warning: Creating default object from empty value in /home/icom/domains/ihya.com/public_html/saglik/modules/taxonomy/taxonomy.pages.inc on line 33.

çocuk sağlığı

Tıkayıcı uyku apne sendromunun okul öncesinde tedavi edilmesi önem taşıyor. Çünkü tedavi edilmeyen sorun, çocukların hem yaşam kalitesini hem de okul başarısını olumsuz etkiliyor.

Okul öncesi çocuklarda toplam uyku süresinin 11-12 saat olduğunu belirten Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Refika Ersu, 6-12 yaş döneminde ise bu sürenin 9-11 saat olması gerektiğini söyledi.

Horlama ve tıkayıcı uyku apnesinin çocuklarda da sık görülen bir durum olduğuna dikkati çeken Prof. Dr. Ersu, şöyle konuştu: ''Tıkayıcı uyku apne sendromu, uyku sırasında tam veya kısmi hava yolu tıkanması sonucunda normal solunumun ve uyku yapısının bozulmasıdır. Tıkayıcı uyku apne sendromu en sık 2-6 yaş arasındaki çocuklarda bademcik ve geniz eti büyümesine bağlı olarak oluşur. Eğer tedavi edilmezse çocukların sağlığını, eğitimlerini ve yaşam kalitesini etkiler.''

Domuz gribi salgını nedeniyle okulların tatil edildiği bu günlerde veliler çocuklarını gribal enfeksiyonlardan nasıl koruyacağını düşünüyor.

Uzmanlar, çocukları influenza ve üst solunum yolu enfeksiyonlarından korumanın ilk adımının bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi olduğuna dikkat çekiyor. Aşıların düzenli yapılması, sağlıklı beslenme, kaliteli uyku çocukların bağışıklık sisteminin güçlenmesi açısından önem taşıyor. Anadolu Sağlık Merkezi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Neşe Karaaslan Bıyıklı, çocuklarda bağışıklık sistemi güçlendirilmesinin yollarını anlatıyor.

Yeni doğanların, süt çocuklarının ve oyun çocuklarının bağışıklık sisteminin yeterince güçlenmemiş olması enfeksiyon hastalıklarına daha kolay ve sık yakalanmalarına neden olabiliyor. Bunun dışında altta yatan kronik akciğer hastalığı, kalp hastalığı, böbrek hastalığı, kan hastalığı, beslenme yetersizliği olan çocuklarda enfeksiyon daha ağır seyredebiliyor. Okul çocuklarının yoğun sınav ve ders dönemlerinde yorgunluk, aşırı stres nedeni ile vücut dirençlerinin düştüğü biliniyor.

Posted by asya

Önümüzdeki günlerde domuz giribi vakası sayılarının artacağı öngörülüyor. Peki okul çağındaki çocukları bu tehlikeden uzak tutmanın bir yolu var mı?

Türkiye’nin dört bir yanından domuz giribi vakası haberleri geliyor. Yetişkinler nispeten korunma yollarını öğrenseler de özellikle anne babalar okula giden çocukları için endişe ediyorlar.

Memorial Hastanesi Klinik Laboratuvarlar Koordinatörü ve Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Kenan Keskin anne babalar tavsiyelerde bulunuyor.

Çocuğunuz domuz gribi aşısı olmalı mı?

Daha önce izlenmiş olan grip pandemilerinde (Salgın bir hastalığın kıta düzeyinde çok geniş bir alana yayılması) ve gribin yoğun olarak görüldüğü dönemlerde yapılan araştırmalardan elde edilen morbidite (hastalık oluşması) ve mortalite (ölümle sonuçlanma) bilgilerine dayanarak, okul çağındaki çocukların grip açısından özel bir risk grubu oluşturduğu kabul edilmiştir.

Posted by asya

Çocuğunuz domuz gribi olduysa ne yapacağınızı, hangi belirtilerde acilen sağlık kuruluşuna gitmeniz gerektiğini biliyor musunuz?

Okulların açılmasıyla birlikte yayılma riski daha da artacak olan domuz gribi ile birlikte mevsimsel grip salgınına karşı veliler ile birlikte okulların hazırlıklı olarak işbirliği yapması önem taşıyor. Acıbadem Maslak Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Sesin Kocagöz, çocukların bu virüsleri erişkinlere göre daha çok yaydıklarını, bu nedenle hastalığın yayılmasının önlenmesinde temizliğin büyük rol oynadığını belirtiyor. Ayrıca kalabalık ve havasız ortamlar risk oluşturduğu için mümkün olduğunca bu tür ortamlardan uzak durmak gerekiyor ve kapalı alanların sıkca havalandırılması önem taşıyor.

Prof. Dr. Sesin Kocagöz, çocukların acilen sağlık kuruluşuna götürülmesini gerektiren belirtileri ve yapılması gerekenleri şöyle sıralıyor:

Yakınmalarının artması
Hızlı veya zor nefes alma
Vücutta solgunluk ya da morarma
Beslenememe
Uyarılara cevapta azalma ve uykuya meyil
Huzursuzluk
Ateşle beraber döküntü görülmesi

Bu durumlar ortaya çıktığında en yakın sağlık merkezi aciline başvurun.

Posted by goncagül

Normal kullanım süresi içinde, normal kullanım koşullarında risk taşımayan ve kabul edilebilir ölçülerde risk taşıyan ve temel gerekler bakımından "Oyuncaklar Hakkında Yönetmeliğe" göre azami ölçüde koruma sağlayan oyuncaklardır.

Oyuncak güvenliği için şunlara dikkat edilmeli:

-Oyuncak çocuğun yaşına uygun olmalı

-Etiketinde güvenlik uyarıları bulunmalı ve bunlar mutlaka okunmalı

-Kullanma kılavuzu olmalı ve dikkatlice incelenerek çocuğa bilgi verilmeli

-Çocuğun oyuncağın ambalajı ve poşetiyle oynamasına izin verilmemeli. Bunlar çocuğun yüzüne yapışınca nefes almasını engelleyip boğulmasına neden olabilir

-Büyük çocuk için alınan oyuncaklar küçük çocuk için tehlikeli olabilir. Bu nedenle oyun sırasında çocuklar gözetim altında tutulmalı

-Çocukların bakımını üstlenen bakıcı ve aile büyükleri oyuncak güvenliğiyle ilgili bilgilendirilmeli

-Oyuncaklar için güvenli saklama koşulları sağlanmalı -Oyuncaklar sık sık gözden geçirilip tehlike arz edecek şekilde kırılmış ya da bozulmuş olanlar atılmalı

Havaların ısınmasıyla birlikte çocukların beslenmesinde de dikkat edilmesi gereken noktalar bulunuyor. Terlemeyle vücutta fazla su kaybının meydana gelmesi sonucu, bayılma hissi, bulantı, baş dönmesi gibi sağlık problemleri baş gösterebilir. Acıbadem Maslak Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları uzmanı Dr. Neslihan Korkmaz yaz aylarında çocukların nasıl beslenmesi gerektiği hakkında bilgi verdi:

Bebekler ve Çocuklar Sıvı Kaybını İfade Edemeyebilir!

Bebekler ve çocuklar sıvı kayıplarını ifade edemeyebilecekleri için anne- babaların çok dikkatli olması gerekir. Bu sebeple sıcaklıkların aşırı arttığı günlerde sıvı alımı desteklenmelidir. Terleme ile artan sıvı ihtiyacını karşılamak için anne sütü, su, süt, ayran, taze sıkılmış meyve suları, bitki ve meyve çayları tercih edilmelidir.

Yazın da Dengeli ve Yeterli Beslenme

Günlük 3 ana öğün tüketilmesi ve öğün atlamamak önemlidir. Kahvaltı günün en önemli öğünü olup kahvaltıda şekersiz marmelatlar, az yağlı peynirler, içecek olarak süt, taze sıkılmış meyve suları, ıhlamur ve kuşburnu gibi bitki çayları tercih edilmelidir. Yeterli ve dengeli beslenmenin önemi yaz aylarında da unutulmamalıdır. Et, yumurta ve kurubaklagil, süt ve süt ürünleri, sebzeler ve meyveler, ekmek ve tahıllar olmak üzere dört besin grubunda yer alan besinlerden imkanlar çerçevesinde her öğünde tüketilmelidir. Enerjisi yüksek hamur tatlıları yerine sütlü tatlılar, meyve tatlıları, dondurma gibi tatlılar tercih edilmelidir.

Uzmanlar, yaz mevsiminde sıcakların artmasıyla birlikte çocukları tehdit eden; besin zehirlenmeleri, böcek ısırmaları, yaz ishalleri, isilikler ve güneş yanıklarına karşı önlemler alınması için uyarıda bulunuyor. Kadıköy Şifa Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Nilgün Gökyayla, yaz mevsiminin gelmesi ile artış gösteren hastalıklara karşı önlem alarak, çocukların korunması gerektiğini belirtiyor.

Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Nilgün Gökyayla, çocukları tehdit eden hastalıkları şu şekilde açıklıyor; ‘Çocuk Doktoru olarak yazın en sık rastladığım şikâyetler yaz ishalleri, besin zehirlenmeleri, böcek ısırma ve sokmaları, sıcak çarpması, güneş yanıkları ve isiliklerdir. Bu rahatsızlıkların oluşmaması için çok basit önlemler alınması gerekir.’

Bu mevsimde çocuklarda en sık görülen rahatsızlığın yaz ishalleri olduğunu belirten Uzm. Dr. Nilgün Gökyayla, ülkemizde bu hastalığa yol açan nedenlerin başında enfeksiyonların geldiğini, ishalle birlikte kusma, karın ağrısı ve ateşin oluştuğunu ifade ediyor.

Posted by şirin

Diş sağlığının önemine dikkat çeken uzmanlar, bu konudaki önlemlerin çocuk yaşta alınması gerektiğini belirtiyor.

Diş çürüklerinin ağrı, kötü koku, çiğneme zorluğu, beslenme bozukluğu ve çirkin görüntüye yol açtığını belirten uzmanlar, "Çürükler, ağrıyla çocuğun çok küçük yaşlarda tanışmasına ve gelecekte bazı fobileri olmasına neden olabilir. Tedavi edilmeyen diş bozuklukları, ileride diş çarpıklığı, çene gelişiminde bozukluk ve romatizmadan kalp rahatsızlıklarına kadar pek çok genel sağlık problemine sebep olabilir. Dolayısıyla, süt dişlerindeki çürükler, "nasıl olsa yerine yenileri gelecek" yanılgısına düşmeden tedavi edilmelidir" diyor.

Uzmanlar, diş sağlığı konusunda dikkat edilmesi gereken hususları soru-cevap şeklinde şöyle açıklıyor:

"Süt dişlerinin önemi nedir?"
Uzmanların verdiği bilgiye göre, süt dişlerinin birinci görevi çocuğun düzgün beslenmesini sağlamak. Ayrıca, konuşmanın düzgün gelişimi de süt dişlerinin varlığına bağlı. Süt dişleri, kapladıkları alanı kendilerinin yerine gelecek olan kalıcı diş için korumakta ve kalıcı diş sürerken ona rehberlik yapmakta. Süt dişi erken çekildiği zaman, bu doğal yer tutuculuk fonksiyonu da ortadan kalkmakta.

Posted by şirin

Çocuklarda daimi dişlerin önemi

Çocuklarda genellikle ilk daimi diş 6 yaşında süren birinci büyük azı dişidir.6 yaş çocukların henüz ağız hijyenini çok iyi sağlayamadıkları bir yaştır,buna rağmen çocukların ağzında ömür boyu kullanacakları ilk daimi dişleri ağızdadır.

Peki bu durumda ne yapmalı ki çocuk birinci büyük azı dişini çürütmesin?

Posted by şirin

Çocukluk her açıdan bireyin geleceğinin belirlendiği dönemdir. Bu dönemde ağız ve diş sağlığına gösterilen özen sorunsuz bir gelecek için çok önemli olacaktır. Diş hastalıklarının büyük çoğunluğu öngörülebilir ve önlenebilir hastalıklardır. Bu avantajı kullanabilmek için ebeveynlerin konuya ilişkin basit bilgilere sahip olması ve erken yaşlarda çocuklarını diş hekimi ile tanıştırmaları yeterlidir.

0-6 Yaş
Bu dönem ağızda süt dişlerinin bulunduğu dönemdir. Bu dişler 6. ay ile 30. ay arasında çıkarlar ve hepsi tamamlandığında alt ve üst çenede 10 ar tane olmak üzere toplam 20 süt dişi olacaktır.

Çocuğunuz 2-3 yaşlarında diş hekimi ile tanışmalıdır. İlk gidişinde muayenehane ortamını tanımalı ve belki ayakta muayene olmalıdır. Daha sonraki ziyaretlerinde koltuğa oturabilir ve orada muayene olabilir. Bu dönemde eğer oluşumsal, kalıtımsal ya da çevresel etkilere bağlı bir sorun yoksa çocuğun hiçbir dişsel operasyona gereksinim duymaması beklenir. Bu yaşlardaki çocukların ağzında herhangi bir işlem yapmak hem hekim için hem de çocuk için hiç kolay değildir. O yüzden bu dönemi çürüksüz atlatmak çok önemlidir.

Posted by şirin

Çocuklarda süt dişleri, 6. aydan itibaren ağız içersine gelmeye başlar. Çocuk 2.5 yaşına geldiğinde sürme tamamlanmış olur, ancak bu sürme zamanı her çocuk için aynı değildir. Genellikle diş çıkartmaya yakın;

• Çocuğunuzun tükürük akışında artma olur.

• Çocuğunuz sürekli damağını sert bir cisimle kaşıma isteği duyar.

• Huzursuzluk hisseder.

• İştahında azalma olur.

• Ateşi çıkar.

• Dişetlerinde kızarma ve şişme görülebilir.

Böyle bir durumda çocuğunuzu rahatlatmak için diş hekiminin önerdiği ağrı kesici kremleri ve jelleri diş çıkartacağı bölgelere sürebilirsiniz. Ortodonti Uzmanı Dr. Günseli Ağaoğlu Uygur: “Soğuk diş kaşıyıcıları veya damağa soğuk, temiz bir bezle yapacağınız masaj da bebeğinizi bir parça rahatlatabilir. Bazı bebeklerde, ön grup süt dişlerinin çıkışında sorun yaşanmaz ancak arkadaki süt azıları gelirken problem olabilir. Normal beslenen ve gelişen bir çocukta dişlerin erken ya da geç sürmesi önemli değildir, dişler tamamlandığında toplam 20 adet süt dişi olur.”diyor ve zor bir süreç olan diş çıkarma döneminde, sabırlı davranarak bebeğinize yardımcı olmanız gerektiğini söylüyor.

Biberon ve emzik seçimi

Posted by şirin

Çocuklarda genellikle ilk daimi diş 6 yaşında süren birinci büyük azı dişidir.6 yaş çocukların henüz ağız hijyenini çok iyi sağlayamadıkları bir yaştır,buna rağmen çocukların ağzında ömür boyu kullanacakları ilk daimi dişleri ağızdadır.

Peki bu durumda ne yapmalı ki çocuk birinci büyük azı dişini çürütmesin?

Bunun cevabı çocuklara daha önce de belirttiğimiz gibi diş fırçalama alışkanlığının kazandırılması,çürük oluşturucu besinlerden uzak durması önerilir.Bunun yanında diş hekimi tarafından koruyucu tedaviler uygulanarak çocukların daimi dişlerinin çürümesi önlenir.Düzenli olarak 6 ayda bir çocuk diş hekimine getirilirse,kliniğimizde de uygulamakta olduğumuz TOPİKAL FLUOR uygulaması ve FİSSÜR SEALANT uygulaması yapılabilir.Topikal fluor uygulaması çocuğun daimi dişlerini güçlendirir,daimi dişlerin çürüğe karşı daha dirençli olmasını sağlar.Fissür sealantlar ise büyük ve küçük azı dişlerin üzerinde bulunan girinti ve çıkıntıların örtülmesiyle şeker,çikolata vs.gibi çürük oluşturucu maddelerin dişin yüzeye tutunmasını ve o girintilerden girerek dişi çürütmesini önler,ayrıca içersinde bulunan fluorid sayesinde dişin diğer bölgelerinin de çürümemesine katkıda bulunur.

Çocuklarda Süt Dişlerinin Önemi

Süt dişleri geçici olduğu için ebeveynler tarafından genellikle nasıl olsa bu dişler değişecek denerek pek önemsenmez.Dolayısıyla bu tarz bir düşünce süt dişlerinin temizliğinin ihmaline ve çürümesine sebep olur.Unutlmamalıdır ki süt dişlerindeki çürükler hem çocuğun dişlerinin ağrımasına sebep olur,hem de daimi dişlerine zarar verir.

Posted by Nevbahar

Ortodonti, ağızdaki kapanış bozuklukları ve dişlerin çenelerdeki konumlarının nasıl oluştuğunu inceleyen, teşhis eden, bu bozuklukları önleyen ve tedavi eden bir diş hekimliği dalı. Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Diş Hekimliği Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İlter Uzel, ortodontinin, halk arasında “eğri dişlerin tel takılarak düzeltilmesi” olarak bilindiğini, Türkiye’de diş eti hastalıkları ve ortodontik sorunların çok yaygın olduğunu söyledi.

Prof. Dr. İlter Uzel, özellikle çocuklarda daha sık ortodontik sorunlar görüldüğüne dikkati çekerek, “Türkiye’de her 10 çocuktan 7’sinde ortodontik düzensizlik var. Bunların bazıları ağırdır, öncelikli tedavi edilmesi gerekir, bazıları da daha hafiftir. Bu durum eğer hastanın konuşmasını, solunumunu bozmuyorsa tedavi edilmeyebilir, ama fonksiyonu bozan dorumlarda mutlaka tedavi edilmeli. Ayrıca çoğunluk olarak çocukların ortodontik tedaviye ihtiyacı var” dedi.

GENETİK YATKINLIK ÖNEMLİ
Ortodontik tedavinin dişleri ve kapanış bozukluklarını düzeltmek, dişlerdeki boşlukların kapatılmasını sağlamak amacıyla uygulandığını belirten Uzel, şunları kaydetti:

Posted by Nevbahar

Erciyes Üniversitesi (EÜ) Diş Hekimliği Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Bülent Kesim,
"El yeteneği tam gelişmemiş çocuklarda daha etkin diş fırçalama işlemi için şarjlı veya pilli diş fırçaları kullanılabilir" dedi.

Prof. Dr. Bülent Kesim, genel vücut sağlığının ayrılmaz parçası olan diş sağlığı konusunda bazı yanlış uygulamaların yapıldığını belirtti. Özellikle çocukluk döneminde yanlış uygulamaların görüldüğünü, bunda kendi diş sağlığına önem vermeyen ebeveynlerin bilinçsizliğinin önemli rol oynadığını kaydeden Kesim, çocuklarda diş fırçası ve diş macunu seçiminin önem taşıdığını vurguladı.

Ebeveynlerin, çocuklar için üretilmiş kaliteli ve sağlıklı diş fırçalarını tercih etmesi gerektiğini belirten Kesim, şunları söyledi:

"Çocuklar için üretilen diş fırçaları, çocukların ağız yapısına uygun olduğu gibi, renk, koku, tat ve şekil olarak çocukların ilgisiniçekerek diş fırçalama alışkanlığının edinilmesine katkı sağlıyor. Ayrıca, 3 yaş altındaki çocuklarda yumuşak başlı diş fırçalarının kullanılmasına özen gösterilmelidir. 5 yaş altındaki çocuklarda el yeteneğinin tam gelişmemiş olabileceği gerçeği gözardı edilmemelidir. El yeteneği tam gelişmemiş çocuklarda daha etkin diş fırçalama işlemi için şarjlı veya pilli diş fırçaları kullanılabilir."

Posted by Nevbahar

Çocuklara bakteri bulaştırmamak için neler yapmak gerkiyor?

Çok bileşenli bir enfeksiyon hastalığı olan diş çürüğü, bulaşıcı bir nitelik taşıyor. Diş Hekimi Çağdaş Kışlaoğlu doğduklarında bebeklerin ağız ortamlarının çürük yapıcı bakteri içermediğini, bu bakterilerin bebek dişlerini sürmeye başladığında oluştuğunu belirtti.

TAŞIYICI OLMAYIN

Çürük yapan bakterilerin baba ve özellikle de anneden çocuklara bulaştığını belirten Çağdaş Kışlaoğlu, 1-2.5 yaş arasındaki çocukların ağız ve diş sağlıklarından ailelerinin sorumlu olduğunu söyledi ve sözlerine şöyle devam etti: “Çocuğa bakteri bulaşmaması için anne, bebeğini beslerken kaşık, emzik ve biberon gibi araçları kendi ağzıyla temasta bulundurmadan kullanmaya özen göstermelidir. Aksi taktirde anne, çürüğe yol açacak organizmaları kendi ağzından bebeğinin ağzına aktarır.” Anne-babaların, çocuklarını herhangi bir sorun olsun ya da olmasın her altı ayda bir diş hekimine kontrole götürmeleri gerektiğini belirten Kışlaoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

ŞEKERİ ÖLÇÜLÜ VERİN

Posted by YaSemin

DİŞLER NE ZAMAN ÇIKAR?

Ortalama olarak ilk diş 7. ay ortalarında belirir.Ancak bazan ilk diş üçüncü ayda erkenden ortaya çıkarken, bazan da on ikinci ay, hatta sonrasına sarkabilir. Dişlerin çıkışı genellikle kalıtsal düzene uyar, yani sizin veya eşinizin dişleri erkenden çıkmışsa bebeğinizde de aynı şekilde olması olasıdır. Alttaki şekilde süt dişlerinin ortalama çıkış zamanlarını görebilirsiniz :

DİŞLER ÇIKARKEN NELER OLUR?

Diş çıkarma belirtileri dişlerin kendisinden iki-üç ay önce ortaya çıkabilir. Bu semptomlar çocuktan çocuğa değişir ve aslında bunların neler oldukları ve ne kadar ağrı verdikleri konusundaki görüşler de doktordan doktora değişmektedir. Ancak genellikle diş çıkaran bir bebeğin şu tecrübeleri yaşayabileceği kabul edilmektedir:

*Salya Akıtmak : Birçok bebek iki buçuk-üç aylıktan başlayarak salya akıtır.Diş çıkarma bunu bazı bebeklerde diğerlerine göre daha çok arttırmaktadır.

Posted by YaSemin

Parmak emme, normal çocuklarda herhangi bir pisko-patolojik etken olmaksızın 3-4 yaşlarına kadar görülen bir olgudur.Bebeklerin çoğu başparmaklarını ya da diğer parmaklarını emerler. Zararsız bir davranış olan parmak emmeye hemen bebeklerin tümünde rastlanmasının en önde gelen nedeni,yeni doğan bebeklerin parmak emmeyi daha anne rahminde, (uterus) öğrenmiş bulunmaları ve doğuştan sahip oldukları en güçlü reflekslerden birinin emme refleksi olmasıdır.Nitekim ender olarak yeni doğan bazı bebeklerin parmak ya da bileklerinde görülen kabarcıklar bunun bir sonucu olmaktır.

Posted by YaSemin

Tırnak yeme alışkanlığına çoğunlukla 3-4 yaşlarından önce başlamaz. (Çok ender olarak 5 aylık gibi erken bir dönemde görülebilir). Çocukların %33 de tırnak yeme davranışı görülür. Bu oran erken ergenlik çağına kadar sürer. Ergenlik çağında tırnak yiyen çocukların sayısı %40-45'e yükselir. Yani ergenlik çağına doğru çocukların hemen hemen yarısı tırnak yeme davranışı gösterir. Bunun nedeni olarak gençlerin çevreden onay görmemeleri olarak değerlendirilir. Ayrıca tırnak yiyen çocukların ailelerinin çoğunda tırnak yiyenlere rastlanmaktadır. Bunun içinde tırnak yemenin bir taklit olduğu ve büyükleri taklit etmek suretiyle öğrenildiği ileri sürülmektedir. Ergenlik çağında sosyal onay görenlerin çoğu bu alışkanlığı terk etmektedir.

Tırnak yemek bazen ayak parmaklarını ısırmakla ve ayak tırnaklarını el parmaklarıyla yakalama ile ilişkili görülmektedir. Ayak parmağı tırnağının yenilmesi ve ısırılması hemen hemen sadece kızlarda görülmektedir.

Tırnak yeme alışkanlığının sebepleri

Bu davranışın altında yatan sebepler parmak emmede olduğu gibi çoğunlukla psikolojik rahatsızlıklardır.

Yaz aylarında beslenme ve sıvı gereksinimi her yaş grubu için artıyor. Bu durum özellikle sıcağa ve neme karşı hassas olan çocukları etkiliyor. Amerikan Hastanesi’nden Beslenme ve Diyet Uzmanı Diyetisyen Tuğçe Aytulu, terleme ile birlikte su ve mineral kaybı olduğunu ve bunlara karşı takviye yapılması gerektiğini söylüyor.

Yaz aylarında okul çağı çocuklarının dışarıda vakit geçirme ve oyun oynama süreleri okulların tatil olmasıyla birlikte artmaktadır. Sıcak günlerde dışarıda oynamak çocukların sıvı gereksinimini artırmaktadır. Bu nedenle çocuklara zaman zaman su içmeyi hatırlatmak gerekir. Özellikle fiziksel aktivitesi çok yoğun çocuklarda daha da dikkatli olmak gerekir. Ancak çocukların her zaman su içmesi yeterli olmayabilir. Çünkü terleme ile birlikte sadece su değil aynı zamanda bazı mineraller de kaybolur. Bu yüzden çocuklara hem su hem de mineral ihtiyaçlarını karşılayabilmek için oyun aralarında ayran, taze sıkılmış meyve suları gibi içecekler ve taze meyve verilebilir. Bununla birlikte sıcak yaz günlerinde çocuklarda besin alımı azalabilir. Ancak yaz günlerinde de çocuklarda büyüme ve gelişmenin devamı için protein, karbonhidrat, yağ gibi besin öğelerinin dengeli alınması önemlidir. Bu nedenle kışın sık tükettiğimiz gıdalar yerine yazın farklı gıdalarla beslenmelerini dengeleyebiliriz. Çünkü her besin grubu içinde birbirinin yerine geçebilecek gıdalar vardır. Örneğin sıcak çorbalar yerine yoğurt ve buğday içeren soğuk çorbalar hazırlanabilir, süt tüketmeyen çocuklara dondurma ve sütlü tatlılar verilebilir.

Posted by asya

Erişkinlerde görülen göz hastalıklarının bir çoğu daha az sıklıkla olmak üzere bebeklerde ve çocuklarda da görülebilir.

ÇOCUKLARDA EN SIK GÖRÜLEN GÖZ RAHATSIZLIKLARI:

Görme kusurları (miyop, hipermetrop, astigmat), şaşılık, göz tembelliği, doğuştan katarakt, doğuştan göz tansiyonu (glokom), doğuştan gözyaşı kanalı tıkanıklığı, doğuştan anomaliler, bazı göz tümörleri olarak sıralanabilir.

BEBEK NE ZAMAN GÖZ DOKTORUNA GÖTÜRÜLMELİDİR?

Anne-baba, bebekte veya çocukta herhangi bir göz rahatsızlığından şüpheleniyorsa hemen bir göz doktoruna başvurmalıdır. Göz muayenesi için bebeğin belirli bir aya veya yaşa gelmesi beklenmemelidir. Bebeklerde ve küçük çocuklarda göz muayenesi genellikle çok güç olmaktadır, fakat imkansız değildir. Eğer bebek çok ağlar ve muayene olmaya kesinlikle karşı koyarsa narkozla muayene edilmelidir. Böylece herhangi bir rahatsızlık varsa erkenden teşhis edilip tedaviye başlanır.

BEBEKLERDE VE ÇOCUKLARDA GÖRME BOZUKLUKLARI BELİRTİLERİ:


Son yorumlar