warning: Creating default object from empty value in /home/icom/domains/ihya.com/public_html/saglik/modules/taxonomy/taxonomy.pages.inc on line 33.

Hastalıklar hakkında bilgi

Bilimsel yazılarla hastalıkların analizleri. Tanımı ve sınıflandırılması.
Posted by asya

Neisseria gonorrhoea ya da Gonokok olarak adlandırılan bakterinin neden olduğu idrar yolları, rahim , bartholin bezleri ,rektum ve boğaz ya da göz (konjonktiva) mukozalarını etkileyen en sık rastlanılan cinsel yolla bulaşan hastalıklardan biridir. Halk arasında belsoğukluğu hastalığı olarak da bilinmektedir. Gonore ayrıca deri ve eklemleri de tutabilir,kadınlarda kısırlığa neden olabilmektedir. Kadınların % 80'inden fazlası asemptomatik kalır, yani hiçbir belirti olmamaktadır.

Bel soğukluğu nasıl bulaşır?

Gonore (bel soğukluğu ) vajinal ve anal cinsel ilişkilerle bulaşmaktadır. Ayrıca oral ilişki sırasında da bulaştığı bilinmektedir.

Bel soğukluğu belirtileri nelerdir?

* Kötü kokulu,sarı- yeşil renkte akıntı,bazen kanlı akıntı
* İdrarda yanma ,koku
* Kaşıntı,özelikle makata yayılan kaşıntı
* Kasıklarda yaygın, batar tarzda ağrı
* Bartholin absesi ve bartholin enfeksiyonu
* Gezici tipte eklem ağrıları

Gonore (bel soğukluğu) tanısı nasıl konur?

Posted by asya

Halk arasında gece işemesi olarak bilinen, tıbbi adıyla Enürezis Nokturna dünyada olduğu gibi ülkemizde de sık görülen bir sorundur. Aşağıda bu konuyla ilgili kısa bir bilgi sunulmuştur.

Enürezis Nokturna (EN) 5 yaşından büyük çocuklarda geceleri tıbbi bir neden olmaksızın yinelenen idrar kaçırmalarıdır. Sağlıklı çocuklar da uyku öncesi aşırı sıvı aldıklarında gece idrar kaçırabilirler. EN’dan bahsedebilmek için idrar kaçırma sıklığının ard arda gelen 3 ayda haftada 2 kereden fazla olması veya idrar kaçırmanın sıkıntı verici ya da işlevselliği (örn. okulda) bozucu etkilerinin olması gereklidir.

İdrar kaçırma sadece gündüzleri de olabilir (Enürezis Diürna). Bir de hem gece hem gündüz olan tipi vardır.

Enüretik çocukların %80’i mesane kontrollerini hiç kazanmamışlardır, bir başka deyişle bebekliklerinden beri idrar kaçırmaktadırlar (Birincil EN). Kalan %20’si ise idrar kaçırma sorunlarının olmadığı bir dönem (en az 1 yıl) sonrasında idrar kaçırmaya başlarlar (İkincil EN).

Posted by asya

Frengi nedir ?

Frengi, Treponema pallidum adı verilen bir bakterinin (mikrop) neden olduğu cinsel yolla bulaşan bir hastalıktır. Tedavi edilmediği takdirde, bu bakteri zaman içerisinde vücuda yayılarak birçok organda hasara neden olur.

Frenginin yaygınlığı nedir ?

Frengi en sık rastlanılan cinsel yolla bulaşan hastalıklardan biridir. 1995 yılı Dünya Sağlık Teşkilatı tahminlerine göre her yıl yaklaşık 12 milyon kişi hastalığa yakalanmaktadır. Hastalık en sık Güney ve Güneydoğu Asya'da görülmektedir. Son yıllarda Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra ortaya çıkan Bağımsızlıklarını Yeni Kazanmış Devletler'de de hastalığın giderek arttığı bildirilmektedir.

Frenginin ilk belirtileri ne zaman ortaya çıkar ?

Hastalık; penis, vajina, anüs (makat) ya da ağız yolu ile bulaşır. Mikrobun sağlam kişiye bulaşmasından sonra ilk belirtiler 10 gün ile 3 ay içerisinde ortaya çıkar. Hastalıkta bir veya daha fazla sayıda, üstü açık, bir santimetre boyutlarında , sert, ağrısız "şankır" adı verilen yaralar oluşur. Bu yaralar, genelde bakterinin ilk bulaştığı cinsel organlar etrafında oluşur. Mikrop daha sonra kan yolu ile bütün vücuda yayılır. Kasık ve boyun lenf bezleri şişebilir.

Posted by asya

Epididim testisler üzerinde yer alan ve testislerde yapılan spermin olgunlaşması, depolanması ve taşınmasında rol oynayan yapılardır.

Erkeklerde skrotum (torbaların) ağrılarının en fazla nedeni epididim iltihaplanması sonucu oluşan epididimitlerdir. Akut epididimitlerde şişlik ve ağrı daha şiddetlidir. 6 haftadan fazla sürüyor ise kronik epididimit olarak adlandırılır.

Belirtiler:

Skrotum (torbalar) şiş ve ağrılıdır. Bu şişlik ve ağrı hafif olabileceği gibi çok şiddetli de olabilir. Bazen hastalar ağrı nedeni ile yürümekte dahi zorlanırlar.ağır enfeksiyonlarda hastalık diğer testise de yayılabilir.Bu durumlarda ateş ve abse oluşumu da görülebilir.

Ayrıca barsak hareketleri ile testislerde ağrı, ağrılı işeme veya boşalma, semen sıvısında kan görülmesi gibi belirtileri de olabilir.

Nedenleri:

Epididimit genellikle üriner sistem enfeksiyonları, klamidya ve bel soğukluğu gibi cinsel yolla bulaşan hastalıklar, prostatitler sonucu bulaşan bakterilerle oluşurlar. Çok eşli erkeklerde ve kondom kullanmayanlarda görülme riski artmaktadır. İdrar yolları ve üreme sistemi ile ilgili ameliyat geçirmiş hastalarda veya darlık bulunan hastalarda da risk artmıştır.

Önleme:

Posted by asya

Böbrek karnın arka bölgesinde bulunan 100-150 gram ağırlığında bir organdır. Normal kişilerde sağ ve solda olmak üzere iki adet böbrek bulunur. Toplumda yaklaşık 1000 kişinin bir tanesinde tek böbrek vardır. Tek böbrekli olmanın önemli bir sakıncası yoktur.

Böbreklerin işlevi
Böbreğin başlıca işlevleri vücut su, tuz, kalsiyum dengesinin sağlanması, idrar aracılığı ile zararlı maddelerin ve ilaçların vücuttan atılması ve hormon, şeker metabolizmasına olan katkılarıdır. Böbrek yetmezliğinde böbreğin bu işlevlerinde bozulma olur. Böbrek yetmezliği ani (akut) veya sinsi (kronik) seyirli olmak üzere iki şekilde gelişebilir.

Akut böbrek yetmezliğinin nedenleri
Çok sayıda neden vardır;
1. Ağır kanama, kusma, ishal, yanık sonucu kan basıncında düşme
2. Gebelik: Kanamalar, gebelik zehirlenmesi, sağlıksız koşullarda yapılan düşükler
3. Kalp yetmezliği
4. Böbrek hastalıkları: Nefrit, böbrek damarının tıkanması
5. İdrar yollarında tıkanıklık: Kanser, prostat büyümesi, taşa bağlı tıkanma
6. Ameliyatlardan, özellikle büyük ameliyatlardan sonra

Posted by asya

BÖBREK KANSERİ

Erken saptanabilen böbrek kanserlerinde cerrahi ile tam tedavi sağlama şansı oldukça yüksek. Bu nedenle hastalığın belirtileri ile ilgili bilgi sahibi olmak büyük önem taşıyor.

Böbreklerden köken alan birçok kanser tipi bulunur. Ancak erişkinlerde en sık görülen tür olan ‘böbrek hücreli kanser’ tipi temel alınarak bilgi vereceğiz. Bu kanser tipi böbreğin kanı filtre eden ve idrarı oluşturan dokularından kaynaklanmaktadır

BELİRTİLERİ NELER?

Böbrek kanserleri erken dönemlerinde sıklıkla herhangi bir belirti veya şikayet oluşturmaz. Böbrek kanserinin büyümesi ile birlikte bazı belirtiler ortaya çıkabilir.

Bunlar;

- İdrarda kan varlığı, gözle görülebilen kanama veya sadece idrar tahlilinde görülebilen mikroskobik kanama şeklinde olabilir.
- Böbrek bölgesinde muayenede ele gelen kitle
- İştahsızlık
- Kilo kaybı
- Tekrarlayan ateş
- Devamlı olabilen yan ağrısı
- Genel halsizlik ve kendini kötü hissetme

Tansiyon yükselmesi, kan değerlerinde normalin altına inme (kansızlık) de böbrek kanserlerinde görülebilir.

Posted by asya

Gonore en sık rastlanılan cinsel yolla bulaşan hastalıklardan biridir. Halk arasında bel soğukluğu hastalığı olarak da bilinmektedir. Tedavi edilmez ise özellikle kadınlarda önemli sağlık sorunlarına neden olur.

"Bel soğukluğu" erkeklerde penis başından meni görünümünde akıntı ve idrar yaparken yanma ile seyreden enfeksiyonu tarif etmek için kullanılan bir terimdir.

Hastalık erkeklerde daha sık belirti verdiği ve tanısı akıntının özelliklerine bakarak nispeten kolay konduğundan toplumumuzda sanki yalnızca erkeklerde görülen bir hastalıkmış izlenimi uyanmıştır. Gerçekte hastalık cinsel yolla yayılır ve kadınlara kolaylıkla bulaşarak kadının genital sisteminde ciddi hasarlar oluşturabilir.

Nedir?

* "Bel soğukluğu", ya da tıptaki adıyla "gonore" bir bakteri enfeksiyonudur.
* Hastalık, cinsel yolla bulaşır. Tüm cinsel yolla bulaşan hastalıklarda olduğu gibi erkekten kadına bulaşması daha kolaydır.
* Hem erkekte hem de kadında belirtisiz seyredebilir.
* Özellikle gençe erkek ve kadınlarda sık görülür.
* Kadınlarda yaptığı enfeksiyona "pelvik enfeksiyon" adı verilir.

Önemi nedir?

Posted by goncagül

Yüz Felci Ne Demektir: Yüz hareketlerini (dudak, yanak, kaş,göz çevresi) yapmamızı yüz siniri (fasial sinir) aracılığı ile sağlarız. Beyinden gelen hareket emirlerini yüz siniri, yüz kaslarına ileterek istediğimiz hareketleri yapmamızı sağlar. Eğer beyindeki veya yüz sinirindeki bazı hastalıklar bu iletiyi engellerse yüz felci oluşur ve yüz hareketleri kısmen ya da tamamen ortadan kaybolur. Yüz felci tıbbi olarak fasial paralizi olarak ismlendirilir.

Yüz Siniri Nerededir : Beyin ile beyin sapı arasında yüz sinirini oluşturacak lifler karışık bir şekilde gelir. Bu bölüm daha çok Nöroloji ile ilgilidir. Beyin sapından sonra yüz siniri kıvrımlı biryol izler. İç kulak yolundan geçerek, orta kulağında çevresini dolaşır ve kulak arkasından doğru birkaç dal halinde yüz kaslarına ulaşır. Yüz kaslarına ulaşmadan önce kulak önündeki tükrük bezinin içinden geçer. İç kulak yolundan geçerken işitme siniri ile birlikte bulunur. Yolu boyunca bazı dallar verir ve bu dallar çeşitli görevler yaparlar. Gözyaşı bezinin salgısını, çene altındaki tükrük bezlerinin salgısını ve dilin tat hücrelerinin görev yapmasını da yüz sinirinin dalları sağlar.

Posted by goncagül

Etyoloji : Subakut Sklerozan Panensefalit (SSPE) kızamık virüsunun geç ortaya çıkabilen ve genellikle çocuklarda görülen bir komplikasyonudur. Progresif Rubella Panensefalisi tipik kızamıkçık virusuna bağlıdır. Progresif multifokal lökoensefalopati (PMLE) ise bir insan polyoma virüsü (JC virüsü) tarafından oluşturulur.

Klinik Belirtiler : Bu hastalıklar ilerleyen nörolojik belirtiler ile başlar. Motor fonksiyonlarda bozulma (myoklonık kasılmalar, tremor, titremeler) ile ataxi ve demansa ilerleyen belirtiler görülür. Belirtileri takiben hastalar kısa sürede ölür.

Tanı : BOS’da kızamık virüsuna özgül IgG antikorlarının yüksek titrede saptanması SSPE tanısındaki en önemli kriterlerden birisidir. Ayrıca serum kızamık antikor titresinin yüksek olması tanıyı destekler. PRP semptomları olan çocuklardan tipik kızamıkçık vürüsünde edilmiştir. Hastaların kanında serbest kızamıkçık virusunun yanında dolaşımda viral antijen-antikor kompleksleride gösterilmektedir. PML’de ise BOS’da antikor düşüktür veya yoktur. Beyinde inflamasyon bulgusu da saptamanaz. Oligodentrositlerde nükleer inkluzyon cisimcikleri görülür

Posted by goncagül

Baş Dönmesi Nedir: Baş dönmesi diyince hastanın dengesini sağlamadaki her türlü problem anlaşılır. Bu durum hastayı yatağa düşürüp gözlerini dahi açamayacağı şiddetten, sadece zaman zaman bir kayma hissine kadar değişebilir. Hatta sadece bir göz kararması şeklinde ortaya çıkabilir. Tıp dilinde genel olarak vertigo adı verilir.

Denge Nasıl Sağlanır: Dengenin sağlanması hala tam olarak çözülememiş çok karmaşık ve çok fazla organın rol oynadığı bir durumdur. Bu konuda rol oynayan organ ve sistemler arasında beyin, omurilik, iç kulak (labirent), gözler, eklem ve kaslar sayılabilir. Bu organları etkileyen herhangi bir hastalık baş dönmesi ile birlikte o organa ait diğer belirtilerin ortaya çıkmasına neden olabilir. Bu kadar çok organın rol oynadığı bir belirti olan baş dönmesi doğal olarak sadece bir branş uzmanı tarafından değerlendirilemez. Genellikle başlangıçta KBB ve Nöroloji doktorları muayene etsede göz, dahiliye veya fizik tedavi branşlarında da muayene olmak gerekebilir.

Posted by goncagül

Şikayet

Vücudunuzun bir bölümünde his kayboldu (uyudu) ya da sanki iğne batıyormuş gibi oluyor.

Nedenleri

Sinir veya kan damarına basınç : Vücudunuzun bir tarafı üzerinde uzun süre zor bir pozisyonda oturuyor, dayanıyor veya uyuyordunuz. Genellikle de vücut “uyandıkça” iğne batıyor gibi olduktan sonra hareket ettiğinizde uyuşma geçiyor. Dirseğinize abanmak ulna sinirinize basınç yapar ve dördüncü ve beşinci parmaklarınızda karıncalanma ve uyuşma olur.

Karpal tünel sendromu : Elinizdeki (baş parmaktan yüzük parmağına kadar) ve bileğinizdeki uyuşma geceleri artıyor ve parmaklarınız, baş parmağınız ve eliniz kuvvetsizleşti. Muhtemelen kuvvet gerektiren aletleri ya da bilgisayarı sık kullanan veya sürekli tekrarlamalı hareketler yapan birisiniz. Bu durum kendiliğinden geçer ya da ağrı kesici ve bileklik gerekebilir.

Raynaud hastalığı : El ve ayak parmaklarınız uyuşuyor ve beyazlaşıyor, sonra mavileşiyor, soğuk havalarda kızarıyor ve ısındıklarında acıyor. Küçük kan damarlarıyla ilgili bir rahatsızlığınız var demektir.

Posted by goncagül

TG nevralji 5. Kranial sinirin duyusal dallarının innerve ettiği fasial alanda bıçak saplanır tarzda, paroksizmal yüz ağrısı ile kendini gösteren bir ağrı sendromudur.

Tarihçe

Posted by goncagül

Kızamık'ın geç bir MSS komplikasyonudur. Kızamık geçirildikten yıllarca sonra gelişen nadir, dejeneratif bir nörolojik hastalıktır. Çoğunlukla hastalığı 2 yaşın altındayken, özellikle anneden geçen Ig'lerin halen varlığını sürdürdüğü ilk yaş içinde geçirenlerde görülür. Normalde MSS'de ve BOS'da kompleman bulunmaz, Ig'ler ise oldukça sınırlı düzeylerdedir. Measles virüsü ile infekte beyin hücrelerine karşı kompleman aktivasyonu yapılamaz, viral antijenleri infekte hücreden uzaklaştıracak spesifik Ig'ler de yoktur, virüse karşı sitolitik immün aktivite gösterilememektedir. İnfantlarda ve 2 yaşın altındaki bebeklerde hücresel immünite immatürdür. Yani, hücre-içi patojenlere yeterli yanıtı verilemez. Anneden transplasental geçen (maternal) IgG'ler 1 yıldan daha fazla persiste etmişse, virüsün infekte hücreden tomurcuklanması önlenir. Hücreye hapsolan virüste, bu durumunu korumak üzere bazı genetik değişiklikler gelişir. En önemlisi, virüsün toparlanması ve sonuçta hücre dışına çıkmasında önemli rol oynayan M (matriks) proteinini kodlayan genin delesyonudur. M proteinsiz yeni birçok virüs proteini replike olmaya başlar.

Posted by goncagül

Spina Bifida, Nöral tüp defekti adı verilen bir grup doğumsal anomalinin bir çeşididir. Açık omurga olarak da adlandırılmaktadır. Genelde omurga kemiği ve bazen de omuriliği etkiler. Nöral Tüp olarak adlandırılan oluşum, embryonik yaşamda bulunan ve beyin ile omuriliği meydana getiren yapıdır. Bu oluşumun gelişiminde meydana gelen anomaliler de nöral tüp defekti (NTD) olarak adlandırılırlar. NTD'leri en sık görülen doğumsal anomalilerdendir. Yaklaşık 1500-2000 canlı doğumdan birinde, değişik derecelerde NTD bulunur.

Embryonik dönemde bebeğin omurgası ilk oluştuğunda kapalı değildir. her iki yanı açıktır. Dölenmeyi takip eden 29. günde her iki yanda oluşan omurga ortada birleşir ve kapalı bir oluşum haline gelir. Spina bifida da bu kapanma ya hiç olmaz ya da bazı bölgelerde meydana gelmez. Spina bifidanın 3 formu vardır:

Posted by goncagül

Siyatik hastalığı dördüncü ve beşinci bel omurları arasında çıkan, buradan topuklara kadar uzanan “siyatik” adı verilen sinirde görülen ağrılı bir hastalıktır. Siyatik sinir vücudun en uzun siniridir. Omuriliğin bel kısmından çıkar, bacaklara kadar uzanır. Siyatik ifadesi, bu sinir irrite edildiğinde, sinir boyunca meydana gelebilen ağrıları tanımlamak için kullanılır. Bu uyarılma genelde siyatik sinirin çıkış yerindeki disklerde meydana gelen kaymalar veya sinirin yolu boyunca oluşan eklem iltihapları nedeniyle oluşur.

Siyatik ağrısı kendini iki şekilde belli eder. Ya devamlı hafif bir ağrıdır ya da arada bir gelen şiddetli bir ağrıdır. Ağrılar, siyatik siniri boyunca, kalçadan topuğa kadar uzanır. Siyatik ağrısı, bazen bel fıtığı ile karıştırılmaktadır. Ağrının siyatik sinirinden kaynaklandığını anlamak için hasta sırt üstü yatırılır. Bacak gergin bir halde iken yavaş yavaş yukarı kaydırılır. Bu sırada uyluğun arka bacağa hatta yağa kadar uzanan kasıntılı bir ağrı duyuluyor ise siyatik şüphesi kesinleşir. Bacak ne kadar yukarı kaldırılır ise ağrı o derece şiddetli olur.

Bulgular

Posted by goncagül

El, kol, bacak gibi organlara gelen sinirler kaza sonrası yaralanabilmektedir.
Yaralanma sonucu kısmı kopmalar, ezilmeler veya total kesiler oluşabilir. Trafik kazaları, kesici ve delici aletlerle yaralanma sıklıkla görülen travmalardır. Sinirli bir anında camı yumruklayan kişilerde el bileği sinirinin kesilmesi çok sık rastlanan durumdur.

El veya bacağa gelen sinirlerin kesilmeleri halinde sinirin uyardığı bölgede felç gelişir. Hastalar ilk 8 saatte ameliyata alınarak sinir uç uca dikilir. Ameliyatın mikroskopla yapılması tercih sebebidir. İlk 8 saate altın dönem denilir. Altın dönem kaçırılırsa sinirin iyileşme şansı azalır. Zamanında yapılan tamir sonrasında herhangi bir sakatlık kalmadan iyileşme sağlanabilir.

Posted by goncagül

Progresif musküler distrofiler (PMD) kalıtsal, genellikle çocukluk çağında başlayan, ilerleyici kas atrofileri ile karakterize, sıklıkla proksimal kasların tutulduğu hastalık grubudur. PMD' ler kalıtım şekli, başlangıç yaşı, kas tutulumunun dağılımı ve ilerleme hızı gibi özellikleri ile birbirlerinden ayrılmaktadırlar. Şu anda PMD' lerde nedene yönelik, özel bir tedavi yöntemi yoktur. Fizik tedavi, hastanın olası komplikasyonlardan korunması ve ortopedik sekellerin tedavisinde yardımcı olunur.

PMD' lerin sık rastlanan formlarının genetik geçiş özelliklerine göre sınıflaması şu şekildedir:

X' e bağlı resesif geçenler

Duchenne musküler distrofi

Becker musküler distrofi

Emery Dreifuss musküler distrofi

Otosomal resesif geçenler

Skapulo humeral musküler distrofi

Çocukluk çağı otosomal resesif musküler distrofisi

Otosomal dominant geçenler

Fasiyo skapulo humeral musküler distrofi

Distal musküler distrofi

Oküler musküler distrofi

Okülo farenjeal musküler distrofi

Duchenne musküler distrofi

Posted by goncagül

Etyoloji : Kuru’da prion benzeri bir ajan saptanmıştır, Creutzfeld- Jacob (C-J) ‘li hastalarda “ Scrapie associated fibrils” (SAF)’e benzer yapılar gösterilmişken Gestmann- Straussler Scheinker Hastalığı (GSS)’nda ise hastalarda spongioform yapı gösteren gri cevherlerinde prion proteinlerine karşı reaksiyon veren amiloid plaklar görülmüştür.

Klinik bulgular : Prionların inkubasyon dönemleri aylar veya yıllar ile tarif edilmektedir. Bu hastalarda BOS biyokimyasal ve periferik kan hücre değerleri normaldir. Ateş görülmez. Bitkinlik, yorgunluk gibi nonspesifik infektif semptomlarla başlayan bulgular kısa sürede yerini myoklonus, tremor gibi motor fonksiyon bozuklukları ile kişilik değişikliği ve demans gibi bulgulara bırakır.

Tanı : Prion hastalıklarının tanısı klinik bulgulara dayanılarak yapılır ve beynin patolojik incelemesi ile doğrulanır.

Tedavi : Tedavileri şimdilik yoktur

Prionlar, kendiliğinden çoğalabilen (kendini kopyalayabilen) 250 civarında aminoasitten oluşan ortalama olarak en küçük virustan daha küçük yapıya sahip olan enfeksiyon etkenleridir. İnsanlarda ve hayvanlarda bugüne kadar yedi adet prion hastalığı tarif edilmiştir.

Posted by goncagül

Çocuk felci, poliomyelit (poliomyelitis) veya polio isimleri ile bilinen hastalık; poliovirus adı verilen bir virüs tarafından meydana getirilir ve sinirler ve kaslar da dahil olmak üzere tüm vücudu etkileyebilir. Şiddetli hastalık durumunda sürekli felç veya ölüm meydana gelebilir. Polio bulaşıcı bir hastalıktır. Hastalık etkeni virüsün bulaşması hastalıklı kişiye doğrudan temasla, hastanın ağız ve burnundan çıkan sıvılarla veya hastalıklı kişinin virüs içeren dışkısı ile temasla olabilir. Virüs ağız veya burun yolu ile sağlam kişinin vücuduna girer, boğazda veya sindirim sisteminde yerleşerek çoğalır ve kan ve lenf (damarları) aracılığı ile vücuda yayılır. Hastalığın kuluçka süresi ortalama 7-14 gündür (5-35 gün arası).

Riskli Durumlar

- polio aşısının yapılmaması

- polio salgını olan bölgeye yolculuk yapmak

- hamilelik

- çok yaşlı veya bebek olmak

- ağız, burun veya boğazda yaralanma meydana gelmesi (diş tedavisi, bademciklerin alınması)

- virüsü aldıktan sonra bağışıklık sistemimizi bozacak anormal bir stres meydana gelmesi (duygusal veya fiziksel)

Posted by goncagül

İlk kez İngiliz doktor James Parkinson tarafından 1817 yılında titrek felç olarak tanımlanmıştır. Beynimizde hareketlerimizi kontrol eden ve bundan sorumlu olan hücreler bulunur. Bu hücrelerden kimyasal maddeler salgılanır. Bunlardan birisi de dopamindir. Dopamin beyine gelen bilgileri bir sinir hücresinden diğerine aktarır. Böylece vücut dengesi sağlanmış olur. Fakat bu hücrelerin bir kısmı hasar gördüğünde ya da azaldığında dopamin salgılanamaz. İşte azalmış dopamin sonucu vücutta titreme, yavaş hareket etme gibi vücudun dengesinin bozulmasıyla ortaya çıkan hastalığa parkinson hastalığı denilmektedir.

Parkinson, yavaş ve sinsi seyreden bir hastalıktır. Hastalık on yıl gibi bir süre boyunca sürekli ilerler. Ne ölümcül bir hastalıktır ne de felce neden olur. Başlangıcında tek taraflı belirtiler görülürken daha sonra bu bütün vücuda yayılır. Belirtilerin şiddeti her hastada farklıdır. Hastalık genelde 40 yaşından sonra görülür ve erkeklerde görülme sıklığı biraz daha fazladır.

PARKİNSON HASTALIĞI NASIL ORTAYA ÇIKAR?


Son yorumlar