warning: Creating default object from empty value in /home/icom/domains/ihya.com/public_html/saglik/modules/taxonomy/taxonomy.pages.inc on line 33.

Vücudumuzun bölümleri

Bu kategoride vücudumuzun bölümleri hakkında bilgilere ulaşabilir, vücudumuzu daha yakından tanıma imkanı bulabilirsiniz.
Posted by Arif

Kasılıp – gevşeyerek çalışır. Kasılma sırasında ilk önce kulakçıklar kasılıp kanı karıncıklara pompalar, daha sonra ise karıncıklar kasılarak kanı kalpten vücuda pompalar.

* Kulakçıkların kasılması esnasında;

Sağ kulakçık, vücut toplardamarından kirli kanı emer. Sol kulakçık, akciğer toplardamarından temiz kanı emer.

* Karıncıkların kasılması esnasında;

Sağ karıncık akciğer atardamarına kirli kanı pompalar. Sol karıncık aort atardamarına temiz kanı pompalar.

Not : Kulakçıklar kasılırken, karıncıklar gevşer, karıncıklar kasılırken kulakçıklar gevşer. Odacıklar kasılırken kan pompalanır ve gevşerken kan dolar.

Kalbin, atışı esnasında damarlarda oluşturduğu sarsıntıya nabız, atardamarlarda akan kanın oluşturduğu basınca tansiyon denir.

Posted by Arif

Kalbin üzerinde kalın, esnek ve dayanıklı bir zar (Perikard) bulunur. Bu zar ile kalp arasında kaygan bir sıvı vardır. Bu sıvı kalbin daha rahat çalışmasını sağlar. Kalbin duvarları çizgili (kırmızılı) kaslardan yapılmıştır. Kalp kası ritmik ve hızlı kasılır. Kalbin çalışması esnasında üst bölgesi olan kulakçıklar emici, alt bölgesi olan karıncıklar pompalayıcı bir kuvvet oluşturur.

İnsanlarda kalp iki kulakçık ve iki karıncık olmak üzere dört gözlüdür. Kalbin sol bölümünde temiz kan, sağ bölümünde ise kirli kan bulunur.

Kalp kaslarının beslenmesini koroner damarlar sağlar. Dört odacıklı olan kalbin üstteki 2 odacığına kulakçık denir. Kulakçıklar toplardamarlarla bağlantılıdır. Alttaki iki odacığına da karıncık denir. Karıncıklar atardamarlar ile bağlantılıdır. Kalpte kulakçıklar ile karıncıklar arasında tek yönlü açılan kapakçıklar bulunur. Bu kapakçıklar karıncıkların kasılması sırasında kanın geriye dönmesini önler.

Posted by Arif

Göğüs kafesi içerisinde ve 2 akciğer arasındaki boşlukta bulunur. Etrafını çeviren kemik kafes kalbi, çalışması esnasında korur. Yaklaşık yumruk büyüklüğünde olan bir kalp bir pompa gibi çalışarak kan sıvısının damarlar içerisinde hareketini sağlar.

Posted by Arif

Kapalı kan dolaşımına sahip olan insanda kalp, atar, toplar, kılcal damarlar ve kan sıvısı dolaşım sistemini oluşturur. Dolaşım sisteminin çalışması istemsiz olup, kalp ve kaslı damarların çalışma düzenini omurilik soğanı ayarlar.

Posted by Arif

Besin ve oksijenin hücreler götürülmesi ve hücrede oluşan atıkların (karbondioksit ve zararlı madde) hücrelerden dışarı atılması dolaşım sistemi ile sağlanır.

Tüm canlı organizmaların yaşayabilmesi için beslenme-boşaltım, solunum yapması gereklidir. Gelişmiş yapılı, büyük vücutlu canlılarda besinlerin ve temiz havanın vücuda yayılmasını, hücrelerde oluşan artıkların boşaltım organlarına ulaştırılmasını sağlayan yapılara dolaşım sistemi denir.

Dolaşım sistemi çiçekli bitkiler, eklem bacaklılar, yumuşakçalar, derisi dikenliler ve omurgalı canlılarda bulunur. Genel olarak tüm sistemlerle ilişkili olan dolaşım sistemi kalp, damarlar ve kan dokusundan oluşur.

İnsanlarda dolaşım sistemi;

* Sindirilmiş besinleri, su ve mineralleri hücrelere taşıma,
* Akciğerden alınan oksijeni hücrelere taşıma
* İç salgı bezlerinin ürettiği hormonları hedef organlara iletme
* Karaciğerin ürettiği ısıyı tüm vücuda yayma,
* Hücrelerin ürettiği artık maddeleri böbreğe ve deriye taşıma,
* Solunum sonucu oluşan karbondioksiti akciğerlere taşıma,

Posted by Arif

Alkol, midenin iç yüzeyini örten tabakayı tahriş ederek gastrite ve kusmaya yol açabilir. Midenin üst bölümüyle yemek borusunun alt bölümünde küçük yırtıklara sebep olabilir.

Alkolün uzun süre kullanılması özellikle B vitaminlerinin ve diğer besinlerin emilimini engelleyebilir. Ayrıca yüksek miktarda tüketilen alkol, karaciğer için önemli bir tehdit oluşturur.

Sigara içme alışkanlığı da benzer sorunlara yol açar. Sindirim sistemimiz yediğimiz besinlerin sindirilmesini ve bu besinlerin ince bağırsak tarafından emilerek kanımıza geçmesini sağlar. Sindirim sonucu oluşan küçük moleküller dolaşım sistemimiz aracılığıyla hücrelerimize kadar taşınır.

Vücudumuz besin içeriklerini enerji üretmek, yapım ve onarımını gerçekleştirmek ve faaliyetlerini düzenlemek için kullanır. Vücudumuz bu önemli görevlerini gerçekleştirmek için ihtiyaç duyduğu besin içeriklerini besin gruplarından sağlar. Aşağıdaki metni okuyarak besin gruplarının yeterli ve dengeli bir şekilde tüketilmesinin vücudumuz ve sindirim sistemimizin sağlığı için önemini kavrayalım.

Posted by Arif

Doğru Beslenmeyi Öğrenmek:

Dengeli ve yeterli beslenmemiz gerektiğini uzmanlardan ve büyüklerimizden sıkça duyarız. Dengeli ve yeterli beslenmek niçin bu kadar önemlidir? Vücudumuzun günlük enerji gereksinimini karşılamak, büyümemiz ve gelişmemizin sağlıklı olabilmesi için dengeli ve yeterli beslenmemiz gerekir. Yemek yemek temel ihtiyaçlarımızdandır. Ancak vücudumuz besinlerin ihtiyacımızdan fazla olan kısmını harcayamaz ve bunları yağa dönüştürerek depolar. Depolanan yağlar ise zamanla şişmanlığa sebep olur.

Dengeli ve yeterli beslenme besin içerikleri olan protein, karbonhidrat, yağ, vitamin, mineral ve suyun, ihtiyacımızı karşılayacak oranda ve birlikte alınmasıdır.

Stres ile dengesiz ve yetersiz beslenme sindirim sistemi sağlığını olumsuz etkileyen faktörlerdendir. Lifli besinleri tüketmek ve dengeli ve yeterli beslenmek ise sindirim sisteminin sağlığını olumlu etkiler.

Sindirim sistemimizin sağlığını korumak için:

• Çok sıcak ve çok soğuk şeyler yiyip içmemeliyiz.

• Lokmaları iyice çiğnemeli ve yavaş yemeliyiz.

• Sofradan tam olarak doymadan kalkmalıyız.

• Yemek sırasında ve yemekten sonra fazla su içmemeliyiz.

Posted by Arif

Mide ile on iki parmak bağırsağı arasında bulunan hem iç hem de dış salgı yapabilen bir organdır. İç salgısını doğrudan kana verirken, dış salgısını (pankreas öz suyu) wirsung kanalı ile ince bağırsaktaki water kabarcığına bırakır. Pankreas öz suyunda; tripsinojen, kimotripsinojen, amilaz, lipaz, deoksiribonükleaz ve ribonükleaz bulunur.

Pankreasın langerhans adacığında insülin ve glukagon hormonu üretilir.

Pankreas, Ortalama 15-20 cm uzunluğunda ve kadınlarda 55 gr erkeklerde 70 gr ağırlığındadır. Önden arkaya doğru yassılaşan pankreasın düzensiz olan biçimi çengele benzetilebilir.

Pankreasın Bölümleri

Şişkin olan sağ ucuna baş, daha dar olan orta bölümüne gövde, gövde ile başın birleştiği ince bölüme boyun, ince uzun olan son ucuna da kuyruk denir. Kuyruk bölümü dalağa dek uzar. Pankreas, dalak, karaciğer ve üst mezanter atardamarlarıyla beslenir. Pankreas'ın boşaltıcı kanalları, Wirsung kanalı ve Santorini kanalıdır.

Pankreasın Salgı görevleri

Posted by Arif

Karaciğerin sindirim ile ilgili görevi safra salgılamaktır. Safra da; safra tuzları, kolesterol, safra pigmentleri, yağ asitleri ve su vardır. Safra bir sindirim enzimi değildir, yağların çözünmesini sağlayarak sindirimine yardımcı olur. Ayrıca ortamı bazikleştirir, antiseptik görev yapar ve yağda eriyen vitaminlerin emilimini kolaylaştırır. Safra; safra kanalıyla safra kesesine, oradan da koledok kanalı ile ince bağırsaktaki water kabarcığına açılır. Bunların dışında karaciğerin şu görevleri vardır:

Vücut ısısını düzenler.

Antitoksik fonksiyonu ile zehirli (toksik) maddeleri zehirsiz hale getirir.

Pıhtılaşmada rol oynayan protrombin ve fibrinojeni üretir.

Yaşlı alyuvar hücrelerini parçalar. Embriyo döneminde kan hücrelerinin üretimini sağlar.

Kanda bulunan fazla glikozu glikojen halinde depo eder.

Safra üretir ve salgılar. Bunun için alyuvarların parçalanması sırasında açığa çıkan hemoglobini kullanır.

Kanın damar içinde pıhtılaşmasını engelleyen heparini üretir.

D, B, A ve bağırsaklarda sentezlenen, kanın pıhtılaşmasında rol oynayan K vitamini ile; demir, kalsiyum, bakır, protein ve yağları depo eder. Karotenden A vitamini sentezler.

Posted by Arif

Anüs, rektumun dış açıklığıdır. Sfinkter kaslarca kapalılığı kontrol edilir. Dışkılar boşaltım sırasında anüsten geçerek vücuttan atılır.

Besin maddelerinin vücudumuz tarafından kullanılamayan bölümlerinin dışarı atılmasını sağlar.

Posted by Arif

Kalın bağırsak sindirilmeyen maddeleri toplama ve atma işini görür. İnce bağırsakla kalın bağırsağın birleştiği yerde kör bağırsak (çekum) bulunur.

İnsanda, bu kör bağırsağın ucunda, körelmiş bir çıkıntı apandix bulunur. Kalın bağırsak rektum denilen bir yapı ile sonlanır. Rektumun dışa açılan kısmına anüs denir. Kalın bağırsakta ince bağırsaktan farklı olarak villuslar bulunmaz ve kimyasal sindirim yapılmaz.

Kalın bağırsakta sindirim gerçekleşmez. Sindirilmiş besinlerden geriye kalan posa kalın bağırsakta ilerlerken su ve minerallerin emilimi gerçekleştirir.

Sindirim sisteminin anatomisinde kalın bağırsak ince bağırsak ile anus arasındaki kısımdır. Toplam uzunluğu 1.5 metre olup, sindirim sisteminin beşte birini oluşturur. Başlangıcında yer alan çekumda çapı en geniştir, sonra kolon boyunca gittikçe daralır, anal kanaldan hem önce yer alan rektumda epeyce bir genişler.

Sindirilen Besinlerin Kana Geçmesi

Besin maddelerinin sindirimi tamamlandıktan sonra dolaşım sistemine aktarılmasına emilim denir. İki yolla olur:

Posted by Arif

On iki bağırsak, boş bağırsak ve kıvrımlı bağırsak olmak üzere üç bölümden oluşmaktadır. Yağların kimyasal sindirimi burada başlar. İnce bağırsağa gelen pankreas öz suyu ile yağların, karbonhidratların ve proteinlerin sindirimi tamamlanır. Besinler ince bağırsakta en küçük moleküllerine kadar parçalanır. Bu moleküllerin ince bağırsaktan kan damarlarına geçmesi olayına emilim adı verilir. İnce bağırsak, sindirim sistemimizin en uzun bölümüdür.

İnce Bağırsak 7- 8 m. Uzunluğunda, 2–3 cm genişliğinde olup, mide kapısından sonra gelen kısımdır. Yapısı mide gibi üç katlıdır: En dışta periton ( zar), ortada kaslar, en içte bağırsak epiteli bulunur.

Onikiparmak bağırsağı: İnce bağırsağın mide ile birleşen ilk kısmına onikiparmak bağırsağı denir. ( ilk 20 -25 cm’lik kısım) . Kıvrımlı bir yapıya sahiptir. İnce bağırsağın en önemli kısmıdır. Buraya karaciğerin safra salgısı (koledok kanalı ile) ve pankreasın sindirim enzimleri (virsung kanalı ile ) boşaltılır.

Posted by Arif

Besinlerin mekanik sindirimi, midenin kasılıp gevşeme hareketi ile devam eder. Kimyasal sindirim ise mide öz suyu içinde bulunan mide asidi ve enzimler tarafından gerçekleştirilir. Böylece, besinler parçalanarak küçük moleküller hâline getirilmiş olur. Proteinlerin sindirimi midede başlar.

Mide özsuyu içinde bulunan mide asidi ve bazı enzimler kimyasal sindirimi gerçekleştirir.

Midede sadece proteinlerin kimyasal sindirimi gerçekleştirilmektedir.

Mide, büyük miktarda yiyeceklerin geçici olarak depolandığı organdır. Rahatlıkla 1.5 litre sıvıyı içinde tutabildiği gibi, maksimum 4 litre sıvı tutma kapasitesi vardır.

Mide, karın boşluğunun sol tarafında, diyaframın altında yer alan, çaydanlık biçiminde bir torbadır. Mide, üst taraftan mide ağzı (kardia kapakçığı ) ve alt taraftan mide kapısı (pilor kapağı) ile on iki parmak bağırsağına bağlanır.

Midenin yapısı üç tabakadır: en dışta zar (periton) , ortada kas, en içte ise mukoza tabakaları bulunur.

Posted by Arif

Yemek borusu da sindirim gerçekleşmeyen bir bölümdür. Yemek borusundaki kaslar peristaltik hareket denilen br yöntemle besinleri mideye doğru iter. Bir insan baş aşağı halde duruyor olsa bile yutkunabilmektedir.

İçten dışa doğru örtü epiteli, düz kas ve bağ dokudan oluşmuştur.Besinler yemek borusundan mideye geçiş yapar. Yemek borusu ağız ve mideyi birleştirir. Besinler yemek borusundan geçerek mideye ulaşır.

Posted by Arif

Yutağın görevi ağız boşluğuyla yemek borusu arasında bir kapı oluşturmaktır. Yutağın bir özelliği de soluk borusu ve yemek borusu arasında bir bağlantı bulundurmasıdır. Ağızdan nefes alabilmemizin dedeni budur.

Dil besinleri yutağa doğru iter. Bu sırada soluk borusu gırtlak kapağı ile kapatılır.

İşlevleri

Yutak, birçok organizmada hem sindirim sisteminin solunum sisteminin parçasıdır.

Hem havanın hem de besinin yutağın içinden geçmesinden dolayı, epiglottis adı verilen ve bağ dokudan oluşan bir kapak, yutma sırasında soluk borusununun girişini kapatarak besinin buraya kaçmasını önler. İnsanlarda, yutak konuşmada da etkilidir.

Bölümleri

Pharynx, geleneksel olarak üç bölüme ayrılır.

* Nasopharynx, yutağın burun boşluğunun arkasında kalan kısmıdır.
* Oropharynx, yutağın ağız boşluğunun arkasında kalan kısmıdır.
* Laryngopharynx (hypopharynx), yutağın C3 ve C6 boyun omurları hizasında kalan kısmıdır.

Posted by Arif

İnsanda sindirim ağızda başlar. Ağızda sindirime yardımcı olan dişler, dil ve ağıza açılan tükrük bezleri bulunur. Ağızda; dışarıdan alınan besin maddeleri dişler yardımıyla mekanik olarak, tükürük içinde bulunan enzimle kimyasal olarak sindirime uğratılır.

Tükürük Bezleri: Kulak altı, dil altı ve çene altı olmak üzere, ağızda üç çift tükürük bezi bulunur. Tükürük içerisinde amilaz, mukus, Na+ ve Ca++ iyonları vardır. Tükürükte bulunan amilaz pişmiş nişastayı kimyasal olarak parçalayabilir.

Tükürük içinde pityalin (amilaz), enzimi, mukus bulunur. pH`ı nötre (7-8) yakındır.

Diş: Dıştan içe doğru üç önemli yapıdan oluşur.

1- Mine

2- Fildişi (dentin)

3- Dişözü (pulpa)

Ergin bir insanda 32 adet diş bulunur.

Dişler, besinlerin mekaniksel olarak parçalanmasını sağlar. Dişin dıştan içe doğru kesiti incelendiğinde mine, dentin ve öz olmak üzere üç bölüm ayırt edilir.

Dil, çizgili kaslardan yapılmış olup, tat almaya, besinleri karıştırmaya, yutmaya ve konuşmaya yarar.

Anatomik özellikleri

Ağız boşluğunun sınırları:

Posted by Arif

Yediğimiz besinler, vücudumuz için gerekli olan enerjiyi doğrudan sağlayamazlar.Önce kana gelip, sonra da hücrelere taşınmaları gerekir.

Besinlerin parçalanarak kana geçe bilecek hale gelmelerine SİNDİRİM denir.

Sindirim olayı SİNDİRİM SİSTEMİ tarafından gerçekleştirilir.


Son yorumlar