warning: Creating default object from empty value in /home/icom/domains/ihya.com/public_html/saglik/modules/taxonomy/taxonomy.pages.inc on line 33.

Ürolojik Hastalıklar

Posted by asya

Böbrek karnın arka bölgesinde bulunan 100-150 gram ağırlığında bir organdır. Normal kişilerde sağ ve solda olmak üzere iki adet böbrek bulunur. Toplumda yaklaşık 1000 kişinin bir tanesinde tek böbrek vardır. Tek böbrekli olmanın önemli bir sakıncası yoktur.

Böbreklerin işlevi
Böbreğin başlıca işlevleri vücut su, tuz, kalsiyum dengesinin sağlanması, idrar aracılığı ile zararlı maddelerin ve ilaçların vücuttan atılması ve hormon, şeker metabolizmasına olan katkılarıdır. Böbrek yetmezliğinde böbreğin bu işlevlerinde bozulma olur. Böbrek yetmezliği ani (akut) veya sinsi (kronik) seyirli olmak üzere iki şekilde gelişebilir.

Akut böbrek yetmezliğinin nedenleri
Çok sayıda neden vardır;
1. Ağır kanama, kusma, ishal, yanık sonucu kan basıncında düşme
2. Gebelik: Kanamalar, gebelik zehirlenmesi, sağlıksız koşullarda yapılan düşükler
3. Kalp yetmezliği
4. Böbrek hastalıkları: Nefrit, böbrek damarının tıkanması
5. İdrar yollarında tıkanıklık: Kanser, prostat büyümesi, taşa bağlı tıkanma
6. Ameliyatlardan, özellikle büyük ameliyatlardan sonra

Posted by asya

BÖBREK KANSERİ

Erken saptanabilen böbrek kanserlerinde cerrahi ile tam tedavi sağlama şansı oldukça yüksek. Bu nedenle hastalığın belirtileri ile ilgili bilgi sahibi olmak büyük önem taşıyor.

Böbreklerden köken alan birçok kanser tipi bulunur. Ancak erişkinlerde en sık görülen tür olan ‘böbrek hücreli kanser’ tipi temel alınarak bilgi vereceğiz. Bu kanser tipi böbreğin kanı filtre eden ve idrarı oluşturan dokularından kaynaklanmaktadır

BELİRTİLERİ NELER?

Böbrek kanserleri erken dönemlerinde sıklıkla herhangi bir belirti veya şikayet oluşturmaz. Böbrek kanserinin büyümesi ile birlikte bazı belirtiler ortaya çıkabilir.

Bunlar;

- İdrarda kan varlığı, gözle görülebilen kanama veya sadece idrar tahlilinde görülebilen mikroskobik kanama şeklinde olabilir.
- Böbrek bölgesinde muayenede ele gelen kitle
- İştahsızlık
- Kilo kaybı
- Tekrarlayan ateş
- Devamlı olabilen yan ağrısı
- Genel halsizlik ve kendini kötü hissetme

Tansiyon yükselmesi, kan değerlerinde normalin altına inme (kansızlık) de böbrek kanserlerinde görülebilir.

Posted by asya

Böbrek ve idrar yolları taşlarının %35 i kalsiyum oksalat taşları, %30-35 karışık kalsiyum oksalat ve fosfat, %15-20 magnezyum amonyum fosfat, %5-10 ürik asit taşlarıdır. Kalsiyum fosfat %5, sistin taşları ise %2 oranında görülür. Yani taşların %70 i kalsiyum oksalat içerir.

Taş oluşumunda genetik, çevresel ve beslenme faktörleri söz konusudur.

Genetik olarak; sistinüri, renal tübüler asidoz, azalmış böbrek aldolaz aktivitesi ve anormal pürin metabolizması gibi faktörler etkendir.

Çevresel etkenler; aşırı sıcaklık ve nemde aşırı sıvı kaybı.

Beslenme faktörleri ; aşırı çiğ yeşil sebzelerin tüketimi kalsiyum oksalat taşlarına, aşırı protein ve hayvansal yağ tüketimi ise ürik asit taşlarına neden olabilir.

Kalsiyum taşlarının oluşumunda barsaktan aşırı kalsiyum emilimi önemli rol oynar. Böylece idrarda fazla kalsiyum çıkar ve kalsiyum içeren taşlar oluşur.

Kalsiyum taşları oluşumunda diğer önemli bir etken de renal hiperkalsiüri denilen bir durumdur. Burada böbreklerden kalsiyum emilimi bozulur ve idrarla kalsiyum kaybı olur. Böylece kalsiyum taşları oluşabilir. Bu hastalarda paratiroid hormon ve D vitamini artar. Bu durum kan tahlili ile belirlenebilir.

Posted by asya

Kistler içi sıvı dolu keseciklerdir. Vücudun değişik bölgelerinde izlenebilir; böbrek de bunlardan birisidir. Kistler, hiç bir belirtiye yol açmayabileceği gibi;

* Yüksek tansiyon
* İltihap
* Taş
* Kanama
* Böbrek yetmezliği, gibi sorunlara da yol açabilirler.

Nasıl Anlaşılır ?
Böbrek kisti tanısı, ultrasonografi, tomografi gibi radyolojik yöntemlerle konur. Böbrek kistleri, böbrek kanseri ile karışabilir. Yapılan ultrasonografi, tomografi gibi incelemeler ile böbrek kisti, kanserden kolaylıkla ayrılır. Ailesel kistlerin bazılarının tanısında genetik çalışmalar da yararlıdır.

Böbrek kistleri görülme yaşı, yerleşim yeri ve diğer belirtilerine göre sınıflandırılırlar.

Basit kistler, zararsız ve en yaygın kist türüdür. Genellikle hiçbir belirtisi yoktur ve tedavi gerekmez. Yaşlandıkça basit kistlerin görülme sıklığı artar. Ailesel özellik gösteren kistler ise genellikle zararlıdır. Bu kistler;

- Yüksek tansiyon
- İltihap
- Taş
- Kanama
- Böbrek yetmezliği, gibi sorunlara yol açabilirler.

Böbrek Kistlerinde Tedavi

Posted by asya

Böbrek hastalıklarının çoğu bilinenin aksine son derece sinsi ve ağrısız seyreder. Halk arasında genel olarak idrarın kanlı gelmesi, idrar yaparken yanma ve acıma, belin iki veya tek tarafında yan ağrıları böbrek hastalığı belirtisi olarak bilinir. Böbreklerin işlevlerinin azalması veya kaybolması, ani başlangıçlı (Akut) veya yıllar içerisinde sessizce (Kronik) oluşabilir. Kandaki atık maddelerin atılamayıp birikmesi sonucu bütün organları etkileyen ve komaya kadar gidebilen bir zehirlenme tablosu meydana gelir.

BÖBREK HASTALIKLARI

Böbrekler, fasulye biçiminde boşaltım organlarıdır. 10 cm boyuna kadar olabilen böbrekler, boşaltım sisteminin bir bölümünü oluştururlar.

Bu organlar, başta üre olmak üzere atıkları kandan süzer ve onları su ile birlikte idrar olarak boşaltırlar. Böbrekleri ve böbreklere etki eden hastalıkları inceleyen tıbbi dal nefrolojidir.

Posted by asya

Gonore en sık rastlanılan cinsel yolla bulaşan hastalıklardan biridir. Halk arasında bel soğukluğu hastalığı olarak da bilinmektedir. Tedavi edilmez ise özellikle kadınlarda önemli sağlık sorunlarına neden olur.

"Bel soğukluğu" erkeklerde penis başından meni görünümünde akıntı ve idrar yaparken yanma ile seyreden enfeksiyonu tarif etmek için kullanılan bir terimdir.

Hastalık erkeklerde daha sık belirti verdiği ve tanısı akıntının özelliklerine bakarak nispeten kolay konduğundan toplumumuzda sanki yalnızca erkeklerde görülen bir hastalıkmış izlenimi uyanmıştır. Gerçekte hastalık cinsel yolla yayılır ve kadınlara kolaylıkla bulaşarak kadının genital sisteminde ciddi hasarlar oluşturabilir.

Nedir?

* "Bel soğukluğu", ya da tıptaki adıyla "gonore" bir bakteri enfeksiyonudur.
* Hastalık, cinsel yolla bulaşır. Tüm cinsel yolla bulaşan hastalıklarda olduğu gibi erkekten kadına bulaşması daha kolaydır.
* Hem erkekte hem de kadında belirtisiz seyredebilir.
* Özellikle gençe erkek ve kadınlarda sık görülür.
* Kadınlarda yaptığı enfeksiyona "pelvik enfeksiyon" adı verilir.

Önemi nedir?

Posted by asya

Balanit, glans (penis başı) veya penis ucunun iltihaplanmasıdır. Oldukça sık görülen bir rahatsızlıktır. Sünnet olmamış erkeklerde, özellikle sünnet derisinin daralması nedeniyle kolaylıkla geriye çekilemediği durumlarda, sünnet olmuş erkeklere kıyasla daha fazla görülür.

Belirtiler : Penisin ucunda kızarıklık ve tahriş.

Balanitin birçok çeşidi vardır. Nedenlerinden bazıları; böbrek yolları enfeksiyonu, penise sürtünen kumaşın tahrişi veya kumaşın temizlenmesi ya da yapımında kullanılan kimyasal maddeler ve doğum kontrol kremlerine reaksiyon, olabilir. Şeker hastası erkeklerde, idrarda fazla şeker bulunması nedeniyle, balanitis çok sık görülür. Mantar enfeksiyonu da sık rastlanan bir sebeptir.

Teşhis

Penisteki tahriş bir iki gün içinde geçmezse doktorunuza veya bir üroloğa danışmak gereklidir. Doktor penisi inceleyerek ve daha ciddi enfeksiyon ihtimalinin olup olmadığını anlamak için testler yapacaktır. Balanit teşhisi konursa da, şeker hastalığı ihtimalini gözönünde tutarak idrar testi uygulayacaktır.

Tedavi

Posted by asya

Prostat, gerçek pelvis içinde simfisis pubisin inferior kenarının altında yer alan; 3-4 cm genişliğinde, 4-6 cm uzunluğunda asiner, stromal ve musküler elemanlar içeren kompleks bir seks aksesuvar organıdır. Seminal plazma volümünün %20'lik bölümü prostattan salgılanan sıvılar ile oluşur. Spermatozoaların içinde yer aldığı seminal sıvıya çinko, fosfolipidler, spermin ve fosfatazları sekrete eder. Bu salgıları nedeniyle prostat fertilite açısından önemli bir organdır.

Prostat 60 yaş üzerindeki çoğu erkekte sorun olarak karşımıza çıkan Benign Prostat Hiperplazisi (BPH) rahatsızlığına yol açmasıdır. Bu hastalık prostatın hem peri-üretral hem de fibromuskuler dokularında artış ile karakterizedir. Yetmiş yaşından büyük erkeklerin en az %70'inde BPH saptanır ve bunların %40 ya da fazlasında idrar yakınmaları gelişir. Otopsi çalışmalarında BPH'nın 40 yaşındaki erkeklerin %10'unda mikroskopik olarak başladığı ve yaşla birlikte artarak 80 yaşını geçmiş erkeklerde %90 oranında saptandığı ortaya çıkmıştır.

Posted by asya

Böbreklerde görülen bir füzyon (birleşme) anomalisidir. Diğer füzyon anomalilerine göre daha sık görülür. Böbrekteki bu doğuştan anormallikte, böbrek orta çizgisiyle alt kutuplar arasında parankimal bir istmus (daralan bir bölge) vardır. İki böbrek birleşmiş ve at nalı şeklinde tek böbrek halini almıştır.

Bu anomalide; böbreklerle idrar torbası (mesane) arasında yer alan üreterler, bu istmus'un önünden ve iç-yanından geçer. Bu nedenle ikincil tıkanmalar meydana gelir. Üreterden idrar geçişi zorlaşmıştır.

At nalı böbreklilerin üçte birinde herhangi bir sorun çıkmaz. Kişi hayatına hiçbir sorun yaşamadan devam eder. Hatta bu durum, başka bir nedenle ultrason vs yapılmadıkça öğrenilemez.

Üçte bir olguda hidronefroz gelişebilir. İdrar daralan üreterden geçemez ve böbrek büyür. Sadece bu durumda böbrek fonksiyonları tam olarak bozulur.

Bu durum hayli tehlikelidir. Acilen ameliyat yapılıp düzeltilmezse böbrek kaybedilebilir.

Diğer üçte bir olguda ise sadece kişinin arkaya doğru aşırı hareketinde (belin arkaya doğru hareketinde) şiddetlenen karın ağrısı olur. Bu kişilerde de bazen ameliyat gerekebilir.

Posted by asya

Ürolojik Hastalıklar

Posted by asya

Ürolojik Hastalıklar (Bevliye)


Son yorumlar