yansıtır. Alkolik olmayanlarda 25 mg/dl üzerindeki bir kan alkol düzeyinde hafif zehirlenme belirtileri ortaya çıkar; bu belirtiler arasında duygulanım bozukluğu,düşünme yeti5mm kaybı ve hareket bütünlüğünün bozulması bulunur. 100 mg/dl nin üzerinde bir kan alkol düzeyi olduğunda ise çift görme,konuşma zorluğu ve belirgin bir hareket bütünlüğü kaybı görülebilir. Alkol yoğunluğu arttıkça komaya kadar gidebilen sorunlar ortaya çıkabilir.

Zehirlenme genelde bir desilitre kanda en azından 80-100 mg alkol bulunması (80-100 mg/dl veya %0. 1)olarak tanımlanır.

Posted by bilge

Alkolizmle ilgili tüm tedavi programlarının belirli temel ilkeleri vardır. Bir alkolizm tedavi programında aşağıdaki aşamalar bulunur.

Alkolden Arındırma Ve Yoksunluk Belirtileri

Tedavi alkolden arındırma programıyla başlayabilir. Hasta alkolden arındırma servislerinde tedaviye alınır ve yoksunluk belirtileri açısından dikkatlice izlenir. Bu genellikle 4-7 günlük bir süredir ve bu süre içinde sakinleştiricilerin kullanılması da çoğu zaman gerekli olur. Eğer yoksunluk belirtileri ortaya çıkarsa bir doktorun rehberliğine gereksinim duyulabilir. Ayrıca bazı alkolikler için bu dönemde depresyon tedavisi de gerekli olabilir, şiddetli yoksunluk belirtileri olan alkolikler gergin, sinirli olabilir ve hatta bilinç kayıpları bile görülebilir.

Delirium Tremens ve yoksunluk belirtilerinin önlenebilmesi için doktor gözetimi altında ilaç kullanımı gereklidir.

Tıbbi Tedavi

Eğer alkolizmden kaynaklanan tıbbi sorunlarınız varsa, bunlar tedavi edilmelidir. En sık rastlananlanYüksek kan basıncı, kan şekeri artışı, karaciğer ve kalp hastalıklarıdır. Bunların yanısıra, hastalıkla ilgili beslenme sorunları da teşhis edilerek uygun bir diyetle tedavi edilmelidir.

Posted by bilge

Alkolizm, sürekli alkol içme dönemleri. kontrolunu kaybetme ve istenmeyen sonuçların varlığına rağmen ısrarla alkol kullanımını sürdürme gibi özellikler gösteren uzun süreli ve ilerleyici bir hastalıktır.

Alkol bağımlılığı,alkolün etkilerine ruhsal olarak gereksinim duyduğumuz anlamına gelir. Bu durumda kişi kendisine. ailesine. arkadaşlarına ve işine verdiği zararlara rağmen içmeyi sürdürür.

Bunun yanısıra alkole fiziksel bir bağımlılık da gelişir. Ayrıca özellikle erken yaşta alkolik olan erkeklerin oğullarında alkolizme bir eğilim olduğu gösterilmiştir. Bu genetik faktörler bazı alkoliklerde nörolojik komplikasyonların(sinir sisteminde alkolün neden olduğu bozukluklar)oluşmasına yolaçabilir.

Fiziksel alkol bağımlılığının belirtileri arasında, alkole dayanıklılığın giderek artması (tolerans) ve alkol kullanımı kesildiğinde ya da ara verildiğinde yoksunluk belirtilerinin ortaya çıkması bulunur. Tekrar içki içildiğinde bu belirtiler ortadan kalkar. Yoksunluk belirtileri inatçı bir başağrısı,sıkıntı hali, uykusuzluk ve bulantı hissinden tremor (titreme dönemleri), bilinç bozuklukları ve katılma nöbetlerine kadar değişebilir. (bkz. Alkol Yoksunluğu ve Delirium Tremens).

Posted by bilge

Artık alkoliklerin kentin kirli sokaklarında sarhoş dolaşan, giyimine ve bakımına özen göstermeyen insanlar olduğunu ve varsayılan bu özellikleri nedeniyle kolayca tanınabileceğini düşünmüyoruz.

Alkolizm konusunda kazanılan deneyimler, bu sorunun sosyal ya da ekonomik durumla bir ilişkisinin olmadığını gösterdi. Genç veya yaşlı, erkek veya kadın zengin veya yoksul ve her ırktan insan alkolik olabilir. Yaşamları başarısızlıklar ve hayal kırıklıklarıyla dolu olanlar kadar, mutlu insanlar da alkolik olabilirler. Aynca alkoliklerin birçoğu toplumda saygı gören insanlardır, dostları ve iş arkadaşları arasında yıllarca sağlıklı ve normal biri gibi yaşarlar.

Alkolizmden kaynaklanan bitmiş bir evlilik veya kaybedilmiş bir iş gibi sorunlar alkolikler tarafından "talihsizlik, başkalarının yüzünden olan bir durum veya karakterlerine ilişkin bir sorun" olarak görülür.

Yüzyıllarca alkolikler iradesiz insanlar olarak görüldü ve alkol alışkanlıklarını yalnızca kendi iradeleriyle altedebilecekleri düşünüldü. Karakterleri yeterince güçlü olmadığından kimsenin onlar için yapabileceği bir şey yoktu.

Posted by bilge

Alkoliklerin çoğu tedaviye çevre baskısıyla gönülsüz olarak başlar. Tedaviye gereksinimlerinin olduğunu inkar etmeleri nedeniyle bu baskı gereklidir.

Çevresine Ördüğü Duvarı Aşmak

Alkolikler kendilerine ulaşılmasını engellemek için bilerek ya da bilmeyerek çevrelerine duvar örerler. Bu bilinçaltı inkar o denli büyük olabilir ki alkolik sorunun gerçekte ne olduğunu göremez. Tedavinin ilk hedefi yıllardır sürdürdüğü ve yaşamında yıkıma yolaçan alkol alışkanlığının sürmesini sağlayan kişisel savunma mekanizmalarını kırmaktır.

Alkolizm Bir Karakter Zaafı Değil, Bir Hastalıktır

Alkolizmin birhastalık olduğunu kabul etmek oldukça önemlidir. Alkoliği hastalığı yüzünden kınamak yalnızca ondaki kimse tarafından anlaşılmadığı duygusunu besler.

Girişim

Alkoliği, bu ona acı verecek olsa bile, içki içme sorunu olduğu gerçeğiyle yüzleştirin ve inkar etmesine fırsat vermeyin.

Posted by bilge

Her yıl ABD de yaşları 16-24 yaş arası onbinden fazla genç otomobil kazalarında ölmektedir. Yaklaşık 40000 kişi de yaralanmaktadır. Alkol çoğu kez boğulma.intihar ve yangınlar nedeniyle oluşan ölümlerden de sorumludur.

Alkol tüketimi özellikle lise son sınıf erkek çocuklar arasında oldukça yüksek bulunmuştur. Ancak ergenlik dönemindeki kız çocuklarında da alkol kullanım oranı yüksek bulunmuştur.

Bir gencin alkol kullanması alışkanlığa yolaçabileceği için tehlikelidir. Bu ülkede alkol alışkanlığı olan yaklaşık 20 milyon erişkinin yarıdan fazlası aşırı alkol tüketimine gençlik yıllarında başlamıştır. Bir erişkin için alkol alışkanlığının gelişmesi yıllar almasına rağmen, gençlerde birkaç ay gibi kısa bir sürede oluşabilir.

Posted by Arif

İnsanlara verilen aynı miktarda alkol çeşitli faktörler yüzünden aynı etkiyi göstermez. Vücutları daha küçük ve daha fazla yağ dokusuna sahip oldukları için genellikle kadınlarda erkeklerden daha yüksek bir alkol düzeyi olma olasılığı vardır ve bu nedenle alkol kadınları daha fazla etkiler.

Alkolün etkileri içmeden önce yenen yemeğin miktarına da bağlıdır.Mide ne kadar dolu olursa alkolün kana geçişi o kadar yavaş olur. Böylece alkolün kandaki yoğunluğu da düşük olur.

Alkol zehirlenmesi kabaca kan alkol düzeyiyle paralellik gösterir. Bu da beyindeki alkol düzeyini yansıtır. Alkolik olmayanlarda 25 mg/dl üzerindeki bir kan alkol düzeyinde hafif zehirlenme belirtileri ortaya çıkar; bu belirtiler arasında duygulanım bozukluğu,düşünme yeti5mm kaybı ve hareket bütünlüğünün bozulması bulunur. 100 mg/dl nin üzerinde bir kan alkol düzeyi olduğunda ise çift görme,konuşma zorluğu ve belirgin bir hareket bütünlüğü kaybı görülebilir. Alkol yoğunluğu arttıkça komaya kadar gidebilen sorunlar ortaya çıkabilir.

Zehirlenme genelde bir desilitre kanda en azından 80-100 mg alkol bulunması (80-100 mg/dl veya %0. 1)olarak tanımlanır.

Posted by Arif

Alkolü aniden kesen alkoliklerde çeşitli fiziksel ve ruhsal yoksunluk belirtileri ortaya çıkar. Çoğu kişide hafif olmakla birlikte ellerde titreme, nabız, kan basıncı ve vücut sıcaklığında artış, uyku bozuklukları, bulantı, ishal ve diğer sindirim sorunları olur. Bu belirtiler genellikle 3-5 gün sürer; hafif rahatsızlıklar ise haftalarca sürebilir.

Bununla birlikte bazı alkolikler için Delirium Tremens korkutucu ve tehlikeli bir durumdur. Çoğu insanda kötü rüyalar, huzursuzluk ve panik ataklar yoksunluğun en kötü belirtileridir. Delirium Tremensde zihin bulanıklığı, halüsinasyonlar, şiddetli titremeler, paranoid düşünceler ve hatta katılma nöbetleri görülebilir. Bu belirtiler çoğunlukla 3-5 gün, bazen de daha uzun sürer.

Hafif ya da ciddi olsa da tüm şikayetlerin nedeni alkol yoksunluğudur; beyin ve diğer organlar yüksek etil alkol düzeylerine alışmışlardır ve alkol kesildiğinde yoksunluk belirtileri ortaya çıkar.

Eğer içkiyi bırakmayı düşünen kronik bir içiciyseniz yoksunluk belirtilerinin olacağı bir dönemi geçirmek zorunda olacağınızı bilin.

Posted by Arif

Alkolizmle ilgili tüm tedavi programlarının belirli temel ilkeleri vardır. Bir alkolizm tedavi programında aşağıdaki aşamalar bulunur.

Alkolden Arındırma Ve Yoksunluk Belirtileri

Tedavi alkolden arındırma programıyla başlayabilir. Hasta alkolden arındırma servislerinde tedaviye alınır ve yoksunluk belirtileri açısından dikkatlice izlenir. Bu genellikle 4-7 günlük bir süredir ve bu süre içinde sakinleştiricilerin kullanılması da çoğu zaman gerekli olur. Eğer yoksunluk belirtileri ortaya çıkarsa bir doktorun rehberliğine gereksinim duyulabilir. Ayrıca bazı alkolikler için bu dönemde depresyon tedavisi de gerekli olabilir, şiddetli yoksunluk belirtileri olan alkolikler gergin, sinirli olabilir ve hatta bilinç kayıpları bile görülebilir.

Delirium Tremens ve yoksunluk belirtilerinin önlenebilmesi için doktor gözetimi altında ilaç kullanımı gereklidir.

Tıbbi Tedavi

Eğer alkolizmden kaynaklanan tıbbi sorunlarınız varsa, bunlar tedavi edilmelidir. En sık rastlananlanYüksek kan basıncı, kan şekeri artışı, karaciğer ve kalp hastalıklarıdır. Bunların yanısıra, hastalıkla ilgili beslenme sorunları da teşhis edilerek uygun bir diyetle tedavi edilmelidir.

Posted by Arif

Alkol kullanımı ne zaman problemdir?

Alkol kullanmanın problem haline dönüşmesi için kişinin sürekli alkol alıyor olması gerekmez. Kişi, zaman zaman kullansa da, alkol almaya bağlı olarak aşağıdaki problemlerden birisini dahi tekrar tekrar yaşıyorsa profesyonel yardımı gerektirecek düzeyde alkol kullanma problemi var demektir.

- İşte, okulda ya da evde üstüne düşen görevleri tekrarlayıcı bir biçimde aksatma: Kişi, alkol nedeniyle zaman zaman işe ya da okula gidemez ya da başarılı olamaz, okulu asabilir ya da bu yüzden ceza alabilir.
- Fiziksel olarak tehlikeli durumlarda yineleyici biçimde alkol kullanımı: örneğin alkol etkisinde iken araba ya da makine kullanmak.
- Alkol ile ilişkili ortaya çıkan yasal sorunlar: örneğin alkollü iken araba ya da makine kullanmak.
- Alkol ile ilişkili ortaya çıkan yasal sorunlar: örneğin alkollü iken kavgaya karışıp göz altına alınma.
- Alkolün neden olduğu ya da alevlendirdiği sürekli ya da tekrarlayıcı insanlar arası sorunlar: örneğin alkol kullanımı nedeniyle eşle tartışmalara girmek.

Posted by Arif

Bağışıklık sistemimiz yaşamımız boyunca bizi desteklemektedir. Ancak vücudumuzun normal yapısını ve çalışmasını bozan etkenler vücudumuzun direncini de azaltmakta dolayısıyla bağışıklık sistemimiz içinde risk oluşturmaktadır. Bu etkenlerin başlıcaları aşağıda açıklanmıştır:

Stres; Uzun süreli strese maruz kalma, kişilerin üst solunum yolları enfeksiyonlarına yakalanma olasılığını artırmaktadır. Stres vücudumuzdaki bazı hormonların aşırı miktarda salgılanmasına ve buna bağlı olarak da belleği ve öğrenme - algılama yeteneğini zedelemekte, öfke, yorgunluk, depresyona neden olmakta ve bağışıklık sistemini zayıflatmaktadır. Kronik streste, hastalıkla savaşan hücrelerin sık sık bastırılması sonucu vücudun enfeksiyonlara karşı direnci azalmaktadır.

Kötü Beslenme; Beslenme vücudun direncine ve mikroplara etki edebilmektedir. Protein ve enerji bakımından yetersiz ve kötü beslenme bağışıklık sisteminde görevli yapıların vücudumuzu savunma gücünü zayıflatır.

Eksik beslenme enfeksiyonlara ve bunların komplikasyonlarına zemin hazırlamaktadır. Oluşan enfeksiyon da beslenmeyi bozar ve bağışıklığı azaltabilir.

Posted by Arif

ALKOL

Tarihçe
* 8 bin yıl önce Mezopotamyalıların arpayı ekmek yapmak için ilk ıslah etmesiyle bira yapımı başladı.
* 6 bin yıl önce Sümerler, Godin Tepelerinde (Batı İran ve Anadolu) bira ve şarap içiyorlardı.
* Paleolitik çağda fermente edilmiş meyve, tahıl ve baldan alkol yapılıyordu.
* Metanol, Yunanca Methy ve Sanskritçe Madhu kelimelerinden gelir ve bal, sarhoş eden madde anlamına gelir.
* Alkol kelimesi Arapçadan gelmektedir.
* Distilasyon, İS 8. yy’da Arabistan’da başlamıştır.
Alkolizmin Kliniği
* Alkolizm, davranışsal bir bozukluktur.
* Tekrarlayıcı olarak fazla miktarlarda alınan alkole bağlı problemler gelişmesi anlamına gelir.
* Alkolik, kötü sonuçlar doğurmasına rağmen, kompulsif bir biçimde alkol içmeye devam eder.
* Alkolizmde, alkol alımının sınırlanması ile ilgili kontrol kaybolmuştur
İnsanlar neden içiyorlar?
- Zevk almak
- Duygu durumu düzeltmek
- Stresle başa çıkmak
- Alkol içme arzusu (craving, aş erme)
Alkoliğin hayatı
* İçenlerle arkadaşlık eder, evlenir.
* İçmek için her zaman neden vardır: mutluluk, neşesizlik, gerginlik vs
* İçme fırsatları sonsuzdur: maç, av, parti, tatil, doğum günü vs

Posted by Arif

Bağımlılığa yol açan maddeler; genel olarak yaşamı sürdürmek için gerekli olmadığı halde keyif verici özellikleri nedeniyle tüketilirler ve kullanıcılarda bedensel, ruhsal, davranışsal ve bilişsel değişikliklere yol açarlar. Bağımlılığın sözcük anlamı; birey ve nesne(si) arasında bireyin seçimiyle başlayan aynilik ve süreklilik özelliği taşıyan boyutlu bir ilişkidir. Bu ilişki her ne kadar bireyin özgür iradesi ile başlamış ise de, bireyin özerkliği zaman içinde ortadan kalkmaktadır. Bağımlılığın gelişmesiyle birlikte ortadan kalkmaya başlayan özerklik, bireyin daha önce dağarcığında bulunmayan yeni tür tutum ve davranışlar edinmesine yol açar. Dolayısıyla problem bireyle sınırlı olmayıp, onun geldiği aileyi, yaşadığı sosyal çevreyi ve nihayet toplumu belli bir süreç içersinde mutlak etkileyen bir güce sahiptir. Madde; Merkezi Sinir Sistemi dediğimiz beyin ve bağlantılı alt sistemleri içeren işlevsel yapı üzerinde sahte bir “iyi oluş” hali oluşturan tıp içi ve tıp dışı unsurlardır. Tıpta belli amaçlar ve belli sınırlılıklar içinde kullanılan kimi ilaçlar, tıp dışı amaçlarla ve önerilmeyen miktarlarda kötüye kullanılmak suretiyle bağımlılık maddesi haline gelmektedir.

Posted by Arif

Alkolizm deyince bir çok insanın zihninde, parklarda ispirto şişesine sarılıp sızan ağır alkol bağımlıları canlanır. Oysa alkolizm, bireyin beden ve ruh sağlığını, aile, sosyal ve iş uyumunu bozacak derecede sık ve fazla alkol alma ve alkol alma isteğini durduramama seklinde ortaya çıkan bir bozukluktur.

Bazı kişilerde alkol kullanımı ileri boyutlarda problemlere yol açar.

Aşağıdakilerden en az üçü varsa alkol bağımlısı tanısı konur:

1. Niyetlendiğinden daha fazla miktar ve sürede alkol almak. Örneğin kişi bir bardak içmek için başlar, ama bir şişe bitirmeden kalkamaz. Çoğunlukla da ne kadar içtiğini hatırlayamaz.

2. Kişi bırakmayı istediği ya da defalarca bırakmayı denediği halde yeniden içmeye başlar. Zaman zaman bir kaç gün ya da ay içmeyebilir. Bunu 'istediği zaman bırakabildiğinin' kanıtı olarak göstermeye çalışabilir.

Posted by Arif

İçkiyi azaltmanız için geçmişte içki içmenize yolaçan nedenleri anlamaya çalışın, örneğin, kendinize o anlarda neler hissettiğinizi sorun. Kendinizi huzursuz mu hissediyordunuz? Öfkeli ya da yalnız mıydınız? Bitkin ya da aç olduğunuzdan mı yoksa bunalımda olduğunuz için mi içiyordunuz?

Bunların hiçbiri içmek için gerekçe olamaz. Yaşamla alkol kullanmadan mücadele etmeyi öğrenmek zorundasınız.

Kendinize geçmişteki hangi alışkanlıkların sorunlara yolaçtığını sorun. Kadehi kafanıza dikermisiniz? Çok sert içkiler mi içersiniz? Daha fazla ve hızlı içildiğinde sorunların ortaya çıkma olasılığı artacaktır.

Önceden ne zaman ve ne kadar içeceğinizi tasarlayın. Asla bu sınırın üstüne çıkmayın. Günde iki kadeh makul bir miktardır; ancak bu bile hergün içildiğinde aşırı olabilir. Aslında hergün iki kadeh içmeniz gerektiğine inanırsanız bu alkol bağımlısı olabileceğinizi gösterir.

Alkolün bağımlılık yaratan bir madde olduğunu aklınızda tutun. Her zaman yavaş için. Susuzluğunuzu gidermek için asla alkollü bir içecek (bira bile) içmeyin. Bir bardak su ya da meyva suyu daha iyi bir seçenektir.

Posted by Arif

İnsanlara verilen aynı miktarda alkol çeşitli faktörler yüzünden aynı etkiyi göstermez. Vücutları daha küçük ve daha fazla yağ dokusuna sahip oldukları için genellikle kadınlarda erkeklerden daha yüksek bir alkol düzeyi olma olasılığı vardır ve bu nedenle alkol kadınları daha fazla etkiler.

Alkolün etkileri içmeden önce yenen yemeğin miktarına da bağlıdır.Mide ne kadar dolu olursa alkolün kana geçişi o kadar yavaş olur. Böylece alkolün kandaki yoğunluğu da düşük olur.

Alkol zehirlenmesi kabaca kan alkol düzeyiyle paralellik gösterir. Bu da beyindeki alkol düzeyini yansıtır. Alkolik olmayanlarda 25 mg/dl üzerindeki bir kan alkol düzeyinde hafif zehirlenme belirtileri ortaya çıkar; bu belirtiler arasında duygulanım bozukluğu,düşünme yeti5mm kaybı ve hareket bütünlüğünün bozulması bulunur. 100 mg/dl nin üzerinde bir kan alkol düzeyi olduğunda ise çift görme,konuşma zorluğu ve belirgin bir hareket bütünlüğü kaybı görülebilir. Alkol yoğunluğu arttıkça komaya kadar gidebilen sorunlar ortaya çıkabilir.

Zehirlenme genelde bir desilitre kanda en azından 80-100 mg alkol bulunması (80-100 mg/dl veya %0. 1)olarak tanımlanır.

Posted by Arif

Aşırı alkol kullanımı önemli bir sosyal ve tıbbi sorundur. Bir çok toplumda orta düzeyde alkol kullanımı kabul edilebilir. Ancak aşırı alkol kullanımı karaciğer,pankreas,beyin ve dolaşım sistemine büyük hasarlar verir.

Beyin ve Sinir Sistemi

Aşırı alkol kullanımının beyin ve sinir sistemi üzerine önemli etkileri vardır. Alkol geçici bir bellek kaybına da neden olabilir. Gerek yeni içmeye başlayanlarda gerekse aşırı kullananlarda içtikleri dönemin tümünü ya da bir bölümünü unutmak sık görülen bir durumdur. Aşırı alkol kullananlarda,içki bırakıldıktan sonra birkaç hafta süren geçici bellek kayıpları da görülebilir. Ancak alkolden uzak durulduğunda bellek sorunları ortadan kalkabilir.


Son yorumlar