warning: Creating default object from empty value in /home/icom/domains/ihya.com/public_html/saglik/modules/taxonomy/taxonomy.pages.inc on line 33.

üreme sistemi

Posted by Arif

Üreme olayı sayesinde canlılığın devamı sağlanır. Türün devamlılığı iki ayrı cins tarafından gerçekleştirilir.

İnsanların üreyebilmesi için cinsel ilişki sırasında vajinaya boşalan spermlerin (erkek üreme hücrelerinin) fallop tüplerinde dişi yumurta hücresini döllemesi gerekir.

Gebelik erkek üreme hücresi olan sperm ile dişi yumurta hücresinin birleşmesiyle başlayan bir süreçtir.

Yumurtlama kadınlarda bir sonraki adet kanamasından iki hafta önce olur. Dişi yumurta hücresi yumurtalıklardan ayrıldıktan sonra 12-24 saat canlı kalırken, spermler rahim boynundaki kıvrımlarda ortalama 6 gün kadar canlı kalırlar. Testislerde her gün milyonlarca sperm üretilir, ancak bunlardan sadece bir tanesi dişi yumurta hücresi ile birleşme şansına sahiptir.

Cinsel ilişki esnasında erkeğin penisinden spermler rahim boynuna yakın bir alana boşaltılır daha sonra da rahimden fallop tüplerine doğru hareket ederler.

İşte hareket yeteneğine sahip olan spermlerden bir tanesinin dişi yumurta hücresiyle birleştiği anda gebelik başlar. Dişi ve erkek üreme hücrelerinin çekirdeklerinin birleşerek yeni bir hücre oluşturmasına döllenme denir. Bu birleşmenin gerçekleştiği yer fallop tüpleridir.

Posted by Arif

Cinsel aktivite sırasında penis sertleşir ve dikleşir (ereksiyon), cinsel ilişki sırasında girişe olanak verir. Ereksiyon nörolojik, damarsal, hormonal ve psikolojik eylemlerin karmaşık bir etkileşimi sonucu gerçekleşir.

Duyulardan kaynaklanan zevk veren uyaranlar beyinde bir reaksiyona neden olur. Beyin omurilikten aşağıya penise sinir sinyalleri gönderir. Korpus kavernosumlar ve korpus spongiosuma kan getiren atardamarlar buna genişleyerek yanıt verir. Atardamarların genişlemesi bu alanlardaki kan akımının dramatik olarak artmasına, bu alanların kanla dolup şişmesine yol açar. Normal olarak penisten dışarı kan akımını sağlayan toplardamarların çevresindeki kaslar kasılarak dışarı kan akımını yavaşlatır. Penisteki kan basıncının yükselmesi boyu ve çapının artmasına neden olur.Cinsel heyecanın doruğunda, glans penisteki sürtünme ve diğer uyaranların beyin ve omuriliğe sinyaller göndermesiyle ejakülasyon (boşalma) meydana gelir.

Sinirler epididim ve vas deferens, seminal veziküller ve prostat çevresinde kasların kasılmasını uyarır. Bu kasılmalar meninin üretraya geçmesini sağlar.

Posted by Arif

Bu kanal idrarı mesaneden aşağı taşıyan idrar yolunu ve üreme sisteminde meninin dışarı atıldığı bölümü oluşturur.

Erkek üretrası

İnsanlarda erkek üretrası yaklaşık 13 cm uzunluğundadır ve penisin ucuna açılır. Üretranın içinde spiral oyuklar bulunur (ateşli silahlarda namlunun içindeki yivler gibi), bu sayede idrar akımı geniş çaplı olur.

Erkeklerde üretra, konumuna göre dört bölüme ayrılır:

Prostat üretrası: Prostat bezinin içinden geçer. Birkaç açıklığı vardır: (1) Vas deferans'dan ve ejakülasyon borusudan gelen spermlerin girdiği bir küçük açıklık, (2) Prostattan gelen sıvının girdiği prostat kanalları, (3) Prostat utricle için bir açıklık, ama buradan üretranın içine bir şey girmez. Bu açıklıklara topluca verumontanum adı verilir.

Membranlı üretra: Dış üretral sfinkterinden geçen küçük (1-2 cm) kısım. Burası üretranın en dar kısmıdır. Derin perineal kesede bulunur. Bulbo-üretral bezlerden gelen borular buradan girer.

Posted by Arif

Pelviste mesanenin hemen altında yer alır ve üretranın orta bölümünü çevreler. Genellikle ceviz büyüklüğünde olan bu bez yaşla birlikte büyür. Prostat ve üstündeki seminal veziküllerde spermin beslenmesini sağlayan bir sıvı yapılır. Bu sıvı spermin ejakülasyon sırasında içinde bulunduğu salgı olan meninin hacminin büyük bir bölümünü oluşturur. Meninin içerdiği diğer sıvılar vas deferens ve penis başındaki müköz bezlerden gelir.

Posted by Arif

Testislere bitişik olan epididim yaklaşık 6 metre uzunluğunda bir tüp yumağıdır. Testislerden spermi alır ve spermin olgunlaşmasına elverişli bir ortam yaratır. Sol testis sağdakine göre biraz daha aşağıdadır.

Posted by Arif

Epididimden spermi alıp taşıyan kordon benzeri bir kanaldır.
Her bir testisten çıkan kanal prostatın arkasından yukarı çıkar ve üretraya girerek ejakülasyon kanallarını oluşturur. Vas deferense paralel giden kan damarları ve sinirler gibi diğer yapılar bir arada sperm kordonunu oluşturur.

Posted by Arif

Skrotumun içinde bulunan testisler bir kordon vasıtasıyla vücuda bağlanmışlardır. Bu kordonun içinde damarlar, sinirler ve sperm kanalı bulunur. Testisler sperm yapımı ve testosteron (başlıca erkek seks hormonu) sentezini gerçekleştirirler.

Posted by Arif

Skrotum penisin alt kısmında yer alan, içerisinde yumurtalar ve sperm kanallarının bir kısmının bulunduğu ince kırışık derili kesedir.

Testisleri sarar, korur, darbelerde ve sıkışmalarda yumurtaların zarar görmesini engeller.

Skrotum testisler için bir ısı kontrol sistemi olarak görev yapar; spermlerin normal gelişmesi için testislerin vücut sıcaklığından biraz daha düşük ısıda (35ºC) olması gerekir. Skrotum duvarındaki kaslar gevşeyip kasılarak testisler için uygun ısıyı sağlarlar

Posted by Arif

Penis hem cinsel birleşme, hem de idrar boşaltma organıdır. Penis başı, ince bir zarla çevrilmiş süngerimsi yapıdadır. Penis başının deri rengi koyu olup, uç kısmında idrar deliği bulunur.

Penis gövdesinin büyük bir bölümü erektil (sertleşebilen) dokudan oluşan üç silindirik alandan (sinüsler) meydana gelir. Büyük olan iki alan (korpus kavernosum) yanyanadır. Üçüncü sinüs olan korpus spongiosum (süngersi cisim) üretranın çevresini sarar. Bu alanlar kanla dolunca penis büyür, dikleşir ve sertleşir (ereksiyon).

Posted by Arif

Memeler ergenlik dönemi başlayana kadar kızlarda ve erkeklerde aynı büyüklüktedir. Ancak kızlarda ergenlik dönemiyle beraber salınan östrojen hormonunun etkisiyle hızla büyürler.

Meme büyüklüğü, genetik yapı, vücudun yağ oranı ve büyüklüğüyle yakın ilişkilidir.

Memeler, bebeğin belli bir süreye kadar besin ihtiyacını karşılamak için süt üretir ve salgılarlar. Ayrıca memeler cinsel uyarılmada da etkilidir.

İç yapısında salgı bezleri, yağ ve bağ dokusu bulunur. Meme dokusu içerisinde üretilen sütün dışarı taşınması için çok sayıda süt iletim kanalları bulundurur.

Posted by Arif

Adet döngüsü ergenlik dönemiyle başlayıp menopoz dönemine kadar devam eden bir süreci kapsar. Ergenlik döneminde beyinden gelen uyarılarla yumurtalıklardan östrojen ve progesteron denilen ve adet döngüsünü düzenleyen hormonlar salgılanır. Ergenlikle beraber yumurtalıklarda doğuştan var olan yumurtaların her ay biri olgunlaşarak vücuttan atılır. İlk adet görme yaşı kişiden kişiye değişir ve 9 ile 16 arası herhangi bir yaşta görülebilir.

Rahim iç yüzeyinde her ay olgunlaşmış yumurtanın , gelip yapışmasına ve buradan beslenmesi için damarlanmasını sağlayacak bir tabaka oluşur (endometrium) ve eğer döllenme yoksa bu duvar görevini tamamlayıp yerini alttan gelen yeni dokuya bırakarak dökülür, rahimden dışarıya atılır. Her ay aynı şekilde tekrarlanan bu işleme adet kanaması (menstrüasyon, regl, aybaşı) denir.

Bileşik bir hormon grubu tarafından işareti verilen ve beyin tarafından kontrol edilen bu süreç, genellikle gebelik hariç, her ay gerçekleşir. Kadınlar, yeni bir yumurtanın oluşmasından önce adet görürler.

Posted by Arif

Vajina girişinden hemen sonra yer alır. Bağ dokusu ve damarlardan oluşmuş bu zarın dayanıklılığı kişiden kişiye değişmektedir. İlk vajinal cinsel ilişki sırasında zarda zedelenme ve yırtılma olur. Bu esnada bir miktar kan gelir. bazı kızlarda bu zar çok sağlamdır ve bazen doğum yapana kadar yırtılmayabilir.

Posted by Arif

Vulvanın üst kısmında, küçük dudakların bittiği yerde bulunur. Klitorisin hemen altında idrar deliği, onun da altında vajina girişi bulunur. Kan damarlarının yoğun olarak bulunduğu klitoris, cinsel birleşme esnasında sertleşip duyarlılığı sağlayarak kadın orgazmında önemli rol üstlenir.

Posted by Arif

Büyük dudakların hemen altında yer alan iki küçük deri kıvrımıdır. Vajina girişini çevreleyen bu kısım kılsız, ince ve kan damarlarınca zengindir.

Posted by Arif

Vulvanın dışındaki en belirgin kısımdır ve ik kalın deri katlanması şeklindedir. İçlerinde ter ve yağ bezleri, kan damarları ve sinirler bulunur. Puberteden sonra burası kıllanır.

Posted by Arif

Rahmin her iki yanında yer alan, gri-pembe renkli, badem şekilli yassı ve oval 6-8 gr ağırlığında iki organdır.

Ovaryumun başlıca fonksiyonu yumurta (ovum) ve dişi eşey hormonları olan östrojen ve progesteron üretmektir. Ayrıca hipofizin ön lobundan salgılanan folikül stimüle edici hormonu kontrol eden ihibini (baskılayıcı) salgılar.

Posted by Arif

Uterusun iki yanından çıkıp yumurtalıklara doğru uzanan bu tüpler 10 cm uzunluğunda olup yumurtalıklardan atılan yumurtayı ovaryumdan uterusa (rahime) iletir. Bu yumurtaların erkek üreme hücresi tarafından yakalanıp döllenmesi tüplerde gerçekleşir ve döllenmiş yumurta da bu tüpler aracılığıyla uterusa iletilir.

Posted by Arif

Mesanenin arka kısmında ve rektumun önünde yer alan şeklinde kasl ve bağ dokusundan oluşmuş bir organdır. Yaklaşık 7-8 cm uzunluğunda, 40-50 gr ağırlığında olan bu organ tersine duran bir armut görüntüsüne benzer. Geniş olan üst kısmına fundus, alt kısmına ise serviks denir. Fundus uterin tüplerinin açıldığı, serviks ise vajinaya açılan kısımdır.

Uterus dıştan içe doğru 3 tabakadan oluşur;

En dış tabaka perimetriumdur ve uterusu iki geniş ligamentle pelvisin yan duvarlarına tutturur.

Orta tabaka olan miyometrium kaslı bir yapıya sahiptir. Doğum sırasında bu kaslı yapı sayesinde gerçekleşen kasılmalar bebeğin geçişini kolaylaştırır. Ayrıca miyometrium kadın orgazmında da kasılır.

En iç tabaka ise endometriumdur. Bu tabaka her ay çocuğun yerleşmesi için östrojen hormonu etkisi ile kalınlaşır. Progesteron hormonu ise zigotun alınmasını ve beslenmesi için gerekli olan hazırlıkları sağlar. Her bir siklus sonunda gebelik olmazsa aylık kanama (menstruasyon, regl, adet kanaması) şeklinde dışarı atılır. Kanam sonucunda endometrium kendisini yenilemek için yeni bir siklusa başlar.

Posted by Arif

Üretra ve mesanenin arkasında ve rektumun önünde yer alır. Rahim ile dış ortam arasındaki bağlantıyı sağlayan boru şeklinde, esnek ve 8-10 cm kadar olan bir organdır. Vajinal duvar düz kaslardan ve fibroelastik bağ dokusundan oluşur.

Cinsel birleşmenin olduğu yerdir. Cinsel birleşme sırasında vajina penisin girişini kolaylaştırmak için serviks bezlerinden gelen müköz salgılarla kayganlaştırılır.
Vajina asidik bir ortama sahip olması sayesinde bakteriyel infeksiyonların önlenmesinde de önemli yere sahiptir.

Doğum sırasında bebek buradan geçerek dünyaya gelir.

Posted by Arif

Erkek üreme sisteminin dış organları penis, skrotum ve testislerdir. İç organlar ise vas deferens, üretra, prostat bezi ve seminal veziküllerdir. Erkeğin genlerini taşıyan sperm testislerde yapılır ve seminal veziküllerde depolanır. Cinsel ilişki sırasında sperm meni adı verilen bir sıvının içinde vas deferensten sertleşmiş penise taşınır.


Son yorumlar