ihya.org

ilaçlar

Antibiyotiklerin Etkisi

ANTİBİYOTİKLERİN BAKTERİLERE ETKİSİ

Yaşadığımız yüzyılın özellikle ikinci yarısı yıllarından sonra, bakteri ve virüs genetiği, bunların morfolojik yapıları, kapsadıkları komplike protein, nükleoprotein ve diğer kimyasal bileşimleri, enzimleri saptanmıştır.

Enfeksiyon etkenlerinin organizmada üreyip oğalabilmeleri, patolojik yerleşimlerini oluşturabilmeleri için, gerekli olan yaşam kapsamlarının biri üzerinde etkili olabilecek antimikrobikler üzerindeki araştırmalar da yönünü bulmuş ve üretilen çeşitli antibiyotik ve kimyasal bileşimler, etki mekanizması ve kapsadıkları ana maddeler bakımından gruplara ayrılmıştır.

Antibiyotiklere Rezistans

Her canlı yaşamını sürdürebilmek için dış etkilerden korunmak zorundadır. Mikroorganizmalarda birer canlı olduklarından bu kurama uymuşlar, kendilerini yok etme niteliğinde olan antibiyotiklere direnç mekanizmalarını geliştirmeye başlamışlardır. Bakterilerdeki rezistans üç biçimde belirir :

1. Bazı bakterilerde belirli antibiyotiklere karşı doğal bir direnç vardır. Örneğin gram negatif bakterileri penisilin, ve diğer birçok bakterileri, antimikotik preparatlar doğal olarak etkileyemezler.

2. Önceden duyarlı olan bakteriler, antibiyotiklerle karşılaştıkça kendilerini koruma mekanizması oluştururlar. Bu da hızlı ve yavaş olmak üzere iki aşamada belirir. Hızlı direnç kazanan bakterilere koch basili bir örnektir, iki üç kez streptomisin ile karşılaşan basilde ilaç etkisiz duruma geçer. Hızlı direnç oluşturan antibiyotikler arasında linkomisin, rifamisin, spektinomisin, pirazinamid örnek olarak gösterilebilir. Bakterilerin en geç rezistans kazandıkları antibiyotikler örneğin anfoterisin B, nistatin, ristosetin vankomisin vb. gibi antibiyotiklerdir.

Antibiyotik Direnci

Bakterilerin antibiyotik direncini azaltmak için ne yapabilirsiniz?

Hiçbir antibiyotiğin durduramayacağı bakteriyel bir hastalık düşünün. "Diyelim ki birçok enfeksiyon hastalığının sorumlusu olan bakteriler güçlü antibiyotik ordumuzdan korunmayı öğrendi." Bu varsayım gerçekleşirse, enfeksiyona neden olan mikropları hiçbir antibiyotik yok edemez.

Bu ürkütücü senaryo bir gün gerçek olabilir. Tüberküloz, gonore, pnömoni ve menenjit gibi giderek artan sayıda enfeksiyonda, daha önce bu hastalıklarla mücadelede yaygın olarak kullanılan antibiyotiklere dirençli suşlar gelişmiştir.

Direnç sorunu özellikle, hastalar arasındaki yakın temas nedeniyle hastanelerde sık olarak görülür ve yaygın antibiyotik kullanımı direnç gelişmesini kolaylaştırır. Tüm dünyada araştırmacılar, bu sorunu çözümlemeye ve özellikle hastane ortamlarında antibiyotik direncini kontrol altına almaya çalışıyorlar.

Antibiyotikler

Antibiyotik Ne Demektir: Antibiyotik, bakterilerin metabolizmasını bozarak ya hastalık yapma etkilerini yok eden ya da onları öldüren kimyasal maddelerdir. Etki tarzlarına ve etkiledikleri bakterilere göre çok sayıda antibiyotik vardır. Bakterinin hücre duvarını bozmak, protein sentezini bozmak veya bakterinin ihtiyaç duyduğu maddeleri yok etmek antibiyotiklerin etki etme şekilleri arasındadır. Antibiyotiklerle ilgili bazı terimlerin bilinmesi gereklidir:

Spektrum: Bir antibiyotiğin etkilediği bakteri yelpazesidir. Çok sayıda türdeki bakterileri etkileyen antibiyotiklere geniş spektrumlu, sınırlı sayıda bakteriyi etkileyen antibiyotiklere de dar spektrumlu antibiyotikler denir.

Kombinasyon: İki veya daha fazla sayıda antibiyotiğin bir arada kullanılmasıdır. Uygun kombinasyonlar yapıldığında hem spektrum genişler hem de bazen ikisinin ayrı ayrı yaptığı etkilerin toplamından daha fazla etki sağlanır.

Direnç: Bakterilerin bir antibiyotiğe karşı duyarlılıklarının azalması veya ortadan kalkmasıdır.Bu duruma sık ve kontrolsüz antibiyotik kullanılması ve bakterilerin kendi yapılarını değiştirmesi neden olabilir.

Ağrı kesici ilaçlar

Ağrı ve ağrılı olaylar, hekime başvuru nedenleri arasında hemen ilk sırayı alan yakınmalardır. Analjezik ve steroid olmayan antiinflamatuvar ilaçlar (NSAİ) ise antibiyotiklerden sonra en sık reçete edilen ilaçlardandır. Artritler ve ilaç kullanımı ise tüm çabalara ve bilimsel aşamalara karşın hata yapma ve seçimde güçlük çekilen bir konu olup modern yaklaşımlar çok sık değişmektedir.

Sorunun büyüklüğünü tanımlamak için dünya çapındaki istatistiklere bakmak yararlı olabilir. Sık görülen artritler olan osteoartritin prevalansı %10-20, romatoid artritin ise %1-2 olup bu hastaların en az yarısı NSAİ kullanmaktadır. Toplumda NSAİ kullanım prevalansı ise %5 olarak hesaplanmaktadır.

Analjezik ilaçlar:

a. Opioidler (narkotikler)

b. Adjuvan analjezikler

c. Nonopioid analjezikler (narkotik olmayan analjezikler):

i. Parasetamol ve Aspirin

ii. NSAİ şeklinde özetle sınıflayabiliriz.

Top