warning: Creating default object from empty value in /home/icom/domains/ihya.com/public_html/saglik/modules/taxonomy/taxonomy.pages.inc on line 33.

Bilim adamları

Bilim insanı evrendeki olay ve olguları inceleyen, onun altında yatan gizemin kaynağını araştıran ve bu gizemin nedenlerini anlamaya çalışan ve anladıklarını basitleştirip kitlelerin anlayabileceği bir şekilde yayın yolu ile duyuran kişidir.

Ayrıca bilim insanı anlamış olduğu doğal gizemi yaşamı daha da kolaylaştıracak şekilde insanlığın hizmetine sunan kişidir.
Posted by Arif

Avusturyalı fizikçi Wolfgang Pauli (1900-1958, 1945 Nobel), 21 yaşında görelilik üzerine yazdığı makalesi ile bilim dünyasında adını duyurdu. Yazı, ustacaydı ve konuyu en güncel ve en ayrıntılı bir şekilde tanımladığı düşünülen özelliğini koruyor. Pauli’nin bilime yaptığı diğer katkılar,dışarlama ilkesi,parçacık spini ile istatistik arasındaki bağıntının açıklanması,göreli kuantum elektrodinamiği kuramları, nötrino hipotezi ve çekirdek spini hipotezi keşifleridir. 1933 yılında yazdığı “Kuantum Mekaniğinin Temelleri” adlı makale gelmiş geçmiş kuantum kuramı yorumlarının en iyilerinden olduğu kabul edilmektedir. Pauli, tam açık olmayan yeni kuramlar ileri sürenlere nükteli ve çoğunlukla da iğneleyici yorumlarıyla eleştirirdi.

Posted by Arif

Doğum 27 Mart 1845, Lennep Prusya
Ölüm 10 Şubat 1923, Münih Almanya
Milliyeti Alman
Dalı Fizikçi
Çalıştığı yerler Strazburg Üniversitesi, Hohenheim, Giessen Üniversitesi, Würzburg Üniversitesi, Münih Üniversitesi, Alman Mater Utrecht Üniversitesi, Zürih Üniversitesi
Öğretmenleri August Kundt
Önemli öğrencileri Herman March Emil Silbernagel
Önemli başarıları Röntgen ışınları
Aldığı ödüller 1901 Nobel Fizik Ödülü

Wilhelm Conrad Röntgen, (d. 27 Mart 1845, Remscheid-Almanya – ö. 10 Şubat 1923, Münih). Alman asıllı, Nobel Fizik Ödülü sahibi fizikçi. Röntgen ışınlarını bulması ile tanınır.

Hayatı

Posted by Arif

Bilim tarihinde yüzyılımızın ilk çeyreği, devrimsel atılımların birbirini izlediği, fırtınalı bir dönemdir. Planck'ın kuantum, Einstein'ın görelilik kuramları ve Rutherford'un atom modeli, bu atılımların başlıcalarıdır.

Bohr'un 1913'te ortaya koyduğu kuantum atom modeli, 1920'lerde özellikle genç fizikçilerin ilgi odağı olmuştu. Ne var ki bu model, bazı önemli noktalara ışık tutmakla birlikte, yeterince belirgin ve tutarlı olmaktan uzaktı. Üstelik, Bohr'un "kuantum yörüngeleri" dediği kavram için ortada deneysel kanıt da yoktu. Elektronların çekirdek çevresinde dönmesi, güneş sistemine bir benzetme olarak kalan bir varsayımdı. Modeli kimi yönleriyle yetersiz bulan genç fizikçilerin başında De Broglie, Pauli, Heisenberg, Schrödinger ve Dirac gibi, çalışmalarıyla daha sonra ünlenen seçkin isimler vardı. Bunlar arasında en büyük atılımın Heisenberg'den geldiği söylenebilir.

Posted by Arif

Timur' un Torunu. Unvanı: Mugisiddin Mirza. Asıl adı: Torazan Mehmet olmakla birlikte Uluğ Bey diye ünlenmiştir. Şahruh oğlu. Sultaniye' de(günümüz İran’ı) 1393' te doğdu. Çok genç yaşta yönetim işleriyle uğraşmaya başladı. Uluğ Bey’in matematikteki ve astronomideki başarılarıyla ilgilenmemize karşın,onun yaşamındaki önemli etkisini anlayabilmemiz için bölgenin tarihine kısaca göz atmalıyız. Dedesi Timur, bugünkü Özbekistan’ın Transoksanya’da yaşayan bir Moğol kabilesi olan Türki-Barlas aşiretinden gelmektedir. Timur, birçok Türk-Moğol kabilesini (aşiretini) önderliği altında birleştirdi ve bugün İran,Irak ve Türkiye’nin doğusunu içine alan bir bölgeyi süvari okçulardan oluşan ordularıyla fethe koyuldu. torunu Uluğ Beyin doğumundan kısa bir süre sonra Hindistan’ı işgal etti ve 1399'da Delhi'nin denetimini ele geçirdi. Timur 1399-1402 arasında Suriye'deki Mısırlı Memluklular ve Ankara yakınlarındaki bir savaşta Osmanlılar üzerinde zafer kazanarak imparatorluğunu batıya doğru genişletmeye devam etti. Timur 1405'te Çin’e doğru giderken ordularının başında öldü.

Posted by Arif

Dost kazanmakta da bir dahi olan , İsveçli bu büyük kimyacı, yaşamı boyunca çağının tüm bilim adamlarıyla tanıştı; onların sevgi ve saygısını kazandı. Bununla birlikte mesleğinin ilk yılları, kendini kabul ettirmek için verdiği mücadelelerle doludur.

Arhenius, 22 yaşında elektriğin sulu çözeltilerden geçişi ile ilgili olarak bir çok deney yaptı ve doktorasını hazırlamak için bu deneylere devam etmeye karar verdi. Upsala Üniversitesindeki laboratuarında, yüzlerce çözelti üzerinde, çok geniş bilgiler topladı. Bunlara dayanarak, sulu çözeltilerin yüklü tanecikler yani iyonlar içerdiği hipotezini ileri sürdü. Bu, o sıralarda devrim yaratıcı bir görüştü; profesörleri bu hipotezi kendi düşüncelerinden o kadar farklı gördüler ki ona "doktor" unvanını istemeyerek verdiler.

Posted by Arif

Sir Robert Robinson, daima büyük bir İngiliz bilgini olarak tanınacaktır. 1937 de kendisine asalet ünvanı verilen Robinson, 1947 Nobel Kimya Ödülünü alması ile uluslararası bir üne kavuştu.

Robinson,İngiltere'de Chesterfield’de doğdu..Doktora derecesini Manchester Üniversitesende aldı ve 26 yaşında Sidney Üniversitesinde profesör oldu. Üç yıl sonra Liverpol Üniversitesine (İngiltere)

döndü. ünü gün geçtikçe artıyordu. 1930 da Oxford Üniversitesi kimya profesörlüğüne atandı.

Robinson'un 600 dolayında bilimsel yayını vardır. İyi dağcı idi. İsviçre, norveç ve Yeni Zelanda dadağcılığının yanısıra fotoğrafçılığını da geliştirdi. Müziği seven iyi bir satranç oyuncusuydu. Kimyacı olan eşi de kariyerinde kendisine çok yardımcı olmuştur.

Posted by Arif

Sâbit b. Kurra, Emevî halifesi Me'mun'a danışmanlık yapmış ve huzurundaki tartışmalara katılmış, verimli ve nitelikli bir bilim adamıdır.

Sabiî bir ailenin çocuğu olarak Harran'da doğan (d.821) Sâbit b. Kurra (ö.901), gençlik yıllarında sarraflık mesleği ile uğraştı. Bu yıllarda nasıl olduğu tam olarak bilinmeyen bir biçimde Arapça, Yunanca, Süryanice ve Rumca'yı çok iyi bir biçimde öğrendi. Aykırı düşünceleri sebebiyle Sabiîler ile anlaşmazlık içerisine giren Sâbit, Bağdat'a gelirken yolda daha sonraları mekanik ve matematik konularında önemli eserleri kaleme alacak olan Benî Musa ailesinin üç oğlundan Muhammed b. Musa (ö.873) ile karşılaştı. Sâbit b. Kurra ile konuşan ondaki yeteneklerin farkına varan Muhammed, Beytü'l-Hikme'deki çeviri faaliyetlerine katılmayı teklif etti. Böylece Sâbit, Bağdat'ta bir müddet sonra Halife el-Mutezid'in (saltanatı: 892-902) huzuruna çıktı.

Posted by Arif

Robert Hooke, (d. 18 Temmuz 1635 – ö. 3 Mart 1703). Hem teorik hem de pratik açıdan yaptığı çalışmalarla bilimsel rönesansta büyük rol oynamış bir İngiliz bilim adamıdır. Babası John Hooke, Freshwater'daki All Saints Kilisesi'nde vaazlar vermiştir.

Robert Hooke, bilim dallarından özellikle biyolojiye daha küçükken ilgi duymuştur. Daha sonra kilisede çalışan üç abisi gibi onun da iyi bir eğitim alıp kiliseye katılacağı düşünülüyordu. Ancak, ailesi, Hooke'un çalışırkenki kronik baş ağrılarından dolayı çok yaşamayacağından korkup okuldan almışlardır.

Posted by Arif

Thomas Alva Edison (d. 11 Şubat 1847 – ö. 18 Ekim 1931) 20. yüzyıl yaşamını icatlarıyla büyük bir şekilde etkileyen Amerikalı mucit ve iş adamıdır. Bazı icatları tamamen orjinal olmakla birlikte, eski icatların geliştirilmesi veya yönetimi altında çalışan yüzlerce çalışana aittir. Yine de Edison elinde bulundurduğu kendi adını taşıyan Amerikan patentiyle tarihteki en önemli ve en verimli mucitlerden biri olarak nitelendirilir. Patentlerinin çoğu Amerika'nın haricinde Almanya, Fransa ve İngiltere onaylarına da sahiptir.

Posted by Arif

Robert Woodward, kuşkusuz, Amerikan sentetik organik kimyacılarının en büyüklerinden biridir. Biyolojik önemi olan bir çok maddenin sentezini yapmakta gösterdiği şaşırtıcı başarı, on fahri doktorluk sağlamış ve bir o kadar da büyük ödüller kazanmasına neden olmuştur.

Woodward, Quincy' de (Massachusetts) doğdu.Kimyaya çok küçük yaşlarda ilgi duymaya başladı. On altı yaşında Massachusetts Teknoloji Enstitüsüne (M. T. I. ) girdi. Yeteneğini gören MTI ona laboratuarını açtı. Öğrenimini üç yıl içinde Bakalorya derecesinde tamamladı ve sadece bir yıl sonra da Ph. D. unvanını aldı. O zaman MTI laboratuar şefi olan J. F. Norris şunları söylemişti : " Pek ender rastlanan zekadaki bir şahsiyete sahip olduğumuzu görüyoruz...

Onun, bilim dünyasında isim yapacağına inanıyoruz. "

Posted by Arif

Feynman Öyküleri
20.yy'ın fizikçi filozofu. Fizikçilerin fizikçisi. Çok parlak bir deha. Kendi kendisiyle,otorite geçinenlerle gırgır geçen bir özgür kafa. Richard Feynman, 11 Mayıs 1918'de Queens, New York'ta(Brooklyn’de) doğdu. Daha 15 yaşındayken diferansiyel hesabı öğrendi. . 1936'da, MIT'ye girdi ve fizik eğitimi aldı. 1939'da Princeton'a gitti. Doktorasını 1942'de John Arhibald Wheleer nezaretinde çalıştığı Princeton Üniversitesi'nden aldı. 1942'de, daha 24 yaşında iken Los Alamos'taki Manhattan Projesi'nde önemli bir rol oynadı. Hans Bethe'nin altında dört kişilik grubun lideri olarak çalıştı. Uranyumun patlaması içen gerekli kritik kütleyi hesapladı.

Posted by Arif

Peter Debye, parlak bilim kariyerlerinde fizikokimya konusundaki bilgilerimize önemli katkılarda bulundu. Başarılı araştırmaları, kendisine, bir çok memleketin bilim ödüllerini, onur unvanlarını kazandırdı ve doğanın daha derinden anlaşılması için emek verenler arasında derin bir saygının doğmasına yol açtı.

Posted by Arif

Paul Davies, 1946'da Londra'da doğdu. University College Londra'da 1970'de doktorasını aldı. Cambridge ve Londra Üniversiteleri'nde akademik görüşmeler yaptı. 1980'de University of Newcastle'da Teorik Fizik Profesörü oldu. 1990'dan 1996'ya kadar Matematik Fiziği Profesörüydü; şimdi Avustralya'da University of Adelaide'de Doğa Felsefesi Profesörlüğü yapmaktadır.

Kozmoloji, yerçekimi ve kuantum alan teorisi ile ilgili, özellikle kara delikler ve evrenin başlangıcı (orijini) hakkında, basında 100'den fazla araştırma yazısı yayımlanmıştır. Davies'in monografi olan Kıvrık evrende kuantum alanları (Quantum Fields in Curved Space)'na , öğrencisi Nicholas Birrell tarafından yardımcı yazarlık yapılmış ve bu yapıt kuantum çekimi (quantum gravity) alanında tek olmuştur. Davies aynı zamanda, zamanın doğası, yüksek enerji parçacık fiziği, kuantum mekaniğinin buluşları, yaşamın kökeni(orijini) ve algılamanın (farkında olmanın, bilincin) doğası konularına da ilgisi duymaktadır. Aralık 1996'da The Bulletin dergisinde Avustralya'nın en yaratıcı 10 adamından birisi seçildi

Posted by Arif

1902'de İngiltere'nin Bristol kentinde doğdu. Kuantum mekaniğinin formüle edilmesine en büyük katkılarda bulunanlardandır. Çalışmaları, eşsiz bir matematiksel güzellik ve derinlikte olan bir dahiydi. Matematiğe olan ilgisi ve yeteneği erken yaşlarda görüldü. Önce Bristol Üniversitesi'nde elektrik mühendisliği eğitimi aldı. Bu dönemde öğrendiği yaklaşıklık yöntemlerinden ileriki çalışmalarında önemli ölçüde yararlandı. Dirac, problem çözerken sezgisel yaklaşıma öncelik veren fizikçilerdendi. Ona göre,fazlasıyla karmaşık olan gerçek doğaya ilişkin olgular kısa ve kesin matematik kurallarıyla tam açıklanmış olamazlardı,bir fizikçi, fikirlerini ancak gerçekliğin yaklaşık bilgileriyle geliştirebilirdi.

Posted by Arif

Gıyasettin Ebu'l-Feth Bin İbrahim El-Hayyam, İS. 1044 civarında (1038 ila 1048 civarı) Horasan'ın başkenti Nişabur'da doğdu. İranlı matematikçi, astronom (gök bilimci), filozof, hekim ve şair. Yaygın olarak Ömer Hayyam olarak bilinir. Hayyam çadırcı anlamına gelir, ve genellikle İranlı olarak düşünülmesine rağmen, aynı zamanda İran'da yerleşmiş olabilecek Arap asıllı Hayyami aşiretine ait olabileceği de ileri sürülmektedir. Eğitimini Nişabur'da aldığı ve orada yaşadığı ve yaşamının çoğunu Semerkand'da geçirdiği gerçeği haricinde, yaşamının ilk yılları hakkında çok az şey bilinmektedir. Nizam'ül-Mülk Tusi'nin çağdaşıdır. Mevcut fırsatların aksine, Kralın sarayında görevlendirilmeyi istememiş ve ilim arayışına adanmış sakin bir yaşam sürdü. Daha ileri düzeyde çalışmak ve oradaki alimlerle görüş alış verişinde bulunmak için Semerkand, Buhara, Belh ve İsfahan gibi büyük ilim merkezlerine seyahat etti. Semerkand'da iken, bir ruhani olan, Ebu Tahir tarafından himaye edildi. 1123-24'te Nişabur'da öldü.

Posted by Arif

Newton, tarihin gerçekten dahi olan bilim adamlarından biriydi. O, bilim tarihinin kilometre taşlarının en büyüklerindendi;bir devdi. Bakın yazdığına: " Çünkü camı parlatabiliyorum. Merak edip camı parlatabildiği için beneklerin olamayacağını nereden çıkarıyor diye şaşırabilirsiniz. Newton mercek ve aynalarını kendisi cilalardı; bu arada da cilalarken cama ne yaptığını biliyordu: bir cam parçasının yüzeyine her seferinde daha ince tozlarla çizikler kalıyordu. Çizimler inceldikçe camın yüzeyi donuk grilikten (çünkü ışık kalın çizgilerden saçılır), şeffaf bir açıklığa (çünkü aşırı ince çizgiler ışığı geçirir) döner. bundan da ışığın, yüzeydeki çok küçük çizikler ve benekler gibi düzensizliklerden etkilenemeyeceğini görmüştü; aslında bunun tam zıddının doğruluğunu buldu: En ince çizikler ve dolaysıyla aynı küçüklükteki benekler ışığı etkilemez. Bu yüzden benekler kuramında iş yoktur. "

Posted by Arif

"Geleneksel teorileri çürütecek birçok kanıt topladım. Ancak bazı kimselerin gözünde ölümsüz bir ün kazanmış olan,ama birçok kişi için de alay ve aşağılama konusu olan üstadımız Copernicus'un yazgısını paylaşmaktan korktuğum için bunları gün ışığına çıkarmıyorum."

Galileo ( Kepler'e mektubundan,1609)

Modern bilim ne demek? Bilimsel devrim ne zaman başladı,bunun anlamı nedir?

Kopernik'i kim neden Cehenneme aday gösterdi? Redaktörü, Kopernik'e nasıl bir oyun oynadı?

Kopernik,Papaya neden ve nasıl bir mektup yazdı? Galile'nin bilim tarihindeki önemi nedir?

Newton, iki üç yüzyılda dünyaya gelebilen bu ender deha nerelere el attı? Newton neleri buldu? Newton'un bir de "öteki yüzü" olduğunu biliyor musunuz? Modern Bilimin Oluşumu,sanıldığı gibi,yakından uzağa olmadı. Tersine uzaktan yakına doğru,yani gökyüzünden yeryüzüne ve insana doğru oldu.Galile, teleskopla keşfettiği yıldızların isim babalığını kimlere satmaya çalıştı? Satabildi mi? Osmanlılar,Güneş merkezli sistemden ne zaman haberdar oldu?

Posted by Arif

Faraday , Humpry Davy' nin asistanıydı; Davy’nin ölümünden sonra da onun yerine Kraliyet Enstitüsü’nün laboratuvar şefi oldu. Davy, elektrolizle bir çok elementi bileşiklerinden ayırmayı başarmıştı. Faraday, "Davy' nin en büyük buluşu olarak anılır". O, fizik ve kimya bilimine elektrolizle ilgili olarak düzenli çalışmalar yaptı.

J.Bernal, onu “19. yüzyılın en büyük fizikçisi ve büyük bir olasılıkla tüm fizik tarihi boyunca gelmiş geçmiş en büyük deneysel fizikçi” olarak niteler.

Einstein, onu Galile ve Newton ile kıyaslar. Faraday,yoksul bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Hemen hiç öğrenim olanağı bulamadığı halde, dünyanın en seçkin deneysel araştırmacılarından biri oldu. Çocukluğunu bir kitapçıda çıraklık(ciltçilik) yaparak geçirdi. Kitaplar arasında bilime ilişkin olanlara özel bir ilgi gösterir, bunları giderek artan bir ölçüde okuyarak kendini yetiştirmeye çalıştı.Faraday'ın bilim yaşamına katılması rastlantı sonucunda oldu: Bir gün Sir Humphry Davy'nin Kraliyet Enstitüsündeki konferansına gitti. Davy'nin dikkatini çekti ve onun laboratuar asistanı oldu.

Posted by Arif

Planck, 1858'de Kiel'de doğdu.Yüksek öğrenimini Münih ve Berlin'de yaptı. 1880'de Münih'te fakültede göreve başladı ve beş yıl sonra Kiel Üniversite'sinde profesör oldu. 1889'da Berlin Üniversite'sinde Kirchhoff'un yerini aldı ve 1926'ya kadar bu görevde kaldı. Kuantum kuramının kurulmasına götüren,siyah cisim ışımasının spektral dağılımını açıklamak için yaptığı bir girişimde "eylem kuantumu" (Planck sabiti) kavramını ortaya attı. Enerjnin kuantlaşmış doğasına ilişkin bu keşfi için 1918'de Nobel ödülünü kabul ettiği konuşmasında şöyle dedi:" Fakat radyasyon formülünün doğru olduğu,mükemmel bir şekilde sınanmış olsa bile,bütün bunlardan onun bulunduğu günden beri,ona gerçek bir fiziksel açıklama yapmak için çok çabaladım ve bu beni Boltzmann'ın entropi ile olasılık arasındaki bağıntılarını dikkate almaya götürdü".

Planck'tan Anılar


Son yorumlar