Vücudun Yapısı Ve Fonksiyonları

Vücudun Yapısı Ve Fonksiyonları

İlk Yardım esaslarının anlaşılması ve İlk Yardım uygulamalarının yapılabilmesi için vücut yapısını , organlarını ve nasıl çalıştıklarının bilinmesi gerekmektedir.

VÜCUDUN YAPISI

İSKELET : İnsan vücudu İskelet dediğimiz kemiklerin oluşturduğu bir çatıdan meydana gelmiştir.Olgun bir insan iskeletinde 213 - 214 kemik bulunur.

Görevleri :
1- Vücuda şekil ve sağlamlık ( sertlik ) verir.
2- Kaslara destek olur ve hareketlerimizi sağlar.
3- Kafatası , Göğüs ve karın boşluklarındaki mühim organlarımızı korur.
4- Kemik iliklerinde alyuvarların imalini sağlar.

KAFATASI : Kafatası kemiklerini iki grupta toplatabiliriz . Beyni koruyan kısım ile yüzü teşkil eden kemiklerdir.

EKLEMLER : İki veya daha fazla kemiğin birleşmesiyle meydana gelir.İki türlü eklem vardır.
1- Hareketsiz Eklemler : Kemikler yan yana gelerek birbirleriyle sıkıca kenetlenmişlerdir.
( Kafatası eklemleri gibi )
2- Hareketli Eklemler : Bu tip eklemleri meydana getiren kemiklerin uçları kıkırdak ile kaplı
olup , kuvvetli dokularla birbirine bağlıdır. Hareketli eklemler üç çeşittir.
A) Tam hareketli eklemler ( omuz ve kalça kemikleri vs )
B) Yarı hareketli eklemler ( diz ve dirsekler vs )
C) Az hareketli eklemler ( bilek , ayak , kaburga ve omurlar vs )

GÖĞÜS KAFESİ : Bunlar her iki tarafta 12 şer adet olmak üzere 24 adettir.Arka uçları omurga kemiğinin sırt omurlarından başlayarak öne doğru uzanır ve kısmen göğüs kemiğine bağlanır.
Göğüs kafesi karaciğer , kalp , dalak , mide , pankreas , safra kesesi vs gibi iç organlarımızı korur.

OMURGA : 33 Adet kemikten oluşur.Ortaları delik her iki yanı mahmuz gibi çıkıntıları bulunan
kemik makaralar şeklindedir , üst üste dizilerek bir kanal meydana getirirler bu kanaldan omurilik geçer. Omurlar arasındaki kıkırdak doku omurların hareketliliğini sağlar.

KOLLAR VE OMUZLAR : Omur kemikleri köprücük ve kürek kemiklerinden oluşur.Köprücük kemiği bir taraftan göğüs kemiğine diğer taraftan da omuz kemiğine yakın olan yerden kürek kemiğine bağlıdır.

BACAKLAR : Uyluk kemiği üstte leğen kemiğiyle uyluk eklemini altta ise kaval kemiğiyle diz eklemini oluşturur. Diz kapağı diz ekleminde bulunan yassı bir kemiktir.Alt bacakta ise kaval kemiğiyle beraber birde kamış kemiği bulunur.

SİNDİRİM SİSTEMİ : Ağız , yutak , yemek borusu , mide , barsaklar , karaciğer , safra kesesi
ve pankreastan oluşur.

AĞIZ : Sindirim sisteminin kapısıdır.Tavanda damak , tabanda dil vardır. Boğaz üzerinde küçük dil her iki tarafta da bademcik vardır.Ağızda sindirime yardımcı olan dil , dişler ve tükrük bezleri bulunur.

YUTAK : Ağız , burun boşlukları , gırtlak ve yemek borusu ile çevrilmiş boşluktur.Burada solunum yoluyla sindirim yolu birleşir.Yuttuğumuz besinlerin solunum borusuna kaçmaması için gırtlağın üzerinde açılıp kapanan bir kapak vardır.Solunum borusuna kaçacak en ufak bir parça
hayati tehlike arz eder.

YEMEK BORUSU : Tahmini 25 cm uzunluğunda yumuşak bir borudur , midenin üst ucuyla birleşir , yemek borusu üst kısmı yutkunmada açılır diğer zamanlar kapalıdır.Yuttuğumuz bir lokma 8 saniyede mideye geçer , borunun mideye açılan ucuna mide ağzı denir.

MİDE : Karın boşluğu ile göğüs boşluğunu ayıran diyaframın hemen altında solda bulunur.
Mide 5-6 lt'lik lastik bir torbaya benzer , yemek borusunun bittiği terde başlar , ince barsaklarda
biter.Mide içindeki mide suyu denilen sıvılarla yediğimiz besinlerin sindirilmesini kolaylaştırır.

BARSAKLAR : İnce ve Kalın barsaklar diye ikiye ayrılır.
1- İnce Barsaklar : Mideden hemen sonra başlar 7-8 metre uzunluğundadır.Mideyle birleşen kısmına on iki parmak barsağı denir.Mideden gelen besinlerin son sindirildiği yerdir.
2- Kalın Barsaklar : İnce barsağın alt ucundan başlar 1,5 - 2 metre uzunluğundadır.İnce barsaklarda emilmeyen besin posaları buraya geçer ve sindirilir , emilmeyen bir kısmı da dışkı halinde çıkar.

KARACİĞER : 1,5 - 2 kg ağırlığında karın boşluğunun sağ alt tarafında diyaframın altında bulunur.Kan yapma , kanı depo etme , kanın pıhtılaşmasını sağlama , sindirim sisteminden
kana geçen zehirleri zararsız hale getirme , yağ ve protein depo etme , safra kesesiyle beraber safra yapma ve şeker seviyesini normalde tutma karaciğerin görevleridir.

PANKREAS : 60 -80 gram ağırlığında olup midenin biraz gerisinde yerleşmiş bir salgı bezidir. Ürettiği maya ve pankreas suyu ile sindirim sisteminde şeker oranını ayarlar.

BOŞALTIM SİSTEMİ : Boşaltım sistemi böbrekler , idrar boruları , idrar kesesi ve idrar yolundan oluşur.

BÖBREKLER : İki adettir.Karın boşluğunun arka tarafında omurganın sağ ve soluna yerleşmişlerdir.Sindirimle alınan zararlı gaz ve katı maddelerin idrar organları vasıtasıyla dışarıya atılmasını sağlar.

İDRAR BORUSU : 27 - 30 cm uzunluğundadır.Süzülen zararlı artıkların idrar kesesine gitmesini sağlar.

İDRAR KESESİ : Kuvvetli bir beyaz kastan oluşur.Leğen kemiğinin gerisinde küçük leğen boşluğundadır.Erkeklerde prostatın üstünde , kadında döl yatağının önündedir. 2 - 3 litre idrar alabilir.

İDRAR YOLU : İdrar kesesinin en iç kısmından başlar , yetişkin erkeklerde uzunluğu 16 -22 cm,
kadınlarda ise 3 cm ' dir.

DOLAŞIM SİSTEMİ : Kalp , atardamarlar , kılcal damarlar , toplardamarlar ve bunların içinde dolaşan kandan oluşur. Kan dolaşımı kapalı bir dolaşım sistemi olup vücudun gerekli oksijen ve besleyici gıdaların dokulara iletilmesini ve dokulardan artık maddelerin dışarıya atılmak üzere toplanmasını sağlar.

KALP : Adaleli bir organ olup her iki tarafı bir pompa gibi çalışır.Göğüs içersinde , hemen diyafram üzerinde akciğerler arasında ve göğüs kemiği ile kaburgaların kıkırdak uçlarının arkasında bulunur.Kalp sağ ve sol diye ikiye ayrılır, her kısımda kendi arasında üst ( toplayıcı ) kulakçıklar ve alt ( pompalayıcı ) karıncıklar diye tekrar ikiye ayrılır.Her iki kulakçık ve karıncık arasında kanın geriye gitmesine mani olan bir kapak vardır.

ATARDAMARLAR : Kanı bütün vücuda ve akciğerlere taşıyan esnek yapıda , sağlam ve dayanıklı damarlardır.Atardamarlar içerisinden geçen kan hacmine uyarak genişlerler.

KILCAL DAMARLAR : Çok ince damarlardır , kanı tüm dokulara dağıtan ve toplayan damarlardır.

TOPLARDAMARLAR : Kılcal damarların birleşmesiyle meydana gelir, kanı kalbe taşırlar.Toplardamarların çoğunun içinde kanın ileriye ( Kalbe ) akmasına yardım eden bardacık biçiminde pek çok supap vardır.

KAN DOLAŞIMI : Kalbin sağ kısmiyle kan akciğerlere pompalanır , bu dolaşıma küçük dolaşım denir.Burada karbondioksit atılıp oksijen alınır sonra kalbin sol kulakçığına geri dönen kan sol kulakçıktan sol karıncığa geçerek pompalanır ve bütün vücuda yayılır.Tekrar toplanan kan sağ kulakçığa gelir , bu dolaşıma da büyük dolaşım denir.

NABIZ : Atardamarlarda kalbin pompalama hareketi dolayısıyla oluşan akış hareketidir.Nabız atardamarların yüzeye yakın kısımlarından baş ve orta parmakla alınır.Yetişkin bir insanda
72 kadardır, yaşlılarda düşük bebeklerde daha yüksektir.( 100 Kadar )

KAN BASINCI ( TANSİYON ) : Kanın damar cidarına uyguladığı basınçtır.Kalp kanı vücuda ve akciğerlere gönderirken kasılarak karıncıklardaki kana basınç uygular.Kan basıncını etkileyen
üç unsur vardır.
1- Kan hacmi ( vücutta dolaşan kanın miktarı ) Vücut ağırlığının1/3 ü kandır.
2- Damarların kapasite ve elastikiyeti
3- Kalp atış gücü
Erişkin bir insanda normal kan basıncı pompalama esnasında 120 mm/Hg dir.Bu 12 tansiyon olarak ifade edilir.Kalbin pompalama sırasındaki tansiyonu büyük , dinlenme anındaki tansiyonu küçük tansiyondur.

KAN : Kan damarları içinde akan sıvıdır.Kan hücreleri alyuvarlar , akyuvarlar ve trombositlerdir.Alyuvarlardaki hemoglobin maddesi oksijen taşır ve bu esnada açık kırmızıdır.
Hemoglobin karbondioksit taşırken ise kan koyu kırmızıdır.Alyuvarlar vücudu mikroplara karşı
korur , trombositler ise pıhtılaşmayı sağlar.Kanın % 90'ı su , % 10'u ise protein ,yağ , glikoz , üre , ürik asit ve muhtelif maden tuzlarından oluşur.

SOLUNUM SİSTEMİ : Dışarıdan aldığımız hava ile hücrelere oksijen temin etme ve karbondioksidi dışarıya atma olayıdır.Solunum sistemi burun boşluğu , yutak , gırtlak , soluk borusu , bronşlar ve akciğerden oluşur.Havada % 21 oksijen vardır.Akciğerlerden dışarıya atılan havada % 16 oksijen bulunur. Burun boşluğu aldığımız havayı temizler , ısıtır ve rutubetini aldıktan sonra yutağa
oradan da gırtlağa gönderilir.Gırtlaktan soluk borusuna geçen hava akciğerlere ulaşır.Soluk
borusu kapağı normalde açıktır , ancak yutkunma anında kapanarak yiyeceklerin soluk
borusuna kaçmasını engeller.

AKCİĞERLER : Göğüs kafesine yerleşmiş olup sağ ve sol olmak üzere iki adettir.İnce bir zarla
kaplıdır , bronş ve bronşçuklardan ( hava keseleri ) oluşur. Bronşçuklar etrafındaki kan
damarları sayesinde oksijen ve karbondioksit alışverişi sağlanır.

DİYAFRAM : Kastan oluşan bir perde olup göğüs ve karın boşluklarını birbirinden ayırır.Gevşek
halde kubbe şeklindedir , kasılanca düz hale gelir.

SOLUNUM KASLARI : Kaburgalar etrafında bulunan kaslardır.Göğüs kafesinin daralma ve
genişlemesini sağlar.

SOLUK ALIP VERME : Göğsün her iki tarafında bulunan akciğerler körük gibidirler.Soluk alma
verme işlemi göğüs boşluğu etrafındaki kaslarla , kaburga arasıdaki kasların birlikte hareketinden meydana gelir.Soluk aldığımızda diyafram aşağıya doğru çekilir , göğüs kafesi
içindeki kısmında kenara doğru genişler.Havayı salıverince bu kas yukarı kalkar , akciğerleri
sıkıştırır ve bu surette akciğer içersindeki hava boşalır.
Soluk almak çevremizdeki havayı akciğerimize doldurmak , soluk vermek ise göğsümüz
etrafındaki kasların göğüs boşluğunu sıkıştırması ve böylece akciğerlerin kapanması ile onu
dolduran kirli havanın dışarı boşaltılmasıdır.
Solunumun üç aşması vardır.
1- Soluk alma ( yetişkinlerde 12 - 18 defa , bebeklerde 20 - 24 defadır.)
2- Soluk verme
3- Duraklama.

HAYAT BİR SOLUK ALMA İLE BAŞLAR , BİR SOLUK VERME İLE BİTER.
Top