İlaç fiyatlarında indirim yapılacak

İlaç fiyatlarında indirim yapılacak

4 Aralık'tan itibaren bazı ilaçların fiyatlarında indirim yapılması kararından sonra tartışmalar da başladı.

Araştırmacı İlaç Firmaları Derneği (AİFD) Başkan Yardımcısı Engin Güner, 4 Aralıktan itibaren bazı ilaçların fiyatlarında indirim yapılması kararından hem üretici firmalar hem eczacılar hem de hastaların önemli ölçüde zarar göreceğini ileri sürdü.

Güner, yeni fiyat kararnamesi ve hükümet tarafından gündeme getirilen Sağlıkta Uygulama Tebliği'ndeki (SUT) değişikliklerin ilaç endüstrisi ve hastalar üzerindeki olası etkilerini değerlendirdi.

Sağlık alanında alınan kararların ciddi risk ve sıkıntıları da beraberinde getirdiğini vurgulayan Güner, ilaç harcamalarından kaynaklandığı iddia edilen bütçe açığını karşılamak üzere hükümet tarafından alınan kararların esas olarak orijinal ve yenilikçi ilaç üreticilerini olumsuz etkilediğini söyledi. 4 Aralıkta uygulanacak kararnamenin esas olarak orijinal ürün aleyhine olumsuzluklar taşıdığını ifade eden Güner, orijinal ve jenerik ilaç fiyatlarını eşit olacak şekilde referans fiyatın yüzde 60'ına indiren, bir başka deyişle orijinalleri yüzde 40, jenerikleri ise yüzde 20 fiyat düşürmek zorunda bırakan bir düzenleme yapıldığını dile getirdi.

Güner, ayrıca verilen tüm iskontolara ek olarak sadece orijinal ilaçlardan yüzde 13 iskonto talep edildiğini kaydetti.

Buna karşılık referans fiyatlarına tabi tutulmayan “20 yıllık” tabir edilen eski ilaçların 10 liradan fazla olanlarının yeni kararname ile referans fiyat seviyesine getirildiğini aktaran Güner, “Bizim hesaplarımıza göre yapılması öngörülen tasarrufların yükünün yaklaşık yüzde 75'i orijinal ilaçların üzerine kalmış oluyor, yüzde 25'i de yerli firmalara yükleniyor” diye konuştu.

Yeni uygulamaların hastaların orijinal ve daha etkin tedaviler sunarak yaşam kalitesini ve süresini artıran yeni ilaçlara erişimini zorlaştıracağını vurgulayan Güner, şöyle devam etti:

“Yeni fiyat kararnamesi paydaşlar arasında tam bir mutabakat sağlanmadan yayımlanmıştır. Bundan tüm hem üretici firmalar hem eczacılar hem de hastalar önemli ölçüde zarar görecektir. Türkiye'deki ilaç endüstrisinin gelişimine, bu alandaki istihdama ve yatırımlara zarar verecektir. Dağıtım kanallarında iflas ve çöküşlere, dolayısıyla sektördeki tüm paydaşların mağduriyetine yol açabilecek, bu açıdan da yine hastaların ilaçlara erişiminde güçlük yaratabilecek ciddi tehlike ve sıkıntılar ortaya çıkabilecektir.”

Güner, yeni fiyat kararnamesi ile ilgili şu önerilerde bulundu:
“Yapılan düzenlemeler yeniden gözden geçirilmeli, hastaların ilaçlara erişimini güçleştirmeyecek alternatif çözümler geliştirilmelidir. Alınan kararların ekonomik etkileri ve bunların orijinal ve jenerik ilaç sektörünü ne ölçüde etkilediği titiz bir şekilde hesaplanmalıdır. Bu hesap tarafsız kaynaklar tarafından doğrulanmalıdır. Alınan ve alınacak kararlar orijinal ve jenerik ilaç üreticileri arasında ayrımcılık yaratmayacak şekilde tasarlanmalı ve uygulanmalıdır.”

SUT DEĞİŞİKLİKLERİ

Sağlık Uygulama Tebliği'ne (SUT) ilişkin olarak 12 Ekimde yayımlanan genelge ile eşdeğer ilaç uygulamasının yeniden düzenlendiğini anımsatan Güner, bu düzenleme ile endikasyon farklılığı olan, yani farklı uygulama alanları olan ürünlerin birbirinin eşdeğeri olarak aynı grupta yer almaları sağlandığını söyledi.

Tebliğ değişikliğinin elektronik altyapının hazır olmaması nedeniyle şimdilik uygulanmadığını anımsatan Güner, ancak ileride uygulanmaya konulmasının çok ciddi sıkıntılar yaratacağını aktardı.

Güner, uygulanması durumunda hastanın tanı doğrultusunda doğru tedaviyi almasının zorlaşacağını, eczanede reçetedeki ilacın eşdeğeri ile değiştirilmesi sırasında aynı etkin maddeyi aynı dozda ve aynı farmasötik formda içermeyen maddelerin birbirinin yerini alabileceğini, bunun da tıbbi açıdan büyük sakıncalar ve telafisi mümkün olmayan hatalar doğurabileceğini belirtti.

Hekim tarafından öngörülen tedaviye ulaşmak için hastanın reçetelenen etkin maddeyi içeren orijinal ya da jenerik için yüksek fark ödemek durumunda kalacağını, düşük ekonomik düzeye sahip hastaların diğer hastalarla eşit tedavi almasının engellenmiş olacağını kaydeden Güner, konuşmasına şöyle devam etti:

“Yüksek tansiyona karşı kullanılan bazı yeni nesil anti hipertansif ilaçları reçeteleyebilecek uzmanlıkların sadece endokrinolog, nefrolog ve kardiyolog ile kısıtlanması, bu uzmanların sayısının sınırlı olması ve bazı bölgelerde hiç bulunmamaları nedeni ile hipertansiyonu bu ilaçlarla kontrol altında olan hastaların tedaviye erişimi çok zorlaşabilecektir.”

AİFD SEKTÖR ANKETİ

Araştırmacı İlaç Firmaları Derneğinin üye şirketlerin üst düzey yöneticilerinin katıldığı bir anket çalışması yaptığı anlatan Güner, katılımcıların yüzde 84'ünün hastaların yeni ve orijinal ilaçlara ve halen piyasada olan bazı ilaçlara erişiminin zorlaşacağını düşündüklerini söyledi.

Katılımcıların yüzde 68'inin yapılan düzenlemeler sonucunda yatırımların yüzde 20'den fazla, yüzde 24'ünün ise yatırımların yüzde 10'dan daha fazla azalacağını öngördüğünü aktaran Güner, “Yapılan son kısıntılar faaliyetlerinizi nasıl etkileyecek?” sorusunu ankete katılan yöneticilerin yüzde 84'ünün “çok olumsuz”, yüzde 16'sının ise “olumsuz” olarak yanıtladığını ifade etti.

Güner, “Katılımcıların yüzde 32'si, yeni kararname sonucunda firmalarında yüzde 10'dan fazla, yüzde 52'si ise yüzde 20'den fazla oranda işten çıkartmalar olabileceğini kaydetti” diye konuştu.

Güner, “alınan kararların Türkiye'nin sağlık ve ilaç sektörünün küresel rekabet gücünü nasıl etkileyeceği” yolundaki bir soruyu da katılımcıların yüzde 64'ünün “çok olumsuz”, yüzde 37'sinin ise “olumsuz” şeklinde yanıtladığını bildirdi.
Katılımcılara Türkiye'de Ar–Ge ve üretim yatırımı yapmayı zorlaştıran faktörlerin sorulduğunu belirten Güner, “sağlık ve ilaç politikalarında öngörülebilirliğin bulunmaması” yanıtının yüzde 72 ile birinci, “şeffaflık ve açıklık olmaması” yanıtının yüzde 67 ile ikinci, bürokrasi ve mevzuat yanıtının ise yüzde 40 ile üçüncü sırada yer aldığını söyledi.
Top