warning: Creating default object from empty value in /home/icom/domains/ihya.com/public_html/saglik/modules/taxonomy/taxonomy.pages.inc on line 33.

Alzheimer Hastalığı

Posted by goncagül

Alzheimer ilk kez Alman bir psikiyatrist olan Dr Alois Alzheimer tarafından 1906 yılında, ölümünden sonra bir kadın hastanın beyninde bulunan anormal topaklar ve yumaklar şeklinde tanımlandı.

Alzheimer hastalığı bellek, dil ve mantıklı düşünme de dahil olmak üzere bütün zihinsel yetilerde ilerleyici kötülemeye, gündelik etkinlikleri ve davranışları yerine getirme yetisinde değişikliklerin eşlik ettiği bir hastalıktır.

30’lu yaşlarının sonlarında Alzheimer hastalığına tutulduğu bildirilen bireyler olmakla birlikte, hastalık genellikle 60 yaşından sonra ortaya çıkar.3 Araştırmalar beyindeki özgül bazı sinir hücrelerinin dejenere olduğunu ve beynin sözcük anlamında büzüştüğünü göstermiştir. Beynin tutulan alanlarına ait işlevler kademe kademe kötüler, ve bellekte (özellikle kısa süreli bellek), yoğunlaşmada, yönelimde, soyut düşünmede bozuklukların yanı sıra kişilik değişiklikleri ortaya çıkar ve önünde sonunda yıkanma ve giyinme gibi gündelik etkinlikleri yerine getirme yetisi kaybolur.4

Posted by Arif

Bu hastalık, yalnızca anne ya da babanızın, kardeşinizin ya da eşinizin değil, kuşkusuz sizin ve ailenizin yaşamını da alt üst etti.

Hastalığı ilk kez duyduğunuzda, muhtemelen dünya başınıza yıkılıyormuş gibi geldi. Ancak, hastalık hakkında çok şey öğrendikçe, yol açtığı değişikliklerle birlikte yaşayabileceğinizi görüyor ve daha az ürküyorsunuz.

İnancınızı yitirmemek son derece önemlidir !!!!
Seyrek rastlanan bir hastalık olmadığını ve bir çok insanın aynı deneyimi yaşadığını biliyorsunuz.Başvurabileceğiniz kuruluşlar var. Bu alandaki bilimsel araştırmaların yol almakta olduğunu da biliyorsunuz. Bu yüzden, umudunuzu yitirmeyin. Önünüzde sizi bekleyen sıkıntıları göğüslerken yalnız olmayacaksınız.

ACI
"..o, artık bambaşka bir kişi" şeklinde kendi kendinize kaç kez tekrarladınız ? Eski hali için acı duyabilirsiniz : geçmişteki iyi zamanlar için acı duymanız çok doğal. Ama, kendinizi de anılar içinde yitirmemelisiniz. Şimdi artık size her zamankinden daha çok ihtiyacı var.

ROL DEĞİŞİMİ

Posted by Arif

Belli bir noktada, kendi kendinize "onu artık bir bakımevine yatırmanın zamanı geldi" diyebilirsiniz.

BAKIMEVİ
Bunu, tükendiğinizi hissettiğiniz anlarda söylemeniz kaçınılmaz. Ancak, bilmelisiniz ki, hastane tedavisini gerektiren acil bir sorun ortaya çıkmadığı takdirde, ona bakabileceğiniz en iyi yer evinizdir.

HASTANE
Söz konusu sorunu doktorunuzla birlikte çözmeniz gerekebilir. Uzayan zihin karışıklığı ( örn. hallusinasyonlar ), acil beslenme desteği, idrar yolu infeksiyonu, zatürre, vb durumlarda doktorunuz hastaneyi önerebilir.
Ancak bazen, durumla başedemiyecek noktaya geldiğinizi düşünür ve onu bakımevine yatırmaya karar verirseniz, kendinizi suçlamayın. Bu, çok doğaldır. Bakımı için harcadığınız bunca yılın sonunda kendinizi fiziksel ve duygusal olarak tükenmiş hissedebilirsiniz.

Posted by Arif

Kuşkusuz, türlü sorunlarını tedavi etmek için çok sayıda ilaç kullanıyor olacaktır. Halen kullanmakta olduğu ilaçların, dozlarıyla birlikte, tam bir listesini yapmalısınız.

Davranışları ya da görünüşünde bir değişiklik olduğunda, bunun bir ilaç yan etkisi olup olmadığını anlamak çok önemlidir. İlaçlarını doğru zamanda ve doğru miktarda aldığından emin olmalısınız.

Tedavisinde değişiklik yapmadan önce, mutlaka doktorunuza danışın. Özellikle, güç ya da hassas koşullarda, ilaçlar kontrol edilmesi gereken ciddi yan etkilere neden olabilirler. İlaç tedavisinin sürdürülmesinin son derece hassas bir iş olduğunu ve bu tür ayrıntılara özen ve dikkatinizin, doktorunuzun gerekli değişiklikleri yapabilmesi için büyük önem taşıdığını aklınızdan çıkarmayın.

Posted by Arif

Kendi kendine yeterli olabilme düzeyini yüksek tutabilmek için görme ve işitme bozukluklarının önlenmesi çok önemlidir. Bir işitme aygıtına ya da gözlük camlarının değiştirilmesine ihtiyaci olup olmadığından emin olmalısınız. Bunu anlamak güç olabilir ; çünkü size görmesi ya da işitmesi ile ilgili bir sorunu olduğunu muhtemelen söylemiyecektir.
Ancak, daha sık takılıp tökezlemeye başladıysa ya da artık televizyonu izlemez olduysa, gözlük camlarını değiştirmenin zamanı gelmiş olabilir. Seslenildiği zaman cevap vermiyorsa, işitmesi bozulmuş olabilir.

Muayene için bir uzmana başvurmanın bile gayet güç olabileceğini göreceksiniz. Doktor, sorunlarını kolayca değerlendiremiyecek ve doğru tanıyı koyabilmesi için neyin "değiştiğini" anlatmak yine size kalacaktır.

Posted by Arif

Hastalığın ileri evrelerindeki en güç sorunlardan biri de yatak yaraları ya da basınç yaralarıdır. Bunlar, deride oluşan yırtılmalardır ve bedenin kan dolaşımının kısıtlandığı bölgelerinde görülür. Uzun süre yatakta kalmaya ya da oturduğu pozisyonu korumaya zorlandığı durumlarda, yatak ya da sandalye yüzeyi ile temas halindeki beden bölgelerinde ortaya çıkarlar.

1. Bu tür yaralardan korunma, risk altındaki beden bölgelerinin kan dolaşımını temin ederek yapılır. Daima aynı durumda kalmasını önleyecek biçimde pozisyonunu sık sık değiştirmesini sağlayın.
2. Hava ya da su minderleri ve özel biçimde tasarlanmış yastıklar yararlı olabilir. Bunlar yatak ve sandalyelerde kullanılabilir. En uygun çözüm için doktorunuza başvurun.
3. Tüm gayretinize karşın, yatak yaraları yine de görülüyorsa, kendinizi suçlu hissetmeyin. Özellikle, yürümenin artık mümkün olmadığı ve bu nedenle kan dolaşımının bozulduğu durumlarda yaraları engellemek son derece güçtür.
4. Eğer, derisinin belirgin biçimde inceldiğini farkederseniz, doktorunuza başvurun. İlaç uygulamak gerekebilecektir. Doktorunuz incelmiş derinin gerçek yaraya dönüşmesinin nasıl engelleneceğinin yollarını size gösterecektir.

Posted by Arif

Hastanızın akut ya da kronik tıbbi sorunları olabilir.

Böyle durumlarda, hastalığının ciddiyetini, hissettiği sıkıntının derecesini anlamakta güçlük çekebilirsiniz.

Yakınmalarını ifade etmekte genellikle güçlük çekecek, daha da ötesi hasta olduğunu bile kavrayamayabilecektir. Bu nedenle, beden dilini anlayabilmek son derece önemlidir.

TIBBİ DURUMLARLA NASIL BAŞA ÇIKMALI?

Ağrı, kaşıntı, susuzluk ve açlık gibi yakınmalara, sıklıkla genel bir huzursuzluk hali olarak ifade edilecektir. Sık karşılaşılan tıbbi durumları gözden geçirelim ve böyle güç durumlarda size yardımcı olmaya çalışalım:

Posted by Arif

TEDAVİDE ISRAR, Tıbbi terminolojide, şifası olmayan, geri dönüşsüz düzeyde ağır aşamaya gelmiş bir hastalığı ( her ne pahasına olursa olsun ) tedaviyi sürdürme anlayışına verilen addır.

Hastalığın ileri aşamalarında tükenmiş olacaksınız ve herhangi bir tedavi seçeneğini uygulamak son derece güç gelecek. Pnömmonisini tedavi ederek yaşamını uzatmanın ya da yutamaz durumdayken bir mide sondası yoluyla beslemenin ahlaki açıdan ne kadar doğru olduğundan kuşku duyar olacaksınız.

KAFANIZ KARIŞABİLİR ! Bu konudaki ahlaki ve bilimsel görüş açıları farklı olabilir. Bilinçsiz durumda sadece susuzluğun ( açlık değil ! ) acı olarak algılandığını unutmayın. Bu yüzden, besleyemediğinizde suçluluk duymayın, sadece su içirerek ya da dudaklarını ıslatarak ızdırabını azaltmayı ihmal etmeyin. Böyle durumlarda, doktorunuzun aile bireylerinin, arkadaşlarınızın önerilerini dinleyin. YALNIZ KALMAYIN !!!Böyle güç bir zamanda, sizi nasıl destekleyeceklerini bileceklerdir.

HUKUKİ SORUNLAR
Bu, onun yavaş yavaş yitip gitmesine neden olan bir hastalık. Her gün biraz daha gerçeklikten uzaklaştırır.

Posted by Arif

Hastalık ilerledikçe, ona yalnız başınıza bakmanın giderek güçleştiğini göreceksiniz.

Destek ve yardımlarını almak için çocuklarınızın ya da başka yakın akrabalarınızın yakınına taşınmayı düşünebilirsiniz.

Çok iyi biliyorsunuz ki, küçük bir değişiklik bile, kaygı, ajitasyon ve sıkıntı yaratabilir. Başka bir eve taşınmak, bütün bilindik mekan ve nesnelerin kaybı anlamına gelecektir.

1. ÜRKMEYİN ve suçluluk duymayın. Eğer taşınmak size yardımcı olacaksa, o zaman TAŞININ.
2. Onun için en önemli şey, yaşamıyla daha iyi başa çıkması için uğraşan sizsiniz. Eğer taşınmak, ONA YARDIM için KENDİNİZE YARDIM anlamına geliyorsa, tereddütsüz taşının.
3. Odasını, eski evindeki ile aynı tarzda döşemek, hoşnutsuzluğunu azaltmaya yardımcı olacaktır. Mobilyayı yerleştirme biçimine birlikte karar verebilirsiniz. Kısa süre içinde eski evini unutacak ve yeni çevresini tanıdık bulmaya başlayacaktır. Bellek menzilinin çok kısa olduğunu aklınızdan çıkarmayın.

EV SİGORTASI

Ocağın üstünde ilk kez yemeği yaktığında mutlaka korkacak ve yaratabileceği tehlikeleri düşüneceksiniz.

Posted by Arif

Kısa süre içinde parasal işlerini halledemez olacaktır.

AŞAĞIDAKİ SORULAR, PARA İŞLERİNDE NE ZAMAN YARDIM ETMEYE BAŞLAMANIZ GEREKTİĞİ KONUSUNDA FİKİR VERECEKTİR :

1. Alışverişte kağıt paraları ayırdedebiliyor mu ?
2. Paranın üstünü almayı hatırlıyor mu ?
3. Hiç taşıdığı parayı kaybettiği oldu mu ?

EĞER SORULARIN BİRİNİ EVET OLARAK CEVAPLANDIRDIYSANIZ, AŞAĞIDAKİLERİ UYGULAMANIN ZAMANI GELMİŞ DEMEKTİR :

1. Alışverişe giderken yanına az miktarda para verin.
2. Sıkça gittiği dükkan sahiplerini, para kullanma konusundaki sorunları yönünde uyarın.
3. Alışverişe birlikte gitmeye gayret edin ve para ödemesine yardımcı olun; ancak bu sırada küçük düşürmemeye özen gösterin.
4. Bankada hesabı varsa avukatınız ile görüşün ve tavsiyelerini dinleyin.

ARABA KULLANMAKTAN NE ZAMAN VAZGEÇİRİLMELİ ?

BU GERÇEKTEN DE ZOR BİR KARAR !

Gerek sağduyu, gerekse yasalar açısından, bir kez AH tanısı konduğunda, kendisi ve başkalarının yaşamlarını tehlikeye atmamak için araba kullanması da yasaklanmalıdır.

Posted by Arif

Sık sık zorlu seçimlerle karşı karşıya kalacaksınız.
Durumunuzu daha iyi idare etmenize yardımcı olmakta son derece önem taşıyan seçimler. Cesaret isteyen ve acı verebilecek seçimler.
Neler olabileceğini birlikte gözden geçirelim.

SEVDİĞİNİZ BİR KİŞİNİN ARTIK YALNIZ YAŞAYAMAYACAĞINA NE ZAMAN KARAR VERMELİ ?

Bellek, dil ve günlük yaşama uyum yeteneklerindeki bozulma, kendine yeterliliğini tehdit eder duruma geldiği zaman, anne ya da babanız, akrabanız ya da yakın arkadaşınızın evde yalnız başına kalmasından endişe eder olacaksınız.
Artık yalnız başına yaşamanın mümkün olamayacağı noktanın gelip gelmediğini bir kaç soruyla anlayabilirsiniz :

1. İlaçlarını düzenli kullanıyor mu ?
2. Kaybolma ve kaza tehlikesine karşın dışarıda dolanıyor mu ?
3. Ocağı açık ya da üstünde yemek varken unutuyor mu ?

Bu sorulardan herhangi birine evet cevabı verdinizse, kendi güvenliği ( ve sizin iç rahatlığınız ) için artık yalnız yaşamaktan vazgeçmesinin iyi olacağını ona anlatmalısınız.
Dirençle karşılaşacaksınız. Ona tanıdık olan evini, eşyalarını, komşularını, terketmekten hiç hoşlanmayacak.

Bu sorunu bir kaç şekilde çözebilirsiniz :

Posted by Arif

Alzheimer Hastalığının ( AH ) zihin karışıklığı ve bellek kaybı gibi bazı belirtileri, hastanın kendisi ve çevresine zarar vermesini engellemek üzere çevresinin zorunlu olarak değiştirilmesini gerektirebilir. Bunun için ya büyük boyutlu değişiklikler yapmanız ya da güvenli bulmadığınız eşyayı kilit altında tutmanız gerekmiyor. Kapsamlı değişiklikler, çevresini tamamen yabancılaştırarak kafasını daha fazla karıştırıp, daha küskün yapma gibi olumsuz etkiler yaratabilir.

HATIRLANMASI GEREKEN ÜÇ KURAL

1. Çevrede çok fazla değişiklik yapmayın. Yalnızca, aile içindeki güvenlik ve konfor için gerekli değişikliklere özen gösterin.
2. Değişiklikleri yavaş yavaş yapın. Hastalığın ilerleyişini farklı evreler boyunca izlemeye gayret edin, gereken değişiklikleri yavaş yavaş yapın. Onu korkutmayın. Mümkün olduğunca kendine yeterli olması için yüreklendirin.
3. Yaptığınız değişiklikler aileniz için de yaşamı kolaylaştırıcı nitelikte olmalı. AH ' lı hasta, karşılaştığı nesneleri eline aldıktan sonra çoğu kez rasgele bir yere bırakır. Bu nedenle, anahtarlarınızı ve kolayca ortadan kaldırılabilecek eşyanızı onun erişemiyeceği bir yere kaldırın.

EV İÇİNDEKİ GÜVENLİK

MUTFAK

Posted by Arif

Duygu durumunda, belli bir nedeni olmaksızın sık ve ani değişikliklere tanık olacaksınız. Özellikle, bazı durum ya da taleplerle başedemediğinde ortaya çıkacak.

1. Daima güven verin. Göreceksiniz ki, kısa zamanda herşey unutulacak.
2. Bugünü ve geçmişi karıştırdıkça, bir zamanlar taşıdığı sorumlulukları ile ilgili kaygılar duyabilir. Örneğin,babanız iş meselelerini ya da anneniz henüz hazırlayamadığı akşam yemeğini düşünüp sıkıntı duyuyor olabilir.
3. Böyle durumlarda, hayal kurduğunu söylemek yerine, ona karşı sevecen olduğunuzu ve hislerini anladığınızı ifade etmeye çalışın.

KUŞKULAR VE HAYALLER

Hastalık ilerledikçe, kafa karışıklığı artacak, sizi gerçek olmayan şeylerle suçlayabilecek ya da algısal sorunları olabilecek.

1. Örneğin sizi, eşyasını çalmakla, onu zehirlemeye çalışmakla ya da ona bilerek yardım etmemekle suçlayabilir. Psikiyatrik olarak bu duruma HEZEYAN adı verilir.
2. Başkalarının işitmediği sesleri işitip, olmayan kişileri görüyor olabilir. Bu bozukluğa HALLUSİNASYON adı verilir.

Sizin kırgınlığınız, onun güvensizlik ve korkusu, her ikisi de, şiddet gösterilerine neden olabilir.

BÖYLE BİR DURUMDA :

Posted by Arif

İçinde neler hissediyor ve kendisi hakkında ne düşünüyor ?...

Sevdiğiniz bir kişinin bakımını üstlenmiş olduğunuz için Alzheimer Hastalığı ( AH ) ile tanışmış iseniz, o kişinin, geçmiş ve bugününün birbirine girdiği ve geleceğin mevcut olmadığı hayali bir dünyada yaşamakta olduğunu hissetmişsinizdir.

Geçmişi yaşayabilmek için ortada mevcut herhangi bir kişiyi kullanacak, unutkanlığının keşfedildiğini ya da kendini tekrarlamakta olduğunu, isimleri karıştırdığını farkettiğinde, zihnindeki boşlukları doldurmak üzere kendi kendine konuşacak ya da renkli öyküler anlatacaktır.

HASTALIĞINI KABULLENMİYOR

Hastalığını kabullenmeyecektir. Ona karşı karşıya olduğu sorunları anlaması için yardımcı olmakta güçlük çekeceksiniz. Kendisini kafası karışık hissedecek, bir yanlış yaptığını farkettiğinde ne olup bittiğini kavrayamayacaktır.

1. Bu durum gerçekleştiğinde , onu dikkatle dinleyip, bir takım değişiklikler olmaktaysa da, sizin daima yanında ona yardım için hazır olacağınızı söylemelisiniz.
2. Hiç kolay değil,ama kendine güvenini koruması için ona yardım etmelisiniz.

DEPRESYONDA VE SIK SIK SAĞLIĞINDAN YAKINIYOR

Posted by Arif

BİR ŞEYLER ARANDIĞINDA

Zihninde bugün ve geçmiş karıştıkça, birilerini ya da bir şeyleri giderek daha fazla aranır olduğunu farkedeceksiniz. Bir şeyi saklayıp daha sonra bulamadığını, hatta sizi onu çalmakla suçladığını göreceksiniz. Cüzdanını kaybedebilecek, unutmayın ki bellek ve diğer yeteneklerinin kaybı, onu son derece güvensiz ve kararsız yapacaktır.

NE YAPABİLİRSİNİZ ?

1. Sakladığı yerleri bulup, onları doğru yerde aramasına yardım edin.
2. Suçlamalarına saldırgan tepki vermeyin, tersine ona yardımcı olmak istediğinizi söyleyin.
3. Suçlamayın. Hatta, aradığı şeyi sizin yanlış bir yere koyduğunuzu bile kabullenebilirsiniz.
4. Çok sevdiği eşyaların, resimlerin yerlerini değiştirmeyin. Bunlar sizin için sadece değersiz nesneler iken, onun için artık belleğinde korumayı başaramadıklarını hatırlamak için referans noktaları olabilir.

CİNSELLİK, NE ZAMAN ?

Posted by Arif

Hastalığın ileri evrelerinde beslenme ile ilgili sorunlar sıklaşmaya başlar. Gerçekten de, davranışsal bozukluklar, sıklıkla sıvıları yutma güçlüğü, apraksi ( belli bir hareketi koordine etme güçlüğü ) ya da basitçe iştahsızlık gibi fiziksel sorunlarla ilgilidir.

NE YAPABİLİRSİNİZ ?

1. Yemeğinizi aynı saat ve aynı odada yemeye özen gösterin; böylelikle bir tür beslenme düzeni oluşacaktır.
2. Yutma güçlüğü varsa, lokmalarını küçük parçalara ayırın.
3. Eğer sıvıları yutmakta güçlük çekiyorsa, püre, muhallebi gibi yarı sıvı besinler verin.
4. Çatal, bıçak kullanamıyorsa elleriyle yemesine izin verin.
5. Yemek yerken, sıkıntı duyabileceği şekilde üzerini kirletebilir. Bunu engellemek için büyük peçeteler kullanın. Biberon, önlük benzeri şeylerden kaçının.

AMAÇSIZ DOLANIYORSA

Günün birinde evinin yolunu ya da ev içinde yolunu bulamıyabilir. Bu noktada bir şeylerin geri dönüşsüz biçimde değişmiş olduğunu anlamalısınız.

Yönelim bozukluğu ( dezoryantasyon ), ortada dolanmak ya da bitmez tükenmez biçimde bir şeyler aranmakla ilişkilidir. Bu davranışın kesin açıklaması yoksa da, hissetmekte olduğu kafa karışıklığı ve dehşetin açık ifadesidir.

Posted by Arif

Hastalık ilerledikçe insanlarla iletişim yeteneği azalacaktır. Bir gün söylediklerinizi anlayamadığını farkedeceksiniz.

UNUTMAYIN :

O an geldiğinde, sözcükler iletişimin temel biçimi olma özelliklerini yitirecekler. El ve yüz hareketlerinizi, aranızda ilişki kurabilecek ve birbirinizi anlamanıza yardım edecek her şeyi kullanmanız gerekecek.Dokunarak, okşayarak ve ona gülümseyerek ilişki kurmaya gayret edin. Artık sözsüz iletişimin zamanı gelmiş demektir.

NE YAPABİLİRSİNİZ ?

1. Onunla konuşurken ya da onu dinlerken daima gözlerinin içine bakın.
2. Görme ve işitme sorunlarının kötüleşip kötüleşmediğini kontrol edin ; kötüleşmişse doktorunuzu arayın.
3. Sözcükleri düzgün telaffuz edecek sekilde yavaş yavaş konuşun. Basit sözcükler kullanın ve ses tonunuz sevecen ve güven verici olsun ( bağırmayın ).
4. Televizyonlu bir odada iseniz, kapatın ya da başka bir odaya geçin ki, sesiniz kolayca tanınabilsin.
5. Tekrarlamaktan yorulmayın. İfade etmek istediğiniz kavramı en basi şekilde aktarmaya çalışın.

Posted by Arif

Garip ya da alışılmadık davranış biçimi, Alzheimer Hastalığının ( AH ) başlangıç belirtilerinden biri olabilir.

Çevre için sıklıkla ilk alarm zilidir. Hastalık ilerledikçe, anormal davranış biçimi, birlikte yaşamayı zorlaştırır, bazen olanaksız hale getirir. Bu tür davranış biçimi, AH 'lı hastayı giderek daha fazla etkisi altına alan genel kafa karışıklığının bir dışa vurumu olarak görülmelidir.

SALDIRGAN YA DA HUYSUZ OLDUĞUNDA

Hiç neden yokken, size, hayatının büyük bölümünü ona adamış olan kişiye saldırganca davranabilir.

Alınmayın. Aslında öfkesi size yönelik değil, yalnızca, kendisini tüketen kafa karışıklığı ve sıkıntı hislerine tepki vermenin yegane yoludur.

NE YAPABİLİRSİNİZ ?

1. Dayanıklılığını yitirmeyin. Korkmuş görünmeyin.
2. Dikkatini başka şeylere, örneğin televizyona, ellerini kullanabileceği bir işe çekin.
3. Azarlamayın. Yaptıklarını kısa zamanda unutacak ve davranışlarının ne denli uygunsuz olduğunu hatırlamayacaktır.
4. "Saldırılar" sıklaşmaya başladıysa doktorunuzla görüşün. Bu durumuna ve dolaylı olarak da size yardımı olacak ilaçlar mevcuttur.

Posted by Arif

Bu, dışkılama ve idrar yapmakla ilgili kasların kontrolünün bozukluğu sonucu gelişen bir durumdur.

OYSA Kİ, GENELLİKLE ENGELLENEBİLİR, HATTA TEDAVİ EDİLEBİLİR.

TEDAVİ EDİLEBİLEN İDRAR ENKONTİNANSI NEDENLERİ :

1. İdrar yolu enfeksiyonu ;
2. Ani gelişen kafa karışıklığı ( akut konfüzyon ). Bu durum hatalı ilaç kullanımı, sıvı alımında azalma ya da kendisini tanımadığı bir mekanda bulmasının şokuna bağlı olarak gelişebilir. Bilinç ya da çevrenin farkında olma durumu düzeldikçe, kasların kontrolü de düzelecektir.

3. Prostat hiperplazisi ( büyümesi )
4. Yürüyüş ve hareket bozukluğu.

BU DURUM, ZAMANINDA TUVALETE GİDEBİLMEYİ ENGELLEYEN SORUNLARLA İLİŞKİLİDİR VE GERÇEK ANLAMIYLA BİR ENKONTİNANS DEĞİLDİR. GÜN BOYUNCA DÜZENLİ ARALIKLARLA TUVALETE GİTMEYİ SAĞLAYAN BİR PROGRAM UYGULAYIN.

FEKAL ENKONTİNANS
( DIŞKI KAÇIRMA )

İdrar kaçırmadan daha seyrek olan dışkı kaçırma, genellikle giyinme, soyunma ve yıkanmayı olağanüstü güçleştiren bozukluklara bağlıdır. Bu durumda tuvalete götürlmeli ve gerekli hareketlerde yardımcı olunmalıdır.

Posted by Arif

GİYSİLER

Gündelik işleri yerine getirmekte güçlüğü varsa, artık kendi başına giyinmesi ve soyunması mümkün olmayabilir. Düzenli olarak giysilerini değiştirme ihtiyacını yitirebilir.
Bu durumda ;

1. Soyunduğunda, giysilerini giyeceği sırayla, mümkünse ayrı askılara asarak yerleştirin ;
2. Karmaşık bağlama biçimleri olan giysiler kullanmayın ( düğmeli yerine fermuarlı giysiler tercih edilmelidir ) ;
3. Mümkün olduğunca kendi kendine giyinmeye teşvik edin ;
4. Giyinme ve soyunma eylemlerini, bir egzersiz ya da oyunmuş gibi tekrarlatın ;
5. Kolay giyilip çıkarılan, kaymayan tabanlı, rahat ayakkabılar kullanın.


Son yorumlar