warning: Creating default object from empty value in /home/icom/domains/ihya.com/public_html/saglik/modules/taxonomy/taxonomy.pages.inc on line 33.

insan vücudu

Posted by şirin

İskeleti oluşturan kemikleri birbirine bağlayan anatomik oluşumlardır.

Eklemlerde iki kemiğin uç noktaları, yumuşak, yoğun, koruyucu ve sürtünmeyi azaltıcı görev üstlenen kıkırdakla kaplıdır. Eklem kıkırdağı 2-5 mm kalınlığındadır. Kemik yüzeylerini örten eklem kıkırdağının özelliklerinden biri sürtünme katsayısının çok düşük olmasıdır; bu sayede iki yüzey rahatlıkla birbirleri üzerinde kayar. Diğer özelliği baskıya karşı dayanıklılığıdır. Ne kan damarları ne de sinir uçları kıkırdağa girmez. Kıkırdak, sinir ucu içermemesi nedeni ile ağrıya duyarsızdır.

Komşu eklem yüzleri arasındaki büyüklük ve şekil farklılığı fazla ise bu yüzlerin birbirine uyumunu sağlayan iki eklem yüzü arasına sokulan menisküs ve disküs denen oluşumlar bulunur.

Menisküsler, eklem yüzlerinin yan kısımlarında bulunur ve eklem yüzlerini büyütürler. Ayrıca dokuların elastikiyeti sayesinde ve hareket sırasında basıncın etkisi ile eklem yüzlerinin şekil ve durumlarını değiştirirler.

Diskuslar, şekil ve durum değiştirme yeteneği daha fazla olan ve çeşitli hareketlerin meydana gelmesini sağlayan oluşumlardır.

Posted by şirin

Kalça kemiği (os coxae)
Kalça kemiği kanadı (os ilii), oturga kemiği (os ischii) ve çatı kemiğinin (os pubis) ergenlik çağında birleşmesi ile oluşur.

Leğen kemiği (pelvis)
Arkada sakrum ve koksik, yanlarda ise kalça kemiklerinin aralarında eklemleşmesinden meydana gelir. geniş olan üst parçasına pelvis major (büyük pelvis), alt parçasına ise pelvis minör (küçük pelvis) denir.

Pelvis çapları önemlidir. Çünkü doğum sırasında uterus ve karın kaslarının kasılması sonucu aşağıya itilen çocuğun dışarıya çıkabilmesi için önce küçük pelvisten geçmesi gerekir.erkek pelvisi ile kadın pelvisi arasında farklılıklar vardır. Kadın pelvisi daha geniş, yüksekliği daha az, sakrum daha kısa ve geniştir.

Uyluk kemiği, femur (os femoris)
İskeletin en uzun, en kalın ve en sağlam kemiği olup kalça kemiği ve tibia ile eklem yapar.

Diz kapağı kemiği (Patella)
Tabanı yukarda olan bir üçgen gibidir. Ön yüzü deri altından hissedilir.

Kaval kemiği (tibia)

Posted by şirin

Köprücük kemiği (clavicula)
Sternum ve kürek kemiği ile eklem yapar. 15-17 cm uzunluğunda, 2-3 cm genişliğinde ve herhengi bir travmada kolay kırılabilir bir kemiktir.

Kürek kemiği (scapula)
Üçgen şekilli yassı iki kemiktir. Ön ve arka olmak üzere iki yüzü vardır. Ön yüzde omur kaslarının bağlandığı noktalar vardır.

Kol yada pazu kemiği (humerus)
Vücudun üst kısmına ait en uzun kemiktir. Üstte kürek kemiği, altta ise önkol kemikleri ile eklem yapar.

Dirsek kemiği (ulna)
Üst ucu kalın, alt ucu incedir.

Radius (önkol kemiği)
Önkolun dış yan tarafında bulunan kemiktir. Ulnaya paralel uzanır fakat daha kısadır.

El kemikleri
Toplam 27 kemikten oluşur. El bilek kemikleri (8), el tarak kemikleri (5) ve el parmak kemikleri (14) olmak üzere 3 grupta incelenir.

Posted by şirin

Göğüs iskeleti, kaburgalar (costae) ve göğüs kemiği (sternum) olmak üzere iki kısımda incelenir.

Omurga dışında göğüste 25 tane kemik bulunur. Bunlardan 12 çifti kaburga bir tanesi ise göğüs kemiğidir.

Sternum önde ve yassıdır. Kaburgalar sağ ve solda 12’şer tanedir. Kaburgaların hepsi arkada omurga ile bağlantılıdır. Önde ise kaburgaların ilk 7 çifti sternuma bağlanır. 8,, 9, ve 10. çift kaburgalar 7, çifte bağlanır. 11. ve 12. çiftlerin uçları boştadır.

Kaburgaların sternuma birleştiği yerde kıkırdak doku yer alır. Bu sayede göğüs kafesi elastikiyet kazanır.

Posted by şirin

Vücudun dorsalinde (arkada, sırtta) omurlardan meydana gelmiş, vücudun ağırlığını taşıyan ve destekleyen iskelet bölümüdür. Boşluğunda sinir sisteminin önemli bir parçası olan omurilik (medulla spinalis) koruma altına alınmıştır.omurgayı meydana getiren omurların sayısı 33 tanedir. Bu sayı erginde 26’dır.

Omurga beş bölümde incelenir.

Boyun bölgesi (servikal) omurlar : Boyun bölgesi 7 omurdan meydana gelmiştir.

Göğüs (torasik) omurlar : Göğüs omurları 12 tanedir.

Bel (lumbar) omurları : Bel omurları 5 tanedir. Vücut ağırlığının taşınmasında önemli role sahiptir. Diğer omurlara göre daha büyük ve enine çıkıntılara sahiptirler.

Kuyruk sokumu (sakral) omurları : Çocukta 5 ayrı omur, ergenlikte birleşerek tek omur haline gelir.

Kuyruk (koksik) omurları : Sayısı 3-5 arasında değişen kuyruk omurları erginde tek kemik haline gelir.

Posted by şirin

Maxilla ( üst çene kemiği) : Hareketsiz olan çene kemiğidir. Ağız boşluğunun üstünde, göz çukurunun altında bulunur.

Os lacrimale (gözyaşı kemiği) : İnce bir kemik olup, göz çukurunun iç duvarının ön parçasını oluşturur.

Os palatinum (damak kemiği) : Burun boşluklarının arkasında yer alır.

Os nasale (nazal kemik, burun kemiği) : Ortada bir çizgi boyunca bağlanmıştır. Üst çene kemiğinin alın çıkıntıları arasında ve dört köşeli yassı bir kemik olup burun sırtının iskeletini yapar.

Os zygomaticum (elmacık kemiği) : Göz çukurlarının dış alt kısımlarında bulunur.

Mandibula (alt çene kemiği) : Yüz kemiklerinin en büyüğüdür. Çiğneme fonksiyonu ile sindirim sistemine yardımcı olur.

Os hyoideum (dil kemiği) : Dil kökünün aşağısında ve gırtlağın üst kısmında yer alır.

Vomer (sapan kemiği) : Burun boşluklarını birbirinden ayıran kemiğin arka ve alt parçasını yapan, ince dikdörtgen şeklindeki kemiktir.

Posted by şirin

Oksipital kemik (artkafa kemiği): Kafatasının alt ve arka kısmında bulunur.

Sphenoid kemiği (temel kemik): Kafatasının tabanında bulunan kemiktir.

Frontal kemik (alın kemiği): Kafatasının ön yüzünde ve göz yuvalarının (orbita) üst bölümünde yer almıştır.

Parietal kemik (yan kafa, çeper kemiği): Kafa boşluğunun yan bölümlerini kaplayan, geniş yüzeyli bir çift kemiktir.

Temporal kemik (şakak kemiği): Parietal, sphenoid ve occipital kemikler arasında yer alan bir çift kemiktir. Bu kemiklerin iç tarafında işitme ve denge organları bulunur.

Etmoid kemik (kalbur kemiği) : Sfenoid kemiğin önünde ve frontal kemiğin arkasında arda bulunan kemiktir.

Posted by şirin

İskelet Sisteminin Görevleri

* Vücudun çatısını oluşturmak.
* Vücuda diklik ve sertlik sağlamak.
* Bazı iç organları dış etkenlerden korumak.
* İç organlara ve kaslara bağlanma yüzeyi sağlamak.
* Eklemlerin yardımıyla vücuda hareketlilik sağlamak.
* Vücudun ihtiyacı olan bazı minarelleri depo etmek.
* Kan yapımında görev almak.

Posted by şirin

Bazal ganglia hareketin koordinasyonundan sorumludur. Globus pallidus, kaudat nükleus, subtalamik nükleus, putamen ve substantia nigra denilen yapılardan oluşur.

Posted by şirin

Limbik sistem, bir uyarıya karşı gösterilen duygusal tepkiyi kontrol eder. Bu sistemin bir parçası olan hipokampusun görevi ise öğrenme ve hafıza olaylarıyla ilgilidir.

Posted by şirin

Talamus çevreden gelen duyusal bilgiyi alıp bunu serebral kortekse iletir. Ayrıca serebral korteksden gelen bilgileri de omurilik ve beynin diğer kısımlarına iletir. Görevi duyusal ve motor bilgilerin birbiriyle bütünleştirilmesidir.

Posted by şirin

DUYULARI ALGILAMA

• İçten gelen uyarıları algılar, örnek:midenin doymasını algılaması

• Dıştan gelen uyarıları algılar, örnek: ele düşen yağmur damlasının hissedilmesi

BİRLEŞTİRME, BÜTÜNLEME; algılanan duyuların işlenmesi sürecidir

• Bilgiyi çözümler(analiz eder)

• Bazı bilgileri depolar

• Uygun yanıt/tepki için karar verir

• Varsayımda bulunabilir, örnek: “bulutların durumuna göre birazdan yağmur yağacak”

HAREKETİ SAĞLAMA; kasların kasılıp-gevşemesi ve salgı bezlerinin salgı yapması gibi.

• Algılanan duyuya göre bilgi yorumlanarak emir verilir, örnek: “yağmurdan kaçmak için içeriye/kuru yere gir” gibi.

SİNİR SİSTEMİNİN ÖZELLİKLERİ

· Uyarılabilir: sinir uyarıları üreterek(aksiyon potansiyeli) hızlı iletişim ve vücut dokularının birbiriyle hızlı bir şekilde haberleşmesini ve örgütlenmesini sağlar

· Vücudun dengesinin(homeostazis) korunmasına yardımcı olur

· Algılamalarımızdan, davranışlarımızdan ve hafızamızdan sorumludur

· İstemli hareketleri başlatır, kolumu istediğimde kaldırabilmek gibi.

Posted by Arif

Kasların kasılmasında kalsiyum ve magnezyumun rolü vardır. Kasın kasılması, miyozin moleküllerinin başından oluşan çapraz köprülerin aktin miyofilamentini çekmesi ile ortaya çıkar. Kasılan kasın boyu kısalır ve böylece bağlı bulunduğu kemiği çekerek iş yapmış olur.

Kas kasılması için gerekli enerji kaynağı ATP’dir. Enerjinin çoğu çapraz köprülerin aktin filamentlerini çekmesinde kullanılır.

Kasılmada esas enerji kaynağı besinlerle alınan karbonhidrat, yağ ve proteinlerin oksidatif yıkımından elde edilen ATP’dir.

ATP’yi yeniden oluşturabilmek için gerekli enerji kaynağı, kasta depolanmış olan glikojenden gelir.

Kasılma tipleri

İzometrik kasılma : Bu kasılma tipinde kasın boyunda önemli bir değişiklik olmaz.

İzotenik kasılma : Belirli bir yüke karşı yapılan ve kas boyunda kısalmanın görüldüğü kasılma tipidir.

Tetanik kasılma : Uyarıların hızlı bir şekilde tekrar edilmesi sonucunda kasın gevşemeden sürekli kasılması durumudur. Spazm ve kramp iskelet kasında görülen tetanik kasılmaya örnektir.

Posted by Arif

İskelet etrafında bulunan, hareketi sağlayan ve istemli olarak hareket ettirdiğimiz kaslardır. Bu kaslar, tüm kas boyunca uzayan çok sayıda liften oluşmuştur. Bu lifler de miyofibrillerden meydana gelir. Her miyofibrilde ise yanyana uzayan aktin ve miyozin filamentleri bulunur. Bu filamentler, dizilişlerinden dolayı bir koyu bir açık bölge oluşturarak miyofibrilin enine çizgili görünmesini sağlarlar.

Yüz ve mimik kasları, gövdede bulunan kol kasları, kaburgalar arası kaslar, kol ve bacak kasları isteğimize bağlı olarak hareket ettirebildiğimiz kaslardır.

Vücut ağırlığının % 40’ını teşkil eder. Kas lifi, 10-100 mikron çaplı, 1 mm ile 2-3 cm arası uzunluktadır. Refleks olaylarına katılır. Kasılırken yan ürün olarak ısı verirler. Bu ısı da ayrıca vücutta kullanılır. Hızlı, kısa süreli ve çoğunlukla isteğimiz dâhilinde çalışırlar. Kas liflerinde kenarlara dizilmiş çok miktarda çekirdek bulunur. Her kas lifi kendine âit bir sinir lifine sâhiptir. Kas lifleri (telleri) yüzleri miyofibrilden (telcikten) meydana gelir.

Posted by Arif

Kaslar kas teli denilen çok sayıda ince kas lifinden oluşur. Kas liflerinin membranına sarkolemma, sitoplazmasına ise sarkoplazma denir. Kas hücrelerinde enerji ihtiyacı fazla olduğu için sitoplazmada kasılmayı sağlayan çok sayıda mitokondri bulunur.

Kasların yapısında aktin ve miyozin denen miyofilamentler bulunur.

Miyozin filamenti yaklaşık 200 miyozin molekülünden oluşmuştur. Miyozin başı kas kasılmaları sırasında önemli görevlere sahiptir. Miyozin başı ATPaz işlevine sahiptir.

Aktin ise proteinlerden oluşmuştur.
Kaslar kemiklere kirişlerle bağlanmıştır. Kiriş; kırmızı kasların ucunda bulunan beyaz renkli, sağlam ve kası kemiğe bağlayan kısımdır.

a) Kasların görevleri :
Vücudun şeklini belirler
Kemiklerin hareket etmesini sağlar.

b) Kasların yapısı :
Lifli bir yapıya sahiptirler
İstemli ya da istemsiz çalışırlar.
Kasılıp gevşeyebilirler.
Kasılırken boyları kısalır.

Harekette İskelet ve Kas İlişkisi :

Kaslar kemiklere bağlıdır.
Kasların kasılıp gevşemesiyle kemikler eklem yerlerinden hareket edebilirler.
bir cismi elle kadırdığımızda kol kaslarının incelenesi buna en güzel örnektir.

Posted by Arif

*Kaslar, çeşitli organların veya vücudun tamamının hareketini sağlar. Duruş ve hareketten sorumlu olan iskeletin üzerindeki kaslar, kemiklere bağlıdır ve eklemlerin etrafında toplanan kaslar birbirlerine zıt yönlerde hareket ederler.

*Vücutta madde taşınmasını sağlarlar.

*Kalp kası, kan basıncını ayarlar ve kanı tüm vücuda pompalar.

*Düz kaslar, sindirim, boşaltım ve üreme sistemlerinin hareketini sağlar.

*İskelet kası lenf akımına yardımcı olur.

*Kemiklerin etrafında bulunan iskelet kasları hareketle beraber, vücut şeklinin oluşmasını sağlarlar.

*Kaslar ısı üretiminde görev alırlar. İskelet kası bir iş yaptığı zaman aynı zamanda ısı üretir. Vücut ısısının yaklaşık %85’i kas kontraksiyonundan meydana gelir.

Posted by lâle

Solunum sistemi burun, yutak, gırtlak, soluk borusu (trakea) ve akciğerlerden oluşmuştur. Solunum, havadan oksijenin alınıp kandaki karbon dioksitin atılmasını sağlayan bir olaydır. Solunum yollarının ses oluşumunda, koku ve tat almada da katkısı vardır, ama en önemli görevi solunumu gerçekleştirmesidir. Çünkü solunum yaşam için çok gerekli olan bir olaydır.

Posted by Efe

İnsanda, karın boşluğunun arka tarafına, bel hizasında ve omurganın iki yanında fasülye tanesi biçiminde, çukur kısımları birbirine dönük bir çift böbrek bulunur.Böbrekler 10-15 cm uzunluğunda 120-200 gr ağırlığındadır.Böbrek, dıştan içe doğru kabuk (korteks) ve öz (medulla) bölgesinden oluşur.Böbreğin tam ortasında idrar borusuna bağlanan huni şeklinde havuzcuk (pelvis) bulunur.

İdrar kanalları ve idrar kesesi böbreğe yardımcı olması bakımından önemlidir.Fakat kanda artık maddeleri seçici olarak süzen esas kısım nefronlardır.Bir böbrekte yaklaşık 1 milyon nefron bulunur.

Posted by Efe

Böbreğin işlevi kandaki süzme işlemi ile tamamlanmamaktır. Eğer süzme işleminden sonra süzülen sıvı dışarı atılsaydı, vücut suyunun 4 katı kadar su ve yararlı maddeler de kaybedilmiş olacaktı. Aynı zamanda süzülen sıvının içersinde dokularımız için yararlı olan maddeler (aminoasitler, inorganik tuzlar, glukoz ve doku sıvısı) de atılmış olacaktı. Bunun engellenmesi için böbrekte "geri emme" gerçekleşir.

Bowman kapsulündeki süzüntü sıvı, nefronun kıvrımlı boşaltım kanalcıklarına ve henle kanalına geçer. Bu kanallarda akan süzüntü sıvısının büyük bir kısmı, glukoz, aminoasitler ve bazı inorganik tuzlar geri emilir. Geri emilme olayı osmos ve aktif taşıma ile gerçekleşir. Emilen sıvı, kanalcıkları saran kılcal kan damarlarına geri verilir ve böylece kana karışırlar. Bowman kapsulüne geçen sıvının %99 undan fazlası (125 ml"lik sıvının 124 ml"si geri emilir) tekrar kana döner.


Son yorumlar