ihya.org

grip salgınları

Çocuklarınızın bağışıklık sistemini güçlendirin

2009 H1N1 gribi salgını nedeniyle okulların tatil edilmesinin tartışıldığı şu günlerde veliler çocuklarını gribal enfeksiyonlardan nasıl koruyacağını düşünüyor. Uzmanlar, çocukları influenza ve üst solunum yolu enfeksiyonlarından korumanın ilk adımının bağışıklık sisteminin güçlendirilmesinden geçtiğini söylüyor. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Neşe Karaaslan Bıyıklı, aşıların düzenli yapılması, sağlıklı beslenme ve kaliteli uykunun çocukların bağışıklık sisteminin güçlenmesi açısından önem taşıdığını söylüyor.

Yenidoğanların, süt çocuklarının ve oyun çocuklarının bağışıklık sisteminin yeterince güçlenmemiş olması enfeksiyon hastalıklarına daha kolay ve sık yakalanmalarına neden olabiliyor. Bunun dışında altta yatan kronik akciğer hastalığı, kalp hastalığı, böbrek hastalığı, kan hastalığı, beslenme yetersizliği olan çocuklarda enfeksiyon daha ağır seyredebiliyor. Okul çocuklarının yoğun sınav ve ders dönemlerinde yorgunluk, aşırı stres nedeni ile vücut dirençlerinin düştüğü biliniyor.

'Domuz gribi virüsüyle herkes karşılaşacak'

Grip salgını 6 ay ile 1.5 yıl arasında devam eder, dolayısıyla 1.5-2 yıl içinde herkes ya aşıyla, ya temasla domuz gribi virüsü ile karşılaşacak denildi.

Samsun İl Sağlık Müdür Yardımcısı, Bulaşıcı Hastalıklar Şube Müdürü Dr. Erdinç Özoğlu, domuz gribiyle ilgili panik havası yaratıldığını, en ufak soğuk algınlığı belirtisinde insanların hastanelere yığıldıklarını söyledi.

Samsun'da özellikle çocuk polikliniklerine başvuru sayısında artış olduğunu bu nedenle Samsun Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi acil servisine takviye yapılarak poliklinik sayılarının artırıldığını belirtti.

Domuz gribi salgınının başladığını ve bu nedenle artık yalnızca yatan hastalardan numune aldıklarını bildiren Özoğlu, şu andaki grip vakalarının yaklaşık yüzde 98'inin Domuz gribi olduğunu vurguladı.

“BULGULAR NORMAL GRİPTEN ÇOK FARKLI DEĞİL”

Şu anda domuz gribinin bulgularının normal gripten çok farklı olmadığının altını çizen ve birçok kişinin bu hastalığı ayakta geçirdiğini belirten Özoğlu, şunları kaydetti:

Türkiye'de 100 kişiden 30'u domuz gribi

Türkiye'de domuz gribine ilişkin her 100 kişiden 30'unda salgının öngörüldüğü ve domuz giribi aşısının yan etkilerinin abartıldığı belirtildi.

Sağlık Bakanlığı Bulaşıcı Hastalıklar Daire Başkanı Dr. Ercan Bal, Türkiye'de domuz gribine ilişkin her 100 kişiden 30'unda salgının öngörüldüğünü söyledi. Dr. Ercan Bal, Domuz gribi aşısının yan etkilerinin ise abartıldığını, zararlı olduğuna yönelik görüşlerin de doğru olmadığını söyledi.

H1N1 Domuz gribi salgını ve aşısı, Uluslararası Hasta Hakları Kongresi'nde akademik olarak tartışmaya açıldı.

Kongrede Sağlık Akademisyenleri Derneği Başkanı ve Başkent Üniversitesi Hastaneleri Kalite Koordinatörü Prof.Dr. Seval Akgün'ün oturum başkanlığında ‘İnfluenza A Pandemisiyle Savaş ve Mesleki Ahlak' konulu panelde Domuz gribi salgını ve aşısı tartışıldı.

Domuz gribinden ölenlerin sayısı 21'e yükseldi

Sağlık Bakanlığı, domuz gribinden ölenlerin sayısının 21'e yükseldiğini açıkladı.

Domuz gribi salgını tüm yurtta hızla yayılırken her gün yeni bir ölüm haberinin gelmesi vatandaşı korkutuyor. Sağlık Bakanlığı'nın bugün yaptığı açıklamada; halk arasında “Domuz Gribi” olarak bilinen Pandemik grip (H1N1) nedeniyle yaşamını yitirenlerin sayısının 21'e yükseldiği bildirildi.

Açıklamada, “Pandemik grip nedeniyle çeşitli illerde tedavileri sürdürülen hastalarımızdan 21 yaşında bir erkek ve 11 yaşında bir kız çocuğu olmak üzere iki vatandaşımız maalesef hayatını kaybetmiştir. Bu vefatlarla beraber Pandemik gripten kaybedilen vatandaşlarımızın sayısı 21 olmuştur.” denildi.

Samsun’da 4 kişi domuz gribi

SAMSUN’da yüksek ateş şikayeti ile tedaviye alınan 2'si çocuk 4 kişide domuz gribi virüsü saptandı.

Domuz gribi psikolojinizi bozmasın!

Korku doğal, paniklemek yanlış...

Domuz gribinden herkes korkuyor. Aslında sağlıklı bir duygu olan korku, bizi önlem almaya iter. Deprem korkusu evlerin daha sağlam inşa edilmesini, trafik kazası korkusu ise emniyet kemerinin kullanılmasını sağlayabilir. Ülkemizde yaygın olarak görülmeye başlayan “Domuz Gribi” korkusunun da, toplum arasında artarak büyük bir paniğe ve toplum psikolojisinin bozulmasına yol açtığını belirten Psikolog Ferahim Yeşilyurt, şu günlerde toplumumuzda yaşanan korkunun normal olmadığını, abartılı yaşanan bir panik reaksiyon olduğunu söylüyor…

Korkunun temelde insanoğlunun yaşamasındaki temel duygusu olduğunu; ancak son günlerde domuz gribi korkusunun toplum arasında hızla arttığını belirten Ferahim Yeşilyurt bunun normal bir durum olmadığını, fobik kaçınmalar ve panik havası oluşturduğunu belirtti. Ferahim Yeşilyurt konuyla ilgili olarak şunları aktardı:

Domuz Gribi Paniği Nelere Yol Açıyor?

Pandemi Nedir?

Birden fazla ülkeye ve hatta kıtalara yayılmış olan (viral)
hastalıklar pandemi olarak adlandırılır. Bir pandemi, insan
bağışıklık sistemi tarafından bilinmeyen ve insandan insana
kolay geçebilen yeni tür bir virüs ortaya çıktığı zaman
meydana gelir.

Son yüzyıl içerisinde, hepsi de grip virüsünün neden olduğu
üç ağır pandemi görüldü. 1918, 1957 ve 1968. En ünlü
pandemi olan “İspanyol Gribi”, 1918-1919 yıllarında tüm
dünyada milyonlarca insanın hayatına mal oldu.

Bugünkü durum
İnsanlar arasında bir pandeminin ortaya çıkması için üç
ölçütün yerine gelmesi gerekiyor: Virüs yeni türde, yani insan
bağışıklık sistemi için büyük ölçüde ya da tamamen bilinmeyen
türde olmalı, insanda bir hastalığa neden olabilmeli
ve insandan insana kolay geçebilmelidir. H5N1 kuş gribi
virüsünde bu iki ölçütten ilk ikisi yerine geliyor, ancak
üçüncüsü yerine gelmiyor.

Domuz gribi aşısının testlerine başlandı

Sağlık Bakanlığının, sağlık personeliyle belirli grupları domuz gribine karşı aşılamak üzere aldığı ''A (H1N1)'' aşıları Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi (RSHM) Başkanlığı'nda incelenmeye başlandı. Aşılar 14 gün sürmesi beklenen analizler sonunda uygun bulunursa illere dağıtılacak.

Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi Başkanı Doç. Dr. Mustafa Ertek, basın mensuplarına yaptığı açıklamada, Türkiye'ye getirilerek bakanlığın soğuk hava depolarına konulan 490 bin doz pandemik influenza aşısından rastgele seçilen 35 örneğin merkezin ''Biyolojik Kontrol ve Araştırma Laboratuvarına'' teslim edildiğini söyledi.

Ertek, buradaki analiz sonuçlarının olumlu çıkması halinde aşıların uygulanmak üzere illere dağıtılacağını bildirdi.

''Aşıların ne tür analizlere tabi tutulacağı'' sorusu üzerine Ertek, analizlerin Avrupa Farmakopesi tarafından belirlendiğini, dolayısıyla hangi aşıda hangi testlerin yapılması gerektiğinin belli olduğunu kaydetti.

Türkiye'de domuz gribi alarmı!


Sağlık Bakanlığı, bugün itibariyle Türkiye'de tespit edilen pandemik H1N1 gripli hasta sayısı toplamının 582 olduğunu bildirdi. Sağlık Bakanlığından yapılan açıklamada, bugün saat 12.00 itibariyle Türkiye'de tespit edilen pandemik H1N1 gripli hasta sayısının toplam 582 olduğu belirtilerek, şunlar kaydedildi:

''Tüm vakaların genel durumları iyi olup tedavileri devam etmektedir. Pandemik H1N1 aşısının 500 bin dozluk ilk teslimatı 20 Ekim 2009 tarihinde Bakanlığımız Ana Deposu'na yapılmıştır. Gerekli incelemelerin yapılması için rastgele örnekleme metodu ile alınan numuneler, Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi Başkanlığı laboratuvarlarına teslim edilmiş olup analizlerine başlanmıştır. Sonuçlar kamuoyu ile paylaşılacaktır.''

ANKARA'DA PAKİSTAN BÜYÜKELÇİLİĞİ OKULUNDA DOMUZ GRİBİ

Ankara'da, Pakistan Büyükelçiliği okulunda dört öğrencide domuz gribi tespit edildiği açıklandı.

İSTANBUL'DA 235 KİŞİDE VİRÜS

İstanbul Valisi Muammer Güler, il genelinde hastanelere müracaat eden 1169 kişiden 235'inde domuz gribi tespit edildiğini söyledi.

Okullara domuz gribi uyarıları

Ankara Milli Eğitim Müdürü Kamil Aydoğan, bu hafta sonuna kadar Ankara'daki 862 bin öğrenciye domuz gribinden korunmanın yollarının öğretileceğini bildirdi.

Okula gelmeyen öğrencilerin her gün düzenli olarak takip edileceğini ve rapor isteneceğini belirten Aydoğan, okullardan, öğretmenlerin gözetiminde öğrencilere lavabolarda el yıkamayı uygulamalı olarak öğretmelerini istedi.

Aydoğan, Ankara'daki liselerin müdürleri ile dershanelerin yöneticilerinin katıldığı ''2009-2010 Eğitim-Öğretim Yılı Başı ve H1N1 Virüsü'' konulu bilgilendirme toplantısı düzenledi.

Milli Eğitim Bakanlığı Şura Salonu'nda düzenlenen toplantıda konuşan Aydoğan, halk arasında ''domuz gribi'' olarak bilinen H1N1 virüsü ile ilgili alınması gereken önlemler konusunda Milli Eğitim Bakanlığının genelge yayımladığını, kendilerinin de okullara yazı gönderdiğini ifade etti.

''PANİK YOK''

Domuz gribi aşısı yaptırmalı mı?

500 bin dozluk domuz gribi aşısı Türkiye'ye geldi. Ankara ve Diyarbakır'da görülen vakalar yüzünden bazı okulların tatil edilmesiyle paniğe kapılan vatandaşlar, doktorların ağzından çıkacak kelimelere bakıyor.

PROF. DR. SERHAT ÜNAL
Bağışıklık sisteminiz zayıfsa öneririm
DOMUZ gribi binde 1-1.5 öldürüyor. Şu haliyle mevsimsel gribe göre daha az tehlikeli gibi düşünülmemeli. Bir virüsün tehlikesini, ne kadar sıklıkta görüldüğü ve ne kadar çok öldürücü olduğu belirler. Domuz gribi az öldürüyor ama çok sık görülüyor. Virüsün çok hızlı yayılması halinde kısa sürede, başta sağlık çalışanları olmak üzere çok kişiye bulaşmasıyla ciddi iş gücü kaybına, tedavi için ekonomik zarara, eğitim sisteminde aksamalara yol açacaktır. Domuz gribi aşısını da aynı mevsimsel aşı da olduğu gibi, '65 yaş üstü bağışıklık sistemi zayıflamış olanlara, karaciğer, böbrek, kalp yetmezliği çekenlere, kanser tedavisi görenlere' yapılmasını öneriyoruz. Yumurtaya alerjisi olanlar yaptırmamalı. Mevsimsel aşı olanlar aynı zamanda domuz gribi aşısı da yaptırabilirler.

DOÇ. DR. ÖNDER ERGÖNÜL
Soğukkanlı olun DSÖ'yü dinleyin

15 Başlıkta Kuş Gribi Uyarısı

Almanya kamuoyu gündeminden düşmeyen Türkiye'deki kuş gribi vakaları ve havaalanlarında artan kontroller üzerine bir basın bildirisi yayınlayan Almanya Türk Toplumu (TGD), vatandaşları uyardı. TGD Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Yahya Açil, dikkat edilmesi gereken 15 maddeyi şöyle sıraladı:

1. Kanatlılarla temas eden herkes ellerini sıcak su ve sabunla yıkamalıdır.

2. Kesinlikle şüpheli ölen kanatlı hayvanlar yenilmemelidir.

3. Türkiye'den veya diğer ülkelerden tatilden geri dönerken hiçbir besin maddesi ne hediye olarak ne de yemek için getirilmemelidir.

4. Kanatlı hayvan ve ürünleri Türkiye'den ve kuş gribi tehlikesi olan ülkelerden ithal edilmemelidir.

5. Pazardan hiçbir canlı kanatlı hayvan alınmamalıdır.

6. Markalı ürün tercih edin.

7. Kanatlı eti ile yapılacak yemeklerde eldiven kullanılmalı ve çocukların yardım etmemelerine dikkat edilmelidir.

8. Dondurulmuş kanatlı hayvan etlerinden eriyerek çıkan suların lavabolar özelikle sıcak su ve sabunla ile yıkanarak temizlenmeli.

9. Kanatlı ürünleri en azından 5 dakika kaynatarak ve pişirerek yenilmelidir.

10. Yapılan ızgarada etlerin iyi pişirilmesine dikkat edilmelidir.

Kuş gribi salgınlarının hepsi insanlar için tehlike teşkil etmekte midir?

Hayır. H5N1 suşu ile gelişen salgınlar insan sağlığı açısından önem taşımaktadır.

İnsan sağlığı açısından riski belirlemede, kuşlarda salgına yol açan suşun hangisi olduğunun belirlenmesi önemlidir. Örneğin Tayvan'dan rapor edilen en son kuş gribi, H5N2 suşu ile gelişmiştir. Bu virüs kuşlar arasında da hastalık oluşturma riski düşük olduğu gibi şimdiye kadar insanlarda bu suşla hastalık geliştiği hiç bildirilmemiştir. Pakistan'dan bildirilen en son salgın da H7 ve H9 suşu ile ilgilidir.
Ancak hastalık oluşturma riski düşük olan bir suşun bile 6-9 ay içerisinde mutasyona uğrayabileceği gösterildiği için kümes hayvanlarındaki salgınların dikkate alınması ve gerekli önlemlerin alınması gerekir.

Bir pandemi önlenebilir mi?

Kuş gribi salgınından bu kadar korkulmasının nedeni nedir?

Halk sağlığı merkezlerinin, daha önce benzeri görülmemiş bu salgından tedirgin olmalarının birkaç nedeni vardır. Bunlardan ilki, Asya'da görülen salgınların en sık sebebinin - ama hepsinden sorumlu değil- ağır patojen H5N1 suşunun olmasıdır. Bu suş türler arasında geçiş yapabildiği ve diğer türlerde de ağır enfeksiyona neden olabildiği için insanlara bulaşabileceği ve insan ölümlerine neden olabileceği içindir.

2. ve belki daha da önemli bir başka nokta, mevcut durumun insanlarda pandemi yaratabilecek diğer bir influenza salgınına yol açabilme ihtimalidir. Kuş ve insan influenza virüslerinin, aynı anda her iki virüs tipi tarafından enfekte olmuş bir kişinin vücudunda gen exchange işlemini yapabildikleri bilim adamları tarafından bilinmektedir. Bu durum insan vücudu içinde daha önce bağışıklık kazanılmamış yeni virüs alt gruplarının doğmasına yol açabilir. Bu, şu anda kullanılmakta olan ve her yıl dolaşmakta olan virüslere karşı geliştirilen ve epidemi mevsimlerinde insanları hastalıktan koruyan aşıların etkisiz olduğu, tamamiyle yeni virüslerin ortaya çıkması anlamını taşımaktadır.

Kuş gribi salgını bir ülkede nasıl yayılabilir?

Ülke içerisinde hastalık bir çiftlikten diğerine ya da bir kümesten diğerine oldukça kolay bulaşabilir. Kanatlı hayvanların dışkılarında ve virüsle bulaşmış tozlarda çok sayıda virüs vardır. Havayla yayılan virüs solunduğu zaman enfeksiyona sebep olabilir. Bu sayede o havayı soluyan bütün kanatlı hayvanlar hastalığı kapar ve hastalığı bulaştırabilir. Virüsle kirlenmiş olan malzemeler; araçlar, yemler, kafesler, örtüler - özellikle ayakkabılar- virüsü bir çiftlikten diğerine taşıyabilir. Enfekte hayvanların, ayakları ve gövdeleri de virüs taşınması konusunda dikkat edilmesi gereken yerlerdir.

Kümes hayvanlarındaki salgının önemi nedir?

Kuş gribi salgını; özellikle ağır patojen olan şekli, kümes hayvancılığı ve çiftçiler için oldukça zarar vericidir. Mesela 1983-1984 yıllarında ağır patojen virüsle Pensilvanya'da ortaya çıkan bir salgın 17 milyon kümes hayvanın telef olmasına sebep olmuş ve Amerikan ekonomisine verdiği zarar yaklaşık olarak 65 milyon dolar olmuştur.

Bu ekonomik sonuçlar gelişmekte olan ülkelerdeki yükselen kümes hayvancılığına zarar vermekte ve bu şekilde geçimini sağlayan aileleri de önemli derecede etkilemektedir. Eğer salgın ülkenin tamamına yayılırsa kontrol oldukça zorlaşır. Mesela 1992 yılında Meksika'da görülen salgın, 1995 yılına kadar tam olarak kontrol altına alınamamıştır. Bu gerçeklerden hareketle herhangi bir salgın tespiti ya da şüphesi varlığında devlet otoritelerinin mümkün olan en kısa sürede sorumluluğu üstelenmeleri, acil eylem planları geliştirmeleri ve salgını kontrol altına almaları gerekir.

Top